Çin’in son üç yılda Türk Patent ve Marka Kurumu’na (TÜRKPATENT) yapmış olduğu marka ve tasarım alanındaki başvuru adetlerine bakıldığında ciddi bir artış söz konusu oldu. 2019 yılında 328 patent, 2008 marka, 9 adet tasarım başvurusunda bulunan Çin, 2020 yılında 299 patent, 2 bin 249 marka, 63 tasarım, 2021 yılında 298 patent, 2 bin 28 marka, 43 adet de tasarım başvurusunda bulundu. Patent sayısında artış görünmese de marka ve özellikle de tasarım alanlarında hızlı bir yükseliş söz konusu. 2019-2021 yılları arasındaki tasarım başvurularında 5 kata yakın artış görülüyor. 1995-2021 yılları arasındaki 26 senelik sürece bakıldığında; Çin, TÜRKPATENT’e toplam 2 bin 159 patent, 18 bin 279 marka, 332 tasarım başvurusu yaptı.
“Çin patent başvurusu ile dünyada lider”
Verileri değerlendiren Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz “Patent başvurularının ülke ekonomisine de katkısı son derece önemli. Patent başvurularındaki yüzde 11’lik bir artışın ülke ekonomisinde yaklaşık yüzde 1’lik bir büyümeye etki ettiği görüldü. Çin, 2000 yılı itibarı ile büyük bir patent atağına geçmiş ve bugün yıllık ortalama 1,5 milyon adet patent başvurusu ile dünyada lider konuma geldi. Her ne kadar bu patent başvurularının yüzde 30’luk bir bölümü belge aşamasına geçse de patent kültürünün gelişmesi sonucu Çin’in bugün ticari alanda ulaştığı seviye gözler önüne seriliyor” dedi.
“Gençlerin ilgisini artırmalıyız”
Türkiye ve Çin karşılaştırması Yamankaradeniz “Şu anda Çin’de milyonlarca patent müracaatı var. Teknik olarak ülkemizi Çin ile kıyaslamak doğru olmaz ancak Türkiye’nin Çin’den sonra en çok marka müracaatı yapan ülke olması önemli bir başarı. Diğer yandan Çin’in hedefli ilerleyişinden almamız gereken dersler var. Gelecekte daha yüksek adetlerde patent müracaatı ve tasarım müracaatı yapmak istiyorsak gençlerin bu alandaki ilgisini artırmalıyız. Ülkemizin genç beyinlerinin üreteceği patent sayıları ekonomide yeni bir dinamizm başlatacak. Sadece iş dünyasının ya da mühendislerin değil, genel olarak gencinden yaşlısına kamunun bilinçlenmesi gerekiyor. Bu ekosistemde teknoparklar, Ar-Ge merkezleri, üniversitelerin teknoloji transfer ofisleri, lise ve orta öğretim kurumları hepsinin birlikte çalıştığı bir üretim modeli bizim hedefimiz olmalı” diye konuştu.
Yamankaradeniz, “Bu konuda da hem bizim gibi kurumlara hem sanayiye hem de eğitim kurumlarına önemli sorumluluklar düşüyor. 40 yıldır sınai haklar alanında çalışmalarını sürdüren bir kurum olarak bu sorumlulukta önemli bir payımız olduğuna inanıyoruz. Sınai haklar bilincinin genç yaşlarda oturtulması gerektiğine olan inancımızla 2019 yılında ‘Fikrine Sahip Çık’ projemizi başlattık. Bu proje kapsamında ortaokul ve lise çağından başlayarak öğrencilere, girișimcilere, KOBİ’lere, teknoloji transfer ofislerine, sektörel vakıf ve derneklerin üyelerine ücretsiz eğitimler veriyoruz. İnanıyoruz ki başvuru sayılarımız önümüzdeki zamanlarda daha da artacak. Ülke olarak bizim de bu olguyu bir kültür olarak benimsememiz şart” açıklamasında bulundu.
Huawei en fazla patent başvurusu yapan şirket
Günümüzde ön plana çıkmış Çinli markaların hemen hepsinin başta patent olmak üzere sınai mülkiyet haklarına öncelikli değer verdikleri görülüyor. Son yıllarda büyük bir atılım yapan ve adından sıkça söz ettiren Huawei, 2022 yılında 4 bin 505 adet başvuru ile en fazla Avrupa Patent başvurusu yapan şirket oldu.
Markaların başarısına dikkat çeken Yamankaradeniz, “Küresel etkiye sahip dünya markaları çıkarabilmek için sınai mülkiyet haklarının tüm kalemlerinde paralel gelişim olması gerekiyor. Örneğin son yıllarda TikTok ve Huawei gibi dünya markaları çıkarabilen Çin; marka, patent ve tasarım alanlarına gerekli önemi verdiğinden bugün bu başarıyı yakalayabildi. Çin’in en hızlı büyüyen markası TikTok, bu yıl yüzde 215 artışla 59 milyar dolar marka değerine sahip. Huawei, jeopolitik zorluklara rağmen marka değerini yüzde 29 arttırdı. ICBC, 75 milyar doları aşan değeriyle Çin’in en değerli markası konumunda. Elektrikli araç pazarı genişledikçe BYD marka değeri ikiye katlanıyor” dedi.
“Çin, finans teknolojilerini öne çıkarmak istiyor”
Yamankaradeniz sözlerini şöyle sonlandırdı: “Sektörel dağılımda sınai haklar alanındaki başvurularda bankacılık teknolojileri öne çıkıyor. Fintech sektörü en ön sırada. Türkiye’de de durum aynı. Türkiye’de birçok bankanın protokol gerçekleştirdiği teknoparklarda Ar-Ge merkezleri var. Bu aslında dünya trendi. Fintechler konusunda ülkemizde de çok iyi çalışmalar var. Bunun sonucu olarak Türkiye’de ödeme sistemleri alanında bir ilerleme söz konusu. Sigorta teknolojileri de fintech teknolojileri gibi ilerliyor. Çin’in öne çıkmak istediği asıl alan finans teknolojileri. Bunun dışında üretim teknolojileri, medya teknolojileri, perakende, sigorta, inşaat, mühendislik gibi alanlarda da oldukça başarılılar. Çin’in yerel patent başvuruları milyonlarca olmasına rağmen, yapmış olduğu patent başvurularında tek geri kaldığı nokta; patentlerini dünyaya açmıyor olması. Aslında buna da bir koruma stratejisi diyebiliriz.”