daveroğuz@gmail.com
Mevsimler birer birer geçiyor. Zaman çok ilginç. En sevdiğim aya tekrar geldik. Bitkilerin çoğunlukla, kendilerini en güzel göstermeye çalıştıkları aydayız. Haziran ayının 2’si ve 29’u ayın Dünya’dan en uzak olduğu; 15’i ise en yakın olduğu zamanlardır. Bunun yanında 12’si ve 25’i ise Ay düğümleri olduğu için bu tarihlerde ziraat yapmak, bitkiyle uğraşmak Ay takvimine göre yasaktır. Romantik bahçe severler için ise, 7’si ilk dördün; 14’ü dolunay, 21’i ise son dördündür. Yalnız aman unutmayın. 21 Haziran aynı zamanda yaz gündönümü, daha açık söylersek en uzun günün olduğu tarihtir.
Yavaş yavaş yaza gireceğiz. Bahçelere, pencere önlerine neşe getiren çiçeklerden bir tanesi de petunyadır. Güney Amerika’nın endemik bitkisi olan petunyalar aslında, tütün ile aynı aileye, “Solanaceae” ailesine aittirler. Bu arada iki çeşit petunyaya değinmeden geçmek istemem. P.integrifolia Avrupa’ya ilk gelen mor mavi petuyalardır. Genel olarak daha ufak çiçekli ama daha çok çiçeklenen türdür. Diğeri ise, beyaz P. axillaris’dir. İşte bu sonuncusu şimdi alınıp satılan büyük çiçekli hibritlerin kökeninde yatan çiçektir.
Petunyalar, senelik bitkiler olduklarından Mart ayında tohumları sıcakta, ister evde, ister serada ekilmelidir. Mayıs ve Haziran aylarında ise bahçeye, saksılara ya da pencere önlerindeki çiçekliklere ekilebilirler. Güneşten çok hoşlanan bu bitkiler,15 ile 30 cm. arasında boylanabilirler. Sık ve düzenli sulanmaktan hoşlanırlar. Mayıs ayından Ekim, hatta Kasım ayına kadar çiçeklerini devam ettirirler. Doğal olarak geçirgen ve organik maddelerden yani, gübre ve komposttan zengin topraklardan hoşlanırlar. Teker teker söylemeli mi bilmiyorum ama, gölgeden, diğer bitkilerin çok yakınında olmaktan, saksılara çiçekliklere ekildilerse diplerindeki tabaklarda su kalmasında hoşlanmazlar.
Petunyalar, her gün 6 saat güneş görmelidirler.Tohumların filizlenerek şaşırtma yapabilmeniz için en az 10 haftaya ihtiyacınız olacaktır. Tohumlar çok küçük olduğundan, itinalı bir biçimde filizlenmenin yapılacağı malzemeye ya da toprağa koyunca üzerini toprakla, kumla vs örtmeyin. Tohumların filizlenmek için bol ışığa ihtiyaçları vardır. Onun yerine, yassı bir aletle tohumları toprağa sıkıştırın. Arkasından, saksıları alttan su alacak şekilde daha büyük kapların içine koyarak ıslanmalarını sağlayın. Aynı anda, üstten bir püskürtücü aracılığı ile bolca su püskürtün. Mantar hastalıklarından, çökertme hastalığından korkanlar odun kömürü parçacıkları ya da tarçın koymayı düşünmeliler.
Saksıların suyu kuruduktan sonra, üzerlerine örtecek cam veya şeffaf bir naylon koyarak gölgede bekleyebilirler. İki yaprak çıkınca şaşırtma yapılarak, her bitki ufak bir kaba alınabilir; biraz daha büyüyünce uçları kesilerek bitkinin dallanması sağlanır. Yukarıda dediğim gibi suyun içinde kalmayacak şekilde bolca sulamanız tavsiye olunsa da; olanaklar ve sabrınız elverdiğince mantar oluşumlarını önlemek için yapraklarını sulamayın.
Son olarak da, petunyaların, “Calibrachoa” bitkisiyle aşılanarak “Petchoa” adında yeni bir bitkinin doğmasını sağladıklarını unutmayın. “Petchoa”lar daha ufak çiçekleri olmasına rağmen inanılmaz çok çiçeklenen bir bitkidir. Görürseniz almakta bir dakika bile duraksamayın.
Bu hafta yazımı sonlandırırken, bana gelen 100’e yakın petunya fotoğrafından Okşan Kurç kardeşimin yolladıklarını sizinle paylaşıyoruz. Kendisine sonsuz teşekkür ederiz.
Keyifli Bahçeler...
.jpg)
.png)