Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin oda ve borsaların organ seçimleri geçen sonbaharda yapılacak Nisan 2018’e ertelendi. Gümrük ve Ticaret Bakanı “oda ve borsalardan gelen şikayet ve talepler nedeniyle” seçimleri 6 ay ertelediklerini açıkladı, ama ömür biter şikayet bitmez. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin seçimleri ise gelecek ay, Mayıs 2018’de tamamlanmış olacak.
Erteleme kararının arkasında ne yatıyor bilemiyoruz. Türkiye gerçeği şu ki, her kurumda olduğu gibi odalarda da siyaset var. Bir farkla ki, sanayi ve ticaret odalarında siyasetten çok üretim ve ticaret ortamı ön plandadır. Piyasada istikrar sağlanmadığı sürece ne üretimin, ne de iç ve dışsatımın dengeli gelişmediğini en iyi onlar biliyor.
Genelde, Odaların yöneticileri seçilip biraz hizmet yapınca, üyeler onları yine seçiyor. Seçilenler seçilmenin keyfine varınca, bu kez seçilmek için çabalıyor. Derken bir bakmışsınız, başkan 10 yıldır orada, kimisi 20 yıldır orada. Devlet başkanı 30 yıldır, 40 yıldır orada. Onları değiştirmek için isyan gerekiyor, Arap Baharı diye ortaya çıkan -veya çıkartılan- tepkinin sonucu da böyle oldu.
Liderlerinden bıkan toplumlar değişim yönünde yürüdü. Gelecek iyi olacak diyerek yürüdü. Gelişmeler ortada, ancak toplumların yaşamında birkaç yıl çok kısa bir süre…
Hızlanan iletişim çağında, oda ve borsalarda da 10 yıl, 20 yıl uzun bir süre.. İnsanlar değişim istiyor, gelişme istiyor… Bir banka reklamında olduğu gibi hemen istiyor…
Gelişimden hemen haberdar olabiliriz, ama hemen gelişim yaratmak mümkün değil. İnsanı bunun için hazır olması gerekiyor, yani eğitim, bilgilendirme şart.
İstediğimizi hemen elde etmek çok hoşumuza gidiyor. Tüketim anlamında, istediğimizi elde etmek demek, harcama yapmak demek, oysa onu alacak parayı biriktirmek o kadar kolay mı? Üretmek, satmak, biriktirmek; uyumlu bir üçlü.
Biriktirmek sabır ister, bu sabrı en güzel gösterenler de seçmenler. Genel siyaset için de, Odalarda da durum aynı.
Bir yerde “DUR” demek gerekiyor. Neden? Bir hizmet döneminde projesini uygulayan yönetim, bir dönem daha birşeyler yapabilir, derken bir süre sonra ortada ne proje kalıyor, ne de hedef…
Oysa, değişen dünyada, değişen toplum yapısında, özellikler gelir adaletinin gittikçe bozulduğu bir ortamda yönetimlerinin üyelerine gelir artışı getirebilecek proje geliştirmesi çok önemli. Öneri ve çözümlerin hükümetlere iyice anlatılması, genelge, kararname veya Bakanlar Kurulu haline getirtilmesi, yasa gerektiriyorsa yasa çıkartılması çabası filan başlı başına bir vizyon gerektiriyor.
İzmir Ticaret Odası seçimleri yapıldı, 26 yıllık başkan Ekrem Demirtaş seçimi kaybetti. Her ne kadar Oda meclisinde yapılacak yönetim kurulu seçimi için “sonuçlarından emin olduğumuz bir seçim olacak” dese de, adaylığını koyamadı, bir teşekkür mesajı ile ayrıldı. 26 Yıl boyunca, siyasete girmek için çok çaba harcadı ama bir türlü aday da olamamıştı.
Mahmut Özgener’in yönetimi değiştirebilmesi çok büyük başarı.
İşleri kolay mı? Hiç de değil... Ancak Mahmut Özgener ile gelen taze kan değişiminin, çağımıza uyan bir vizyonla, İzmir ticaret yaşamına sıçrama yapacak katkıda bulunması dileğimi paylaşmak istiyorum.