Perşembe, Eylül 19, 2024

“Ticari kredilerde, istikrarlı büyüme gözlendi”

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Kasım Ayı Finansal İstikrar Raporu’nu yayımladı. Buna göre, makro ihtiyati politikalarda atılan sadeleşme adımları sonrasında ticari kredilerde istikrarlı bir büyüme gözlendiği belirtilerek, ihracat ve yatırım kredilerinin payının artmasıyla ticari kredi kompozisyonunun iyileştiği, bireysel kredi büyümelerinde de belirgin bir yavaşlamanın izlendiği kaydedildi. TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın “Atılan adımlarla, piyasa mekanizmalarının işlevselliği arttı” dedi.

“Finansal borç oranı gerilemeye devam etti”

Reel sektörün finansal borç oranının gerilemeye devam ettiği belirtilen raporda “Firmaların finansal göstergelerindeki olumlu görünümün korundu. Reel sektör firmalarının finansal kaldıraç oranında önemli bir iyileşme gözlenmiş, bu gelişmede milli gelire oranla düşüş eğilimi gösteren finansal borçluluk etkili oldu. Halka açık firmaların karlılık ve borç ödeme gücüne ilişkin finansal göstergelerinde tarihsel ortalamaların üzerindeki güçlü seyir, finansman maliyetlerindeki artış kaynaklı riskleri sınırlandıran bir unsur olarak öne çıktı. Reel sektör firmalarının yabancı para (YP) açık pozisyonları YP nakdi kredilerindeki gerilemeye bağlı olarak azalmaya devam etti. YP borçlulukta düşüş sürerken, YP borcu bulunan firma sayısı da geriledi. Firmalar güçlü YP likiditelerine bağlı kısa vadeli YP yükümlülükleri karşılayabilecek sağlam bilançolara sahip.  Küresel finansal koşullardaki sıkı görünüme karşın firmaların yurt dışı kaynaklardan temin ettiği finansman artmakta ve dış borç yenileme oranındaki güçlü seyir devam etmektedir” ifadesine yer verildi.

“Hane halkı borçluluğu emsal ülkelere göre düşük”

 Türkiye’nin hane halkı borçluluğunun emsal ülkelere göre oldukça düşük seviyede olduğu belirtilen raporda, “Kişi başı hane halkı borcu ve gelire oranla borçluluk göstergeleri gerilemeye devam etti. Yükselen faiz oranları ve makro ihtiyati politikalardaki sıkılaşma sonucu yavaşlayan bireysel kredi büyümeleri hane halkı borçluluğun düşük kalmasında etkili oldu. Bankacılık sektörünün aktif kalitesindeki güçlü görünüm korundu. Tahsili Gecikmiş Alacak (TGA) oranındaki azalma eğilimi haziran ayının sonuna kadar devam etti. Para politikasında sıkılaşma süreci sonrasında kredi büyümesindeki yavaşlamayla TGA oranı yatay seyir izlemeye başladı. TGA oranında tarihsel ortalamanın altındaki düşük seyir tüm kredi alt türlerinde gözlendi. Firmaların yakın izlemedeki kredi oranları iyileşmeye devam ederken, bireysel krediler yakın izleme oranında sınırlı artış gösterdi. Yakın izlemede sınıflandırılan kredilerin önemli bir kısmının gecikmesi bulunmadı. Bankaların ihtiyatlılık gereği yüksek karşılık ayırma politikasını sürdürdükleri gözlenmektedir” sözlerinde bulunuldu.

“KKM bakiyesindeki azalma hız kazandı”

Makro ihtiyati politikalarda sadeleşme adımları sonrası KKM bakiyesindeki azalmanın hız kazandığı ve sistemde artan Türk lirası likiditenin zorunlu karşılıklarla sterilize edildiği bildirilen raporda, şu sözlere yer verdi: “Yılın son çeyreğinde yapılan sendikasyon kredisi yenilemeleri yüksek seviyelerde gerçekleşirken eurobond ihraçları da canlanmaktadır. Bankacılık sektörü karlılığındaki aşağı yönlü eğilim, yılın üçüncü çeyreğinde net faiz marjındaki toparlanmayla sonlandı. Makro ihtiyati düzenlemelerde atılan sadeleşme adımları sonrasında faiz marjı iyileşti. Kar performansı üzerinde aktif kalitesi kaynaklı riskler sınırlı kalmaya devam etti.  Ücret ve komisyon gelirleri ile sermaye piyasası işlemleri ve kambiyo gelirleri karlılığı destekledi. Sermaye oranları, yasal sınırların üzerindeki seyrini korumaktadır. Bankacılık sektörünün güçlü sermaye pozisyonu, beklenmeyen kayıpları karşılayabilecek kapasitededir. Sermaye tamponlarının yanı sıra bankaların ayırdığı serbest karşılıklar, gerçekleşebilecek risklere karşı bankaların daha hazırlıklı olmalarını sağlamaktadır. Ayrıca, ihtiyatlı bir şekilde belirlenen kredi risk ağırlıkları ilave bir tampon oluşturmaktadır. Bankalar, faiz ve kur riskini yönetebilecek güçlü bilanço yapısına sahiptir. Düzenlemelerde yapılan sadeleşme sonrasında sektörün TL kredi-mevduat faiz farkı pozitif alana geçmiştir. Bu gelişme, bankaların faiz riski yönetimine olumlu katkı vermiştir. Yabancı para net genel pozisyonunun öz kaynaklara oranı yasal sınırlar dahilinde olmakla birlikte YP pozisyon fazlası taşıyan banka sayısı sektör genelinde artmıştır.”

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM