Salı, Eylül 10, 2024

Botoks ve Kalaşnikof…

Kadınların güzelleşme isteği ve eylemi binyıllardır süregeliyor. Kimyasal boyaların ve kokuların bulunmasından önceki dönemlerde vişneden tutun, cevize, böğürtlene dek onlarca meyve ve çiçek kadınları çekici hale getirmek için kullanıldı.
 
Fransızların meşhur olan parfüm bilgisi bugün binlerce koku ve makyaj malzemesi ile raflarda.
 
Bunu yeterli bulmayan kadınlar için, kendine göre güzellik ikonu olanların bir kısmına benzeme arzusu estetik ameliyat sektörünü geliştirdi. Bıçak altına yatmaktan çekinmeyenler sadece kadınlar mı? Onların dünya çapındaki geniş eylemi erkeklere de sıçradı. Onlar da genel kabul gören bazı görünümlere kavuşmanın peşine düştüler. Burun ameliyatı olanlar, yağlarını aldıranlar, bacaklarına kemik ekletenler bunların sadece bir kısmı…
 
Sinema döneminden televizyon dönemine geçildi. Televizyonlar da akıllı telefon sistemine evrildi ve sosyal medya dünyayı avuç içi gibi bir hale getirdi. Eski artistlerin doğal hallerinden etkilenen bazı kadınlar, onlara benzemek için güzellik enstitülerine akın ettiler. Ortaya nerede ise birçok benzer kişi çıktı.

Bu akım televizyonlardaki dizi oyuncularında da kendisini gösterdi. Şöyle ki; yüzü görece dolgun olan, dizilerde oynamak için hevesli oyuncular, bıçak altına yatıp önce yanak kemiklerini rendelettiler, burun kemerlerini aldırdılar, çenelerini törpületip daha sivri çene yaptırdılar. Botoks ve dolgu uygulaması ile yüzlerine son şekil verildi.
 
Bu oyuncu adayları veya oyuncular dizilerde görev almaya başladı. Dikkatli izleyiciler dizi oyuncularının arasındaki farkları sezebiliyorlar, ama genel bakış açısı olanlar için oyuncuların nerede ise hepsi birbirine benziyor.  Ortak özellikleri de şu: botoks ve dolgu uygulaması, uygulandığı yerde sinirleri uyuşturulduğu için (öldürdüğü) oyuncularda mimik olayı tarih oldu.  Yüzü kırışmasın, genç ve standart güzel gözükmek isteyen oyuncular mimik yapmadan oynar durumuna geldi. Bu olay dizi sektörünün bir sorunu maalesef.
 
Yine de estetikli, botokslu, dolgulu dizi oyuncuları ülkeye ikon olarak yansıyınca, bu kez de sosyal medya fenomeni olmak isteyen kadınlar aynı yolu izler oldu. Bu da izleyicilerinin hoşuna gitti doğal olarak. Milyonlarca izleyicisi olan sosyal medya fenomenlerinin bir kısmı olağan ticari işlerin dışında yollara saptı veya saptırıldı. Sadece ünlü olmak değil, para zengini de olmak isteyenler “doğru yoldan” ayrılınca başlarına gelen sıkıntıları nasıl atlatacaklar veya atlatabilecekler mi, göreceğiz.
 
Ancak, dikkatimi birisi çekti; sosyal medyada fenomen olan bir kadın birkaç yıl önce bir tabanca ile sosyal medyada paylaşım yapmış. Onu arayıp bulduktan sonra, bu dönemde “suç işleyen” fenomenleri gözaltına alma hareketi içine onu da ekleyip, ters kelepçe ile, gözaltına aldılar ve sonra adli kontrol şartıyla serbest bıraktılar.  Başka bir durum var mı, onu ilgililer bulur çıkarır.
 
Sosyal medyada silah gösteren kadın toplumu isyana teşvik ettiği iddiası ile eninde sonunda, iki yıl sonra yakalandı.  Ellerinde kalaşnikof marka tüfeklerle sosyal medyada çarşaf çarşaf poz verenlere ne oldu?  Arabasının önünde, ormanda, askeri görünümlü kıyafetle kalaşnikofları, otomatik tabancaları sergilediği fotoğrafların altına da “rakibine yaşama hakkı olmadığını anımsatan” ifadeleri yazanların herhangi birine bir şey oldu mu? Mahallede temizleyeceğimiz çok kişi var diyenler ortalarda dolaşıyor.
 
Demek ki, sarışın botokslu kadın, kalaşnikoflu erkekten daha tehlikeli görünüyor.
 
Şöyle diyeyim; sosyal medyada, iki kişi var. Birisi halkı kadın haliyle isyana teşvik ediyor, diğeri, yani kalaşnikoflu erkek kendi halinde, garibanı kimse takmıyor.
 
Sosyal medyaya çıkmaya özenen kadınlara uyarımdır: elinize törpü, eğe, makas gibi kesici delici bir şey almayın, sizi tehlikeli olarak görebilirler.

İskender Odabaşoğlu

Diğer Yazarlar