Pazartesi, Eylül 16, 2024

Acımasızlık ne için?

“…Vicdan azabından kurtulsanız tarihin azabından kurtulamayacaksınız / Tarihin azabından kurtulsanız Allah’ın gazabından kurtulamayacaksınız.”


Hasan Bitmez, TBMM bütçe görüşmelerinde Saadet Partisi adına söz aldı. Konuşmasının sonunda “Hepinizi saygıyla selamlıyorum” dedi ve kürsünün dibine düştü, yaşamını yitirdi. Selam vermeden önceki dizeler Ahmet Sezai Karakoç’un şiirinden esinlenmişti.

Ahmet Sezai Karakoç, dedesi Plevne savaşına katılmış, Gazi Osman Paşa’dan teşekkür almış bir aileden geliyor. A. Sezai Karakoç, ilkokulu Ergani’de (1944) bitirdi. Ortaokulu Maraş’ta, liseyi Gaziantep’te parasız yatılı okudu. Mona Roza şiirinin öyküsü hazin mi, öğretici mi, özgün yaşamın yansıması mı? İlginizi çekerse şiiri ve öyküsünü internette bulup buna siz karar verin.


Hasan Bitmez’in Ahmet Sezai Karakoç’a gönderme yaptığı şiir, metafizik Türk şiirine örnek verilecek bir şiir. Aslı şöyle:


“Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak.
Halbuki, biz sussak, tarih susmayacak.
Tarih sussa, hakikat susmayacak.

Onlar sanıyorlar ki, bizden kurtulsalar mesele kalmayacak.
Halbuki bizden kurtulsalar vicdan azabından kurtulamayacaklar,
Vicdan azabından kurtulsalar, tarihin azabından kurtulamayacaklar.
Tarihin azabından kurtulsalar, Allah’ın gazabından kurtulamayacaklar.”


Hasan Bitmez, konuşmasını yaparken AKP sıralarından büyük tepkilerle karşılaştı. Konuşmanın ve tepkilerin tamamına TBMM’nin internet sitesinin “tutanaklar” bölümünden ulaşabilirsiniz. Kimin hangi ifade ile Hasan Bitmez’e seslendiğini orada görebilirsiniz.

İsim yazılmayan bir sesleniş, Hasan Bitmez’in kürsünün dibine yığıldığı anda geliyor: “Allah’ın gazabı böyle olur işte!”

Bir kişi bayılmış gibi yere düşüyor ve birilerinden yarım çığlığı yerine, savaşta düşmanını öldüren birisinin savaş çığlığı geliyor. Ülkemiz buna yabancı mı? Son dönemde değil! Maçın son düdüğünden sonra hakeme saldırıp bir yumrukla elmacık kemiğini kıran Ankaragücü’nün başkanı Faruk Koca, ve yere düşen hakem Halil Umut Meler’i tekmeleyen bazı kişiler.

Benzer tekmeleri Soma’da 301 madencinin öldüğü maden kazasında protesto eylemi içinde olan madenciyi özel harekât polisi yere yatırınca da görmüştük; ona tekme sallayan Yusuf Yerkel, saldırısının sonrasında “ayağım incindi” deyip iş göremez raporu almıştı. Dönemin Başbakanı Erdoğan’ın eski özel kalem müdürü yardımcısı olan Yusuf Yerkel, bu cansiperane tekme eyleminin ardından Frankfurt Başkonsolosluğu’na ticari ateşe olarak atandı.

Bu kin, bu acımasızlık niye, neden, ne için? Yere düşene, yerde tutulana, el birliği ile vurmak…

Hadi hoşgörünüz yok, merhamete ne oldu?

Gün gelir bu duyguları taşıyanlara ihtiyacınız olacak.

İskender Odabaşoğlu

Diğer Yazarlar