2022 yılı başladığında COVID 19’un toplumsal dinamikler ve ekonomi üzerinde yarattığı yıkım tüm dünya için kritik bir tehdit olma özelliğini sürdürdü. Aşılamada yaşanan eşitsizlikler, ülkeler arasında dengeli olmayan ekonomik toparlanma, toplumsal kırılmaların güçlenmesi ve jeopolitik tansiyonun yükselmesi sorunların derinleşmesine neden olmakta.
Dünya nüfusunun %20’sini oluşturan en fakir 52 ülkedeki nüfusun sadece yaklaşık %6’lık bir bölümü aşılandı. 2024 yılına kadar Çin dışındaki gelişmekte olan ülkelerin GSYİH büyüme oranı pandemi öncesine göre %5.5 oranında düşecek. Gelişmiş ülkelerdeki büyüme eğilimi ise gelir dağılımı üzerinde daha da olumsuz bir görünüm yaratmaktadır.
Küresel risk algısı toplumsal ve çevresel riskleri daha fazla ön plana çıkarmaktadır. Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Risk Raporu için yapılan anket çalışmasından elde edilen bulgulara göre toplumsal riskler; sosyal bütünleşmede erozyon, geçim sıkıntısı ve ruh sağlığı sorunları başlıklarında sıralamaktadır. Bu olguların büyük bir bölümü pandeminden bu yana kendini göstermektedir.
Genel olarak olumsuz ve ihtiyatlı beklentilerle birlikte ankete katılanların %11’lik bir bölümü küresel toparlanmanın hızlanacağını düşünmekte. Yanıt veren katılımcıların çoğunluğu önümüzdeki üç yılda geleceği şekillendirecek ana akımların ya süreklilik ortaya koyan oynaklıklar-volatilite, çok yönlü sürpriz gelişmeler ve kırılmış yörüngelerden oluşacağını belirtmekteler. Bu akımlar ister istemez kazananları ve kaybedenleri daha da belirginleştirecek.
Gelecek 10 yıllık perspektif için dünyamızın sağlığı en çok dikkat edilen konu olma özelliğini taşıyor. Dünyanın karşı karşıya kalacağı en büyük risk gruplarından 5 adedinin çevresel konular olduğu belirtilmiş durumda. Bunlar; iklim değişikliği eylemlerinde başarısızlıklar, ekstrem hava koşulları ve biyoçeşitlilikte bozulma olarak en üst dilimde bulunan 3 tehdit olarak sıralanmakta.
Gelecek 10 yıl için görülen riskler arasında borç krizi ve jeo-ekonomik çatışmalar olarak ifade edilmekte. Teknolojik riskler arasında dijital eşitsizlik ve siber güvenlikte başarısızlıklar diğer kritik tehditler olarak görülmektedir. Pandemi ile birlikte tetiklenen ekonomideki sorunlar devam etmektedir. Dünyanın ekonomik görünümü zayıf şeklinde nitelenmektedir.
Küresel ekonominin 2024 yılına kadar %2.3 oranında daha küçük olacağı tahmin edilmektedir. Kendisini daha güçlü hissettiren riskler arasında artan emtia fiyatları, enflasyon ve borç stokuna işaret edilmektedir. Pandemiyle çok güçlü bir şekilde zarar gören ekonomik sistem işgücü piyasasındaki dengesizliklerle, korumacı politikalarla ve dijitale erişimde, eğitimde ve yetkinliklerde varolan uçurumlar, dünyayı yeni kırılmalara taşımakta.
Yolumuzu bulmak için sis çok yoğun. Yürümeli ama çok dikkatli bir şekilde adımlar atarak.