Pazar, Aralık 8, 2024

“Maden ocaklarında tehlikelerin azaltılması mümkün”

Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde 14 Eylül’de meydana gelen ve bir kişinin hayatını kaybettiği maden ocağındaki göçük olayı, maden kazalarını ve alınacak önlemleri yeniden gündeme getirdi. İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Dr. Nuri Bingöl, “Maden ocaklarında tehlikelerin kabul edilebilir seviyeye indirilmesi mümkün. Kabul edilebilir seviye ise, kayıp ve yaralanma oluşturmayacak seviyedir” dedi. Bingöl, “Öncelikle mekanize yöntemlerin tercih edilmesi, insan gücünün asgariye indirilmesi ile bu seviye yakalanabilir. Bunun ötesinde ise teknik önlemlere başvurmak, çok iyi bir havalandırma, gaz ölçüm cihazları ile anlık denetleme, çok az riskli durumlarda bile işi durdurma ve madeni boşaltma, teknolojik sonar ve radar gibi cihazlar ile sondajları destekleme, tahkimatları sağlamlaştırma, zemin etütlerini daha sistematik yapma gibi önlemler bunlardan bazıları” diye konuştu.


“Kömür madenlerindeki en önemli tehlike; patlama”

Maden ocaklarındaki tehlikelere atıfta bulunan Dr. Bingöl, “Maden ocaklarında, özellikle kömür madenlerindeki en önemli tehlike patlama tehlikesi. Kömür madenlerinde metan gazı jeolojik formasyon olarak kömür yataklarında boşluklarda birikerek bulunur. Kömür çıkarma işlemleri esnasında açığa çıkarak patlayıcı atmosferler oluşturur. Aynı evinizde doğalgazı mutfakta yanmadan açık bırakmak ve doğalgazın ortama dolması gibi. Herhangi bir tutuşturucu kaynak ile de bu bir statik elektrik veya mekanik kıvılcım bile patlama riskine sahip olur. Bu yüzden online anlık metan ölçümü çok önemli” ifadelerini kullandı.


“Göçük riski için ulaşılabilecek ekstra girişler planlanarak oluşturulmalı“

Göçme tehlikesinin bütün yeraltı ve bazı yerüstü madenlerinde bulunduğunu ifade eden Dr. Bingöl, “Tahkimatların sağlam yapılmaması, zamanla eski kuvvetini sağlayamaması nedeniyle ve bazen de yeraltı veya yerüstü su baskınları nedeniyle göçük riskini taşır. Denetlemeler, eski tahkimatların kontrolü ve güçlendirilmesi gibi önlemler alınabilir. Madenlerin en az iki girişi olur. Göçük riskine karşılık acil durumlarda ulaşılabilecek ekstra girişler planlanarak oluşturulmalı. Acil durum tatbikat ve yönetimi de önem taşıyor”


“Teknolojik imkanlardan yararlanmak risklerin azaltılmasında katkı sağlıyor”

Bazı bölgelerde aile mesleği haline gelen maden işlerinde eğitimin önemine vurgu yapan Dr. Bingöl, “Yeterli eğitimi olmadan bu işlerde çalışma yapılmaz. Fiziki koşulları elveren kişiler ön eğitimden geçirilerek işe başlatılmalı. Bu eğitimler içinde iş güvenliği eğitimi ön planda yer alıyor. Bu eğitimler ayrıca periyodik olarak yılda en az 3 kere devam eder, etmeli. En az yılda 1 kere, hatta 2 kere acil durum tatbikatları yapılmalı. Bu eğitimlerin yanında tecrübe de risklerin azaltılmasına yardımcı olur. Aile mesleği haline geldiği için yakınlarından, hatta komşularından veya eski çalışanlardan edinilen bu tip tecrübeler, olası riskler konusunda hassasiyet gösterilmesini sağlar. Risk çoğaldığında yapılacak iş ve işlemler daha hızlı aksiyona geçer ve gerekirse iş durur, tahliye erkenden başlar. Bütün bunlara karşılık gelişen teknolojik imkanlardan da yararlanmak bu risklerin azaltılmasında veya yok edilmesinde büyük katkı sağlıyor” sözlerine yer verdi

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM