Üzümsü yemişleri, daha doğrusu duta benzeyen yemişleri seviyorum. Bundan dolayı, özellikle ufak bahçelerde yetiştirilmesini canı gönülden destekliyorum. Genellikle fazla yer kaplamayan bu bitkiler, bazen güzellikleriyle, bazen koku, bazen de tat açısından bizim kalbimizde taht kuruyorlar. Üzümsü meyveler arasında böğürtlen (Rubus fructosus), ahudutu (Rubus idaeus),Tayberry (Rubus idaeus x Rubus fructosus), Loganberry’nin (Rubus x loganobaccus) hafif şekerli mayhoş tatları ve ağızda patlangaç gibi serinlik veren topçukları ile bahçelerimizde ayrı bir yeri vardır. Bahçede bulunan ahudutlarının yerlerini bu sene değiştirdim. Daha önce güneşin alnında, bayağı sıcak bir bahçe köşesinde yetiştirdiğim bitkileri, öğleden sonra daha çok gölge alan, daha serin bölgelere çektim. Size tavsiyem, ahudutları için, siz de öğle güneşi almayan yerleri seçmenizdir.
Ne de olsa serin ve orta yükseklikteki dağlık bölgelerin yemişi olan ahudutu, sıcak yaz günlerini, kuru havaları pek sevmez. Kökleri, geçirgen ve bol humuslu, gübreli toprakları sever. Genel olarak bütün çeşitleri kireçli, su baskınlarının yaşandığı, kökleri havasız bırakacak toprak parçalarını sevmezler. Bu arada, ısırganlar otları ya da diğer işgalci bitkilerin yayıldığı arazileri de ahududu ekimi için pek kullanmamanızı öneririm.
Ahudutları, akrabası olan güller gibi çıplak köklü iseler, kolaylıkla Kasım ayı ile Mart ayı arasında dikilebilirler. Dikilmeleri sırasında, sıra halinde yerleştirilmeleri; her sıra arasında 2 metre bulunması, sıralarda ise bitkiler arasında 40 cm. bırakılmasını öneriyorum. Bunun sebebi, kökler için geniş alana gereksinim olduğu gibi; her bitki yılda 2 ya da 3 tane kol atarak yeni bitki oluşmasına olanak verir; işte hem bakımı kolaylaştırmak, hem bu yeni oluşan yavruları rahatça başka bir bölgeye almak, hem de hastalıkların bir bitkiden diğerine sıçramasını zorlaştırmak için bu boşlukları bırakmanızı tavsiye ederim. Baktığım bitki sitelerinde bitki aralarını 40-50 cm., sıralarının aralarını da 1,20 cm. olarak önerenler de var.
Bazen ahudutu bitkilerinin boyunun rahatlıkla 1,5 metreyi geçebileceğini aklınızda tutun; benim gibi 7-8 bitkiyle yetiniyorsanız, sırık domates gibi yanlarına hemen kalın çubukları da dikiverin, çünkü ahudutu üzerlerindeki yüklüce yemişleriyle yerlere değecek kadar eğilebiliyorlar. Yok benim yukarıda dediğim gibi profesyonelce bu işi yapıyorsanız, sıra sıra bitkilerinizi ektinizse 5 metrede bir, 10 cm. çapında çubukları dikerek, yerden 80 cm. ve 160 cm yükseklikten 2 çelik ip germeniz bitkileri de buralara bağlamanız en iyisi olacaktır. Bitkilerin kol atma alışkanlıklarından dolayı bu meyveyi saksıda yetiştirmeniz biraz zor gibi görünse de, neden olmasın?
Bütün ahudutlarını dikerken azottan zengin toprakları sevdiklerini unutmayın. Ayrıca bitkinin saksısının 5 katı kadar genişlikte toprağı kazmanızı öneririm. Toprağınız kuru, kireçli, taşlı ise ‘Capitou’ isimli kültivarı her zaman dikebilirsiniz. Biraz geç meyve vermesine rağmen mavi-morumtrak gövdeleriyle bayağı dayanıklı bitkiler.
Güllerde olduğu gibi ahudutları da 2’ye ayrılır. Bir çeşidi ve en çok bulunanı, yani yediveren olmayanı, yaz başlarında Haziran-Temmuz aylarında, geçen sene çıkan gövdelerde yemiş verirken; yediveren tabir edilen aslında 2 defa, ilki Haziran-Temmuz ikincisi de yaz sonu, sonbahar başında, o senenin ilkbaharında çıkan gövdelerde oluşur. Hemen söyleyeyim yedi sayısını abartılı bulduğum için bunlara ikiveren adını taktım. Diker dikmez yemiş verir mi diye soruyorsanız? Yediveren fidanlar evet, diğerleri ancak seneye yemiş vereceklerdir ama, her bir bitkinin 100 gr. ürün verebileceğini de unutmayın.
Yabancı işgalci otların gelişimlerini önlemek için plastik, naylon örtüler kullanmamanızı tavsiye ederim. Yukarıda söylediğim gibi, bitki kökleri her sene 2-3 kol attığını düşünürseniz, en iyi yöntemin kalın dal parçalarından oluşan toprak örtülerinin olduğunu söyleyebilirim. En azından yabani otları elle toplamak gerekse bile işimizi çok kolaylaştırıyor.
Kışın, yapraklar döküldükten sonra,yediveren olmayan bir ahudutunun, yazın yemiş veren ve kuruyan gövdeleri dipten kesilebilir. Yediveren ya da ikiverenleri 2 defada kesmeniz uygun olacaktır. Sonbaharda, meyve veren bitkileri yarı bellerinden kesin, arkasından Haziran ayında ise kuruyanları dipten kesin. Son olarak da, Mayıs ve Haziran aylarında atılan kollardan çıkan yeni ahudutu bitkilerini ana bitkilerden ayırabilirsiniz.
Yazıyı sonlandırırken ahududu mu ahudutu mu yazalım? sorunsalı üzerine iki laf etmek isterim. Kılavuzlarda ahududu olarak geçmesine rağmen, ahududu olarak yazmayı dilde yozlaşma olarak görüyorum. “Bugenvil”in, begonvil olarak yazılması; “şanjman”ın şanzuman olarak devşirilmesi; “şambr a er”in şamrel olarak beynimizde yer etmesi, halk diline uygunluğu açısından kabul edilebilir olmasına rağmen, ahudutu bırakın ceylan dutu olarak kalsın. Neyse diyelim ve her zamanki gibi bu hafta da 2021 Haziran ayında çektiğim fotoğrafları tanıtalım. Aslında böğürtlen gibi sarmaşık olan Tayberry yemişi ile şeker açısından kırmızı ahudutundan daha zengin, kokusu ve tadı damağımıza daha hoş gelen bir sarı ahudutu (Rubus idaeus ‘Fallgold’) sayfamızı süslüyor.