Orta Vadeli Program’da yer alan atık ısının ekonomiye kazandırılması hedefi kapsamında Türkiye yenilenebilir enerjide hamle yaşanacak. Sanayi, termik santraller ve ticari binalarda ortaya çıkan atık ısının ekonomiye kazandırılması ile yıllık 650 milyon doların vatandaşın cebinde kalması hedefleniyor. Yapılacak çalışmayla 3.8 milyon hanenin ısınma ihtiyacı karşılanması ve yılda 4 milyon binek aracın trafikten kaldırılmasına denk gelecek emisyon önlenmesi planlanıyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından geliştirilen “Türkiye Atık Isı Potansiyeli Değerlendirilmesi Projesi” kapsamında atık ısının ekonomiye kazandırılması sağlanacak. Türkiye’de atık ısı potansiyelinin dağılımına bakıldığında yüzde 42’sinin sanayide, yüzde 40’ının termik santrallerde, yüzde 18’inin ise ticari binalarda oluştuğu görülüyor. Toplam teorik atık ısı potansiyeli yıllık 160 bin terajoule (TJ) olarak hesaplanırken, teknik atık ısı potansiyelinin geri kazanımı ile ulaşılabilecek tasarruf yıllık 650 milyon dolar, bunun için ise tek seferlik 2.4 milyar dolar yatırım yapılması gerekiyor. Atık ısının ekonomiye kazandırılması ile yalnızca ciddi bir ekonomik kazanç sağlanmakla kalınmayacağı gibi aynı zamanda emisyon azaltımı ile yılda 4 milyon binek aracın trafikten kaldırılmasına denk gelecek bir hava temizliğini beraberinde getirecek. Atık ısı ile yaklaşık 3,8 milyon evin ısıtma ihtiyacını karşılamak mümkün olacak.
4T Platformu (Temiz Çevre, Temiz Enerji, Temiz Tarım, Temiz Beslenme Platformu) Başkanı ve Yenilenebilir Enerji Uzmanı Ali Rıza Öner, atık ısıya yönelik açıklamalarda bulundu. Öner, sanayi bacaları ile AVM, hastane, otel gibi yoğun enerji tüketen işletmelerin bacalarına kurulacak eşanjör adı verilen sistemle bu ısının ekonomiye kazandırılacağını anlattı.
Öner, “Türkiye’de birçok kömür ve doğalgaz yakıtlı termik santral mevcut. Burada gerek katı yakıtlar gerekse gaz yakıtlar kazanda yakılarak buhar elde ediliyor. Elde edilen buhar ise buhar türbininden geçirilerek elektrik üretiliyor. Buna rağmen bir atık ısı elde ediliyor ki buna çürük buhar deniyor. Bunu termik santrallerin bacalarında, sanayide özellikle demir-çelik ve çimento fabrikalarında, ticari binalarda ise AVM, hastane ve otellerin bacalarında görmek mümkün. Yoğun enerji harcanılan yerlerde bacadan yoğun bir çürük buhar salınıyor” diye konuştu.
Yapılacak çalışmayla bacalara kurulacak eşanjör adı verilen bir sistemle bu buharı ekonomiye kazandırmanın mümkün olacağını ifade eden Öner, “Eğer ilgili tesis yerleşim alanlarına yakınsa kurulacak bir hat ile buradaki ısı konutlara verilebilecek. İlgili tesis yerleşim yerlerine uzak bir yerde ise yakınlarına büyük sera kurularak entegre tarım yapılabilecek” dedi.
Öte yandan Türkiye’nin 11 ilinde katı atık işletme tesisi bulunan ITC’nin İş Geliştirme Direktörü de olan Öner, “Biz ITC olarak katı atık entegre tesislerimizde biyogazdan enerji üretmekteyiz. Biyogazı elektriğe çevirirken biyogaz jeneratörü kullanmaktayız. Elektrik üretirken açığa çıkan iki tane ısı vardır. Bunlardan birincisi radyatör suyudur ki bunu tesisimizde proseste kullanmaktayız. Diğerinde ise bacadan çıkan gazın ısısını buhara çeviriyoruz. Bunu bazı tesislerimizde bölgesel ısıtmada kullanırken Ankara ve Eskişehir tesislerimizde tarım seramızda kullanıyoruz. Antalya tesisimizde ise baca gazını atık ısı kazanından geçirerek buhar türbininden de elektrik üretmeye başladık. Araştırmalarımıza göre dünyanın çalışan ilk Çöpgazı Kombine Elektrik Santrali olma özelliğine sahibiz. Yaklaşık 190 milyon TL bir ek yatırım ile elektriksel verimimizi yüzde 10 artırarak (2 MW /h ), saatlik elektrik üretimimizi 20 megawatt’lar (MW) lar civarına çıkartmayı başardık. Tesisimizde termik olarak yüzde 92’lik bir verime ulaşarak çok ciddi karbon azaltımına gittik, bunun için çok gururluyuz” diye konuştu.