Pazartesi, Eylül 16, 2024

Sel baskınlarından zarar gören İZTO üyelerine 15 milyon TL destek

İzmir Ticaret Odası

GÜLCİHAN ALTINKAYA

İzmir Ticaret Odası (İZTO), kasım ayı olağan meclis toplantısı Meclis Başkanı Selami Özpoyraz idaresinde İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. Toplantının açılışında konuşan İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, İzmir’de yaşanan ve bölgeyi etkisi altına alan fırtına ve deniz taşmasının yol açtığı su baskınlarının olumsuz etkilerine ilişkin açıklamalarda bulundu. 

Üyelerin yaşanan afetten kaynaklanan hasarlarını tespit etmek için ilk andan itibaren çalışmalara başladıklarını belirten Özgener, “Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nden destek sağlayabilmek için ivedilikle iletişime geçtik. Bu iletişim sonrasında, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, üyelerimizin deniz taşmasının yol açtığı su baskınları sebebiyle yaşadığı hasarların karşılanmasında kullanılmak üzere TOBB kaynaklarından İZTO’ya 10 milyon TL yardım sağladı. Buna ilaveten Yönetim Kurulumuz yapmış olduğu haftalık toplantısında Odamız hesaplarından 5 milyon TL’sini deniz taşmasının yol açtığı su baskınlarından zarar gören üyelerimiz için oluşturduğumuz yardım fonunda kullanılmasına karar verdi.  Böylece TOBB’dan gelen yardımla birlikte toplamda 15 milyon TL’lik bir fon oluşturduk” dedi.

“Asgari ücret işçilik maliyetlerinde önemli rol oynayacak”

Faiz kararının ardından enflasyondaki düşüş sürecine dair en önemli göstergenin asgari ücret kararı olacağını aktaran Özgener, “Ücretlerdeki yüzde 10’luk bir artışın, enflasyonda yüzde 1 ile 1,2 puanlık artırıcı bir etki yaptığı düşünülürse, yapılacak asgari ücret zammı hedeflenen enflasyon oranının tutturulmasında belirleyici olacak. Öte yandan asgari ücretteki artış oranı önümüzdeki yılın işçilik maliyetlerinin belirlenmesinde önemli rol oynayacak. Bu noktada önemli olan asgari ücret artışının yanında asıl olan satın alma gücünün arttırılması, bunun yolu da refah artışının sağlanmasından, dolayısıyla enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesinden geçiyor. İşgücü verimliliğindeki değişim; sermaye malı temininden, yeni teknolojilerin kullanımına kadar birçok değişkeni de yakından etkileyecek. Bu şartlar altında, asgari ücretin belirlenmesi bir kenara, işgücünün eğitimi ve uzmanlaşmasını da şirket kaynaklarının etkin kullanılması açısından değer taşıyor. Üretim sürecinde kullanılan girdilerin hangi ölçüde verimli olduğunu gösteren Toplam Faktör Verimliliğine dair analizlerin yapılması olumlu katkı sağlayacak” diye ifade etti.

“Enflasyonun Mayıs 2024’te tepe noktasına ulaşması bekleniyor”

Türkiye ekonomisi açısından 2024’ün kritik bir yıl olacağını söyleyen Özgener şunları söyledi: “Uygulanmakta olan ekonomi programı kapsamında özellikle enflasyonla mücadelenin kararlılıkla devam etmesi sadece 2024 için değil, önümüzdeki birkaç yıl için de önemli. 2024 yılında bir yandan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) hamleleri, diğer yandan ekonomik hedeflere ulaşmak için kamu kurumlarının eş güdümle hareket etmesi hayati öneme sahip. 2024 yılı ile ilgili olarak TCMB’nin tahmini, enflasyonun yüzde 65’ten yüzde 36’ya düşeceği şeklinde.  Enflasyonun Mayıs 2024’te yüzde 70-75 aralığında tepe noktasına ulaşması bekleniyor. Enflasyonun bu seviyeye düşebilmesi için büyümenin Orta Vadeli Program’dan farklı olarak yüzde 1-2 aralığında olması ve potansiyel büyümenin de altında alınması gerekli. MB’nin son faiz kararında tahminlerin üstünde 500 puanlık politika faizi artışını, enflasyonu düşürmedeki kararlığı olarak yorumluyor; 2024 yılında yurt içi talebi, özellikle tüketici talebini yavaşlatmak için adımlar atılmaya devam edileceğini anlıyoruz. Enflasyonla ilgili bu kararlı adımlar devam ettiği sürece, 2024 yılında enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarında aşağı doğru güncelleme olacağını tahmin ediyoruz. MB’nin son faiz notunda belirttiği gibi faiz artırım sürecinin yavaşlamasını ve göstergelere göre 1-2 ay içinde son bulmasını bekliyoruz.”

“KOBİ’lerin tedbir alması önem taşıyor”

Maliyetlerdeki artışların, firmaların dış pazardaki fiyat avantajını olumsuz etkilemeye devam ettiğini belirten, “Rakamlar, ihracatta her zaman vurguladığımız katma değeri yüksek, ileri teknoloji ürün ve hizmet ihracatını daha fazla gerçekleştirebilmenin önemini ortaya koyuyor. Bu anlamda; zor jeopolitik koşullara rağmen ihracatını artırmaya devam eden sektörlerimizi daha fazla desteklememiz gerektiğini düşünüyorum. İhracat rakamlarının firma merkezleri baz alınarak açıklanması nedeniyle İzmir’in potansiyelini tam olarak yansıtmadığını uzun zamandır vurguluyorduk. Yeni sistem ile kentimiz ihracat rakamlarında da olumlu yönde önemli değişiklikler yaşanmasını bekliyoruz” dedi.

“Sektörler daha fazla desteklenmeli”

Özgener, enflasyon muhasebesi uygulamasının yaklaşık 20 yıl aradan sonra bu sene sonundan itibaren 2024 ve sonrasında vergi matrahını etkileyecek şekilde tekrar uygulanacağını hatırlatarak, “Enflasyon düzeltmesi ile işletmelerin mali tablolarında ortaya çıkan bozulmanın giderilmesi amaçlanıyor. Bilançoda yer alan stoklar ve ticari malların enflasyon düzeltmesine tabi tutulmasının, dönem karını artırıcı etkisi olabileceği gibi, bunların enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan maliyet değerleri ile satışa konu edilmesi dönem karını azaltıcı etki de yaratabilir. 2024-2026 bilançolarına yönelik özellikle KOBİ’lerimizin bu son gelişen mali düzenlemelere karşı tedbir almaları önem taşıyor” sözlerine yer verdi.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM