İzmir’in “Çevre Dostu Şehir” unvanını kazandığını, Göztepe Köprüsünün altındaki durakta, yeni botlarımla çamura batmış haldeyken öğrendim. Malum tramvay hattı çalışmaları nedeniyle köprünün kara tarafındaki ayağının altında bulunan durak tramvay durağına taşındı. Hal böyle olunca durduğunuz yer ile otobüse bineceğiniz cadde arasına raylar giriyor.
Hâlihazırda ortada bir boşluk bulunuyor. Bu boşluk çim kaplanmış. Alaca karanlıkta çimin ıslak olduğunu fark etmek biraz zor. Bu nedenle süet botlarla çime basıyorum diye çamura girdim. Tam bu sırada telefonuma mesaj geldi. Beklediğim haber mi geldi diye bakınca gruptaki arkadaşlarımızdan birinin Akdeniz’e kıyısı olan 21 ülke ve Avrupa Birliği’nin taraf olduğu Barselona Sözleşmesi çerçevesinde ilk kez bu yıl verilen “Çevre Dostu Şehir Ödülü”nü İzmir’in aldığını bildiren paylaşımını gördüm.
Hani insanın ne düşüneceğini, ne yapacağını bilemediği anlar olur ya, işte onlardan birini yaşadım. Böylesine önemli bir ödülle taçlandırılmış bir kentte yaşadığım için sevineyim mi, yoksa ilk kez giydiğim ve nasıl temizleyeceğimi bilemediğim süet botlarım için üzüleyim mi? Sonunda sevinmeye karar verdim. Haberde İzmir’in finale kalan İsrail ve Hırvatistan’daki rakiplerini geride bırakarak çevreye duyarlılığını bir kez daha tescillediği anlatılıyordu. Ve rastlantıya bakın ki durağa o pek sevdiğim elektrikli otobüslerden biri geldi. Gururla otobüse binerken bu ödülü gerçekten hak ettiğimizi düşündüm.
Bu arada ödülün tam adı “İstanbul Çevre Dostu Şehir Ödülü”. Barselona Sözleşmesi taraflarının İstanbul’da yaptığı toplantıda bu ödüle karar verilmiş. Geçen yıl Atina’da yapılan toplantıda da ödülün adı “İstanbul Çevre Dostu Şehir Ödülü” olarak belirlenmiş. Üç bağımsız uzman tarafından desteklenen Teknik Komite, 17 Akdeniz kenti arasından İzmir, Hırvatistan’ın Crikvenica ve İsrail’in Tel-Aviv kentlerini “final grubu” olarak belirlemiş.
Elektronik ortamda kamuoyunun oyuna sunulmuş. Oylama sonucunda İzmir ödülün sahibi olmuş. BM Çevre Programı-Akdeniz Eylem Planı (MAP) Koordinatörü Gaetona Leone kutlama mesajında Akdeniz kentlerinin sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na teşekkür etmiş.
İzmir’in Çevre Dostu Şehir seçilmesi güzel güzel olmasına da İzmirlilerin de şimdi artık daha çok çevre dostu olması gerekmiyor mu? Yediği mandalinanın kabuklarını Mercedes’inin penceresinden fırlatan, çöplerini konteynerin içine değil dışına bırakan, kullanmadığı ama vermeye veya atmaya kıyamadığı eski eşyasını balkonuna yığan, 9 Eylül’de astığı bayrağı çamur rengi olmasına rağmen hala kaldırmayan, yaşadığı kentin kedisini, köpeğini, düşkününü, yoksulunu önemsemeyen, dükkânının önüne masa atacak diye gencecik ağaçları bilerek kurutan insanlar, böyle bir ödüle sahip İzmir’e yakışmaz değil mi?