Cumartesi, Eylül 21, 2024

5 eksende ‘12. Kalkınma Planı’

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, kalkınma planlarında milli tasarrufu ve üretimi artırıcı, tedbirler öngörüldüğünü dile getirdi


Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda 12. Kalkınma Planı’na ilişkin sunum gerçekleştirdi. Yılmaz, planın beş yıllık kalkınma hedeflerini ve 2053’e yönelik uzun vadeli gelişme stratejisini içerdiğini belirtti.

12. Kalkınma Planı’nın 5 eksen üzerinde kurgulandığını aktaran Yılmaz, “İlk eksenimiz ‘istikrarlı büyüme, güçlü ekonomi’, ikinci eksenimiz ‘yeşil ve dijital dönüşümle rekabetçi üretim’, üçüncü eksenimiz ‘nitelikli insan, güçlü aile, sağlıklı toplum’, dördüncü eksenimiz ‘afetlere dirençli yaşam alanları, sürdürülebilir çevre’ ve beşinci eksenimiz ise ‘adaleti esas alan demokratik iyi yönetişim’ ekseni” diye konuştu.  Kalkınma planlarında milli tasarrufu ve üretimi artırıcı, fiyatlarda istikrar ve dış ödemelerde dengeyi sağlayıcı, yatırım ve istihdamı geliştirici tedbirler öngörüldüğünü dile getiren Yılmaz, kaynakların verimli şekilde kullanılmasının hedeflendiğini anlattı.

“2023 sonunda milli gelirin ilk 1 trilyon $’ı aşması bekleniyor”

Kalkınmada en büyük kısıtlayıcı faktörün cari açık olduğunu ifade eden Yılmaz, “Plan dönemi sonunda, ihracatın 375 milyar dolar, turizm gelirlerinin 100 milyar dolar seviyelerine yükselmesi sonucunda cari işlemler açığının sıfıra yakın bir düzeyde gerçekleşmesini öngörüyoruz. Makroekonomik istikrarın güçlendirilmesine yönelik öncelikli hedefimiz, enflasyonu orta vadede kalıcı şekilde tek haneli rakamlara düşürmek ve fiyat istikrarımızı pekiştirmek. Enflasyonla mücadelemizi sürdürürken, hayat pahalılığının sebep olduğu olumsuzlukları bertaraf edecek şekilde gerekli politikalar da hayata geçirilecek” dedi.

Yılmaz, 2002 yılında 9 bin 279 dolar olan Satın Alma Gücü Paritesi’ne göre, kişi başı gelirin 2022’de 37 bin 445 dolara kadar yükseldiğini, 2023 sonu itibarıyla milli gelirin ilk defa 1 trilyon doları aşmasını beklediklerini ifade etti.

Hedef; işsizlik oranını %5’in altına düşürmek

Dünyanın 10 büyük ekonomisi ve satın alma gücü paritesine göre ilk beş ekonomisi arasında yer almayı hedeflediklerini belirten Yılmaz, “İmalat sanayisinin milli gelirdeki payını yüzde 30’un üzerine çıkarmayı, küresel mal ticaretinden yüzde 2’nin üzerinde pay almayı, yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatı içindeki payını yüzde 17’lere taşımayı ve net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı öngörüyoruz. İnsani gelişme endekslerinde ilk 20 ülke arasına girmeyi, ailenin güçlendirilmesini, gelir dağılımında adaleti sağlamayı, çalışma çağındaki her bireyin üretkenliğinden faydalanarak işsizlik oranını 2053 perspektifinde yüzde 5’lerin altına düşürmeyi hedefliyoruz. Bunun yanı sıra, dünyanın en değerli 100 markası arasında en az 5 markamızın yer almasını, en az 5 üniversitemizin dünyanın ilk 100 üniversitesi arasında olmasını, Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranının yüzde 4’lere çıkarılmasını öngörüyoruz” sözlerine yer verdi.

“Tarım ve enerjide arz güvenliğinin sağlanması hedefleniyor”

Plan dönemi sonunda milli gelir büyüklüğünün 1,6 trilyon dolara ulaşmasını hedeflediklerini aktaran Yılmaz, “Plan döneminde ise sanayi sektörünün verimlilik ve rekabetçiliği odağına alan üretim yapısıyla büyümede başat rol üstleneceği, hizmetler sektöründe döviz kazandırıcı alanların çeşitleneceği, tarım ve enerji sektörlerinde arz güvenliğinin sağlanacağı dengeli bir yapıda ülkemizin yıllık ortalama yüzde 5 oranında büyümesi ve 2028 yılı sonu itibarıyla fert başına gelirin 17 bin 554 dolara ulaşması hedefleniyor. Bu yıl sonu itibarıyla ise 12 bin dolar hedefini aşmayı öngörüyoruz. Orta Vadeli Program’da üç yıllık perspektifte ise 15 bin dolara yakın kişi başına gelir hedefimiz var” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Plan dönemi boyunca 5 milyon ilave istihdam oluşturarak işsizlik oranının dönem sonunda yüzde 7,5 seviyesine düşmesini hedefliyoruz. Büyüme hedefleri doğrultusunda küresel piyasalarla uyumlu, rekabet gücü yüksek, ülkemizin kalkınma sürecine düşük maliyet ve giderek artan finansal araç çeşitliliği ile katkı verebilen, sürdürülebilirlik ekseninde ilerleyen ve kurumsal yapısı güçlü bir finansal sektörün oluşturulması amaçlanıyor” dedi.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM