monder4@me.com
Özellikle yaz yaylarında gazetelerde kuyuya inip zehirlenen ve arkasından ona yardım için inip ölen insanların haberleri çıkmaktadır. Bu sürüp gelen ölümleri engellemenin çaresi vardır ve basit önlemler ve farkındalığın artması ile sorunun çözülmesi mümkündür.
Dünya çapında mesleki ölümlerin önde gelen nedenlerinden biri kapalı alanlara girerken veya içinde çalışırken olan kazalardır. Bu bağlamda öncelikle “Kapalı Alan” kavramının tanımı ile başlamamız gerekmektedir. Kapalı alanlar tanım olarak
• Bir kişinin girebileceği kadar geniş olan,
• Girmesi veya çıkması zor olan
• Birisinin çalışması için yapılmamış olan
• 1,5 metreden fazla derinliği olan tüm yerlerdir.
Tanklar, kuyular, menholler, gıda dondurucuları, kasalar, tavan araları, vb… gibi tanıma uyan her türlü yer öncelikle “Kapalı Alan” olarak tanımlanmalı ve farkındalık sağlayıp, uygun önlemler alınarak içine girilmelidir. Bu tip yerlerde atmosferik tehlikeler, yuvarlanma veya düşme tehlikesi, çökme gibi yapısal tehlikeler ve diğer sağlık ve güvenlik tehlikeleri bulunmakta ve ciddiye alınması gerekmektedir.
Kapalı alanlarda karşılaşabileceğiniz tehlikelere bakıldığında çökme tehlikesi, oksijen eksikliği (% 19,5 veya daha az), oksijen fazlalığı (% 23,5 veya daha yüksek), yanıcı gazlar veya buharlar, yanıcı tozlar, zehirli maddeler, sağlığa zararlı atmosfer ve fiziksel tehlikeler ön plana çıkmaktadır. Buna ek olarak diğer büyük sorun yaşayanı kurtarmak için müdahale eden kişiler olarak görülmektedir. İstatistiklerde kapalı alanlarda işçi ölümlerinin yaklaşık% 60’ı kurtarma ekiplerini içermektedir.
Bu tehlikelerin varlığı kapalı alanlara girmeden önce bir dizi önlemler alınmasını gerektirmektedir. Bu bağlamda öncelikle yetkisiz erişim engellemek için erişim kontrolü, düşmeyi önleyici bariyerler, aşağı inmek için sabit merdiven bulundurma gibi önlemlerin önceden alınmasında fayda vardır.
İş sağlığı ve güvenliği açısından bakıldığında bu tip yerlere sadece eğitimli personele ve yetkili onayı ile, atmosfer kontrolü yapıldıktan ve gerekli kişisel koruyucu önlemler alındıktan sonra giriş izni verilmekte ve işlem yapılmaktadır. Ancak gerçek hayatta bu yazının da konusu olan su kuyusu gibi yerlerde bahsedilen olanakların olduğu söylenemez ve daha basit ve uygulanabilir yöntemlerle mücadele etmek gerekir.
Bu kapsamda su kuyusu ile ilgili kazaların en fazla ne şekilde olduğunu incelemekte fayda vardır. Gazete haberlerinden incelendiğinde neredeyse kazaların tamamının tek başına bir kişinin kuyuya indiği ve boğularak öldüğü ve ona yardım için inenlerin de sorun yaşadığı şeklindedir.
Bu durumda basit birkaç önlem alınarak riski azaltmak mümkün görünmektedir. Önlemlerin ne olduğu konusunda düşündüğümüzde başlıca alınabilecek önlemler şunlar olabilir;
• Kuyu açtırmak isteyen kişinin farkındalığını arttırmak için uyarıcı ve yönlendirici kitapçıklar hazırlamak.
• Üzeri resimli, uyarıcı bilgilendirme afişleri hazırlanarak her su kuyusunun başında asılı halde bulunmasını mecbur etmek
• Kuyu açılırken mümkünse içerdeki atmosferin nefes alınacak seviyede tutulmasını sağlayacak doğal havalandırmalı kuyu tasarımlarını mecbur tutmak.
• Doğal havalandırma yapılamayan veya yetersiz olduğu yerlerde kuyuyu mekanik olarak havalandırmak için gerekli hortum ve vantilatör sisteminin bulunmasını mecbur etmek.
• Makaralı, mekanik bir üç ayaklı (tripod) kurtarma vinç sisteminin ve halatlarının su kuyusu yakınında bulunmasını sağlamak.
• Tek başına kuyuya inilmesini engellemek.
• Kuyu içine inen sabit merdiven sistemini mecbur tutmak alınabilecek başlıca basit önlemlerdir. Sadece bu önlemlerin alınması gazete haberlerindeki boğularak ölen kişilerin sayısını azaltacak belki de hiç kötü haber almadığımız günler olacaktır.
Çok geç olmadan basit, uygulanabilir önlemler almanın birçok insanın hayatını kurtarabileceğinin farkına varılması dileğiyle.