Cumartesi, Temmuz 27, 2024

Darı, iklim değişikliğine dirençli tarımı destekliyor

Darı, gıda güvenliğinin sağlanmasına katkısı, beslenme ve insan sağlığına faydaları ve değişen iklim koşulları altındaki üretim potansiyeliyle öne çıkıyor

Gıda güvenliğinin sağlanmasına katkısı, beslenme ve insan sağlığına faydaları ve değişen iklim koşulları altındaki üretim potansiyeli nedeniyle darı ürünüyle ilgili farkındalığın artırılması için Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 2023 yılını Uluslararası Darı Yılı ilan etti. Bu yılın kutlanmasında öncü kurum olan Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile İzmir Ticaret Borsası’nın (İTB) birlikte düzenlediği İzmir Darı Etkinliği, Gastronomi / Alaçatı Deneyim Noktası’nda gerçekleştirdi. Toplantıda konuşan FAO Orta Asya Alt Bölge Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu, darı üretiminin, iklim değişikliğine dirençli tarımı destekleyebileceğini aktararak, darının gıda güvenliği ve beslenmeye katkıda bulunabileceğini küçük ölçekli üreticilerin geçim kaynaklarını iyileştirmemize yardımcı olabileceğini belirtti.


“Darı sürdürülebilir tarıma katkı sağlıyor”

Darının alternatif bir gıda gibi düşünüldüğünü ama dünyadaki bazı ülkelerde ana gıda maddesi olarak kullanıldığını dile getiren FAO Orta Asya Alt Bölge Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu, “Darı oldukça besleyici ve iklim değişikliğine direnebilen bitki. Dahası çevre dostu. Asgari düzeyde su ve kimyasal gübre ihtiyacı ve toprağı ıslah edebilme kabiliyeti nedeniyle sürdürülebilir tarıma katkı sağlıyor. Kısaca zengin bir mirası ve büyük bir potansiyeli olan bir bitki” dedi.

Dünya genelinde 8 milyon insanın açlıktan mustarip olduğunu belirten Gutu, “Herkesi besleyecek kadar gıda üretebiliyoruz, ama bir taraftan da insanlar açlıktan hayatını kaybediyor. Üretilen gıdanın üçte biri de kaybediliyor. Aynı şekilde bizim bölgemizde insanlar obezite sorunlarıyla karşı karşıya. Darı bu sorunların çözümüne katkıda bulunacak, insan beslenmesini çeşitlendirecek” diye konuştu.


“Darının genetik çeşitliliği ekonomik kalkınmada fırsatlar doğuruyor”

Darı üretiminin, iklim değişikliğine dirençli tarımı destekleyebileceğini aktaran Guti, “Açlıkla mücadele edip, gıda güvenliği ve beslenmeye katkıda bulunabilir. Küçük ölçekli üreticilerin geçim kaynaklarını iyileştirmemize yardımcı olabilir. Küresel gıda istemlerinin çeşitlendirilmesine de katkıda bulunabilir. Bunun öneminin farkındayız. Darıya yönelik farkındalık artırmak için çalışmalar yapmak istiyoruz. Darının faydalarının farkındalığını artırmak istiyoruz. Darının sunduğu genetik çeşitlilik ekonomik kalkınma açısından fırsatlar doğurmaktadır. Üreticilere gelir yaratmaktadır. Tedavi, özel kimyasallar gibi oluşturulacak niş pazarlar geliştirilebilir. Bu bağlamda hepimizin oynayacağı rol olacaktır. Hepimizin oynayacağı önemli roller olacak. Hükümet, özel sektör, fenomenlerden, şeflerden, STK’lardan, araştırmacılardan, gazetecilerden bahsediyorum” ifadelerinde bulundu.


“Darı, gelecekte önemli bir üretim potansiyeline sahip”

Dünyamızın karşı karşıya olduğu küresel iklim krizinin çok boyutlu olarak her türlü canlı yaşamını tehdit ettiğini vurgulayan İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ercan Korkmaz da “Kolektif bir mücadele gerektiren bu krizin neden olduğu sorunların en önemlilerinden birisi de gıda güvencesi üzerinde oluşturduğu riskler. Üstelik bu kriz sonuçları bakımından ne yazık ki en az gelişmiş toplum kesimlerini çok daha fazla etkiliyor.  Hem ülkemizde hem de dünyada tarımsal ürünlerin arzında son yıllarda yaşadığımız sorunlar bunun açık bir kanıtı. Bu nedenle yüksek sıcaklıklara dayanıklı, az su isteyen ama aynı zamanda besin değeri yüksek ürünlerin üretimi gıda güvencesi açısından büyük önem taşıyor. Gluten içermeyen, aynı zamanda besin içeriği yüksek olan darı, tam da böyle bir ürün. Toplam dünya üretiminin yüzde 97’sinin Asya ve Afrika’nın sıcak ve kurak bölgelerinde yetiştirilmesi de gelecekte önemli bir üretim potansiyeli olduğuna işaret ediyor. Ülkemizde üretimi son derece sınırlı olan darı, gelecekte önemli bir üretim potansiyeline sahip bir ürün olarak karşımıza çıkıyor. Bu anlamda darının gıda olarak kullanılabileceği alanların anlatılmasının ve şeflerimiz tarafından farklı reçetelerin oluşturulmasının önemli olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.


“Darı alternatif olarak diğer tahıl gruplarının yerini alabilir”

Uluslararası Darı Yılı ve FAO’nun Küresel Düzeyde Darı Üzerine Yürüttüğü Çalışmaları anlatan FAO Teknik Uzmanı Veysel Dönderalp, “Darının tanıtılması, üretim potansiyelinin artırılması, yaygınlaştırılması, popülerliğinin tekrar kazandırılması için birçok farkındalık çalışmaları yapıyoruz” dedi. Darının BM’nin 2030 yılına kadar ortaya koyduğu 17 sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden 6’sıyla ilişkisi olduğunu dile getiren Dönderalp, “İlk kalkınma hedefimiz açlığa son. Darılar üretim bakımından dünyanın en zor şartlarında ayakta kalmayan çalışan ülkelerin popüler gıda maddesi. Darıların üretimiyle ilgili çok fazla su ihtiyacı olmaması, üretim yapılması çok mümkün olmayan marjinal topraklarda yetiştirilmesi nedeniyle açlıkla ilgili problemleri bir nebze olarak rahatlatabileceği bitki grubu olarak görüyoruz. İkincisi sağlıklı bireyler. Mükemmel bir kalori, protein, demir deposu olduğunu hatırlatmak istiyorum. Glüten free olması da glüten problemi yaşayan insanlar için alternatif gıda maddesi olarak karşımıza çıkıyor. Üçüncüsü insana yakışır şekilde ekonomik büyüme.  Türkiye’de birçok tarımsal arazi su kaynaklarına erişimi, uzaklığı, suyu kullanamaması nedeniyle atıl kalıyor. Çok fazla suya ihtiyaç duymayan bu bölgeler darı üretimiyle tekrar gündeme getirilebilir. Bunu yaparken hedef kitlemizde küçük aile işletmeleri olacak. Dördüncüsü sorumlu üretim ve tüketim. Darıların bugün olamasa bile tahıl grupları içinde sıkıntı yaşanması halinde alternatif olarak diğer tahıl gruplarının yerini alabileceği noktasında hareket ediliyor. Darılar tüm tahıl grupları içerisinde yüzde 3’lük üretime sahip. Darılar insan, hayvan ve çevre sağlığı ve iklim eylem planına hizmet etmesi öngörülüyor. Son hedefimiz; ortaklık. Darının alternatif olarak gıdadan ziyade farmakolojide de kullanılmasıyla ilgili” sözlerine yer verdi.


“Türkiye’de 2021 yılında yaklaşık 4 bin ton darı üretimi yapıldı”

Darının Gastronomik Yolculuğunu anlatan Yaşar Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Seda Genç, darının insan beslenmesindeki bilinen en eski yiyecek olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Genç, “Milattan önce 3 binde Kore yarımadasında yetiştirildiği tahmin edilmektedir. Asya ve Afrika’nın en temel besin maddesi. Dünya tahıl üretim sıralamasında en önemli 6. tahıl ürünü, 2021 yılında milyon ton üretim gerçekleştirildi dünya çapında. Kıtalar düzeyinde darı üretimine baktığımızda yüzde 50 Asya, yüzde 50 Afrika’nın darı üretildiğini görüyoruz. İlk 10 üreticisi arasında Hindistan birinci sırada. Ardından Nijerya, Çin, mali, Sudan geliyor. Farklı darı çeşitlerinin kurak bölgelerde rahatlıkla üretilebildiğini ve önümüzdeki yıllarda büyük potansiyeli olduğunu söyleyebiliriz” ifadelerinde bulundu.

Türkiye’deki darı üretimi değerlendiren Prof. Dr. Genç, “FAOSTAT verilerine göre, Türkiye’deki ekili arazi ve hasta edilen darı miktarına baktığımızda; 2021 yılında yaklaşık 4 bin ton darı üretimi yapılmış. Bu 4 bin tonun ne kadarı insani kullanım amaçlı bilinmiyor. Bu, Orta Asya’dan mutfağımızın temel ürünü olmasına rağmen. Darı maalesef Türkiye’de üretilen ilk 10 emtia arasında yer almıyor” dedi.


“Gıda ne kadar insan sağlığına iyi geliyorsa çevreye de etkisi de aynı”

Beslenme piramidinde darının yerini değerlendiren Beslenme Uzmanı Dilara Koçak, raporlarda 6 yıldır üst üste Akdeniz diyeti en iyi diyet seçildiğini aktararak, “Bu yıl Yeşil Akdeniz Diyeti ortaya çıktı. Yeşil Akdeniz diyeti sebze, meyve ve tahılların en geniş yerini kapsıyor.  Ancak kırmızı eti neredeyse tamamen reddediyor. Çünkü bütün diyetlerde iklim pozitif çevre dostu olması literatüre girdi. Bize iyi gelenin dünyaya da iyi gelmesi gerekiyor. Bu nedenle de kırmızı eti piramitten kaldırdık.  Aile çiftçiliğini ve sürdürülebilir balıkçılık uygulamalarını ön planda tutuyoruz. Bir gıda ne kadar insan sağlığına iyi geliyorsa çevreye de etkisi de aynı. Darıyı hem bize hem gezegene iyi gelen kısmında konumlandırabiliyoruz. Darı gezegene iyi gelecek” ifadelerine yer verdi.


“Yabana yüzümüzü dönelim, mirasımıza sahip çıkalım”

Darının enerji değeri bakımından fena olmadığını, yüksek lif içeriğiyle bağırsak dostu olduğunu belirten Koçak, “Önümüzdeki 10 yıl içinde kolon kanserinin iki katına çıkacağı öngörülüyor. Darının lif özelliği yüksek ve bağırsak dostu olması bu açıdan bizi sevindiriyor. Pişmiş 100 gram darının besin içeriğine bakıldığında 119 kalori; protein, karbonhidrat, lif, demir, bakır, fosfor ve magnezyum var. Temel olarak karbonhidrat, yağ, protein ve lif oranı bizler için önemli.  Bunlar içinde kompleks bir karbonhidrat mevcut. Sindirilmesi standart buğday ununa göre uzun sürüyor, bu insülin direnci açısından istediğimiz bir özellik. İkinci bileşeni ise protein. 11,6 gram protein içeriyor. Pirincin yüzde 7,2 olduğunu düşününce tahıllar içinde istediğimiz iyi bir protein oranına sahip.  Lif açısından kıymetli çözünür çözünmez diyet liflerini aynı anda barındırıyor. Çölyak hastalığı ve glüten hassasiyeti olanlar için de önemli bir avantaj. Çünkü darının glütensiz olması bize çok pencere açıyor. Vegan ve bitki bazlı beslenmede de darı önemli bir oyuncu olarak hayatımıza giriyor. FAO olarak öncelikli hedefimiz açlığa son, bize iyi gelen gezegene iyi gelsin, kimse aç kalmasın çözüm hep yabanda. Bizim yabanımıza yüzümüzü dönelim, mirasımıza sahip çıkalım” diye konuştu.

Darının köklü bir bitki olduğunu dile getiren Tarım yazarı Mine Ataman da “Darı geleceği besleyebilir. Çünkü eski, bilge, köklü ve gezegeni bizden daha iyi tanıyor. Zor zamanlarda ayakta kalmış, pek çok iklim farklılığında kendini var etmeyi başarmış” dedi.


“Türkiye’deki en kaliteli tikli kuyruğu darısını üretiyoruz”

Toplantıya katılan, Denizli’de aile çiftçiliği yapan Ahmet Alper ve Neriman Güner darı üretimi ve kullanım alanlarını anlattı. Kuş yemi üretme hedefiyle darı üretimine başladıklarını dile getiren Ahmet Alper, 4 yılın sonunda doğru ekim yöntemini keşfettiklerini, darıyı üretmeyi başarabildiklerini dile getirdi. Türkiye’deki en kaliteli tikli kuyruğu darısını ürettiklerini belirten Alper, eşi ve çocuklarıyla birlikte üretim gerçekleştirdiklerini aktardı.


İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM