Pazartesi, Eylül 16, 2024

Egeli iş dünyası 17 bin 2 TL’ye karşılık enflasyona işaret etti

ASGARİ ÜCRET

Yeni asgari ücretin rekabeti zorlayacağını vurgulayan iş dünyası temsilcileri, ekonomik hedeflere ulaşılabilmesi için “Enflasyon ivedilikle düşürülmeli” dedi


Egeli iş dünyası, 2024 yılı için 17 bin 2 TL olarak açıklanan yeni asgari ücrete ilişkin görüşlerini dile getirdi. Çalışanların yeni asgari ücret ile ekonomik yönden bir süre rahatlayacağını ifade eden iş dünyası temsilcileri, yeni ücretin işverene maliyeti konusunda ise endişelerini ifade etti. Yeni asgari ücretin rekabeti zorlayacağını vurgulayan temsilcilerin ortak görüşü; ekonomik hedeflere ulaşılabilmesi için enflasyonun bir an önce düşürülmesi yönünde oldu.


Eskinazi: OVP rafa mı kalktı?

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, 2024 yılı için açıklanan asgari ücretin Orta Vadeli Program’daki (OVP) hedefler gözetilmeden tespit edildiğini belirtti. Eskinazi, “OVP rafa mı kalktı?” sorusunu yöneltti. OVP’de hedeflenen enflasyona göre asgari ücret belirlenmesinin esas alındığını dile getiren Eskinazi, “2024 yılı için yüzde 35 enflasyon hedeflenirken, artış yüzde 49 oldu. Döviz kurlarının hali de ortada. Asgari ücretin işverene maliyeti servis ve yemek dahil edildiğinde bin doları buluyor. Bu asgari ücret ve döviz kuruyla ihracat hedefleri tutturulamaz” diye konuştu.  

Türkiye’nin 2024 yılı için belirlediği 267 milyar dolarlık ihracat hedefini tutturabilme olasılığının dünya ekonomisindeki resesyon ve Türk ihracatçısının kaybolan rekabetçiliği nedeniyle çok düşük olduğuna dikkat çeken Eskinazi, dolar kurunun 29,40 TL seviyesinde baskılandığı ortamda 17 bin 2 TL’lik asgari ücretin Türk ihracatçısının rekabetçiliğine bir darbe daha vuracağını savundu.


“Darboğazdan çıkmak için enflasyon ivedilikle düşürülmeli”

Türkiye’nin ihracatını sürükleyen hazırgiyim, tekstil, maden, tarım sektörleri başta olmak üzere emek-yoğun sektörlerin döviz kurlarının mevcut durumunda bu artışı absorbe edemeyeceğini savunan Eskinazi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye 28 Mayıs seçimleri sonrasında yurtdışından beklediği yatırımları henüz bulabilmiş değil. İhracatçılarımızın getirecekleri döviz hayati derecede önemli. 1 Ocak 2021 tarihinden bu yana asgari ücretteki artış yüzde 496’ya ulaştı. 1 Ocak 2021 tarihinde 13,8 TL olan dolar kurunun bu şartlarda 68,5 TL olması gerekir. Bugün 68,5 TL dolar kuru Türkiye gerçekleriyle ne kadar örtüşüyorsa, 17 bin 2 TL asgari ücrette o kadar örtüşüyor. Türkiye’nin bu darboğazdan bir an önce çıkabilmesi için enflasyonu ivedilikle düşürmesi gerekiyor.”

Asgari ücret desteğinin verilmeye başlandığı 2016 yılında bin 300 TL tutarındaki asgari ücret içinde 100 TL olan desteğin, asgari ücret içindeki oranının da kan kaybettiğine dikkati çeken Eskinazi, “Asgari ücret desteği aynı oranı korusaydı bugün 700 TL yerine, bin 300 TL olması gerekiyordu” dedi.


Yelkenbiçer: İşverene etkileri göz ardı edilmemeli

Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer de asgari ücret zammına ilişkin değerlendirmede bulundu. Her kesimin enflasyonun altında ezildiğine dikkat çeken Yelkenbiçer, gerçekleşen zam oranını, çalışanların alım gücünü arttıracak olması sebebiyle değerli bulduğunu ifade etti. Öte yandan ekonomi üzerindeki en büyük sıkıntının başında yüksek enflasyon geldiğini söyleyen Yelkenbiçer, “Beklentimiz, enflasyonu düşürecek adımların atılması. Yapılan zamlara rağmen asgari ücretin kişi başına milli gelir karşısındaki gerilemesi sürüyor.  İşveren tarafındaki etkilerini de göz ardı etmemek gerekir. Ekonominin gerçekleri göz önünde bulundurularak işverenin üzerindeki yükün dikkate alınmasını bekliyoruz. Çalışanlarımızın alım gücünün artmasını nasıl takdirle karşılıyorsak, işverenlerin desteklenmesini de önemsiyoruz” diye konuştu.


Zorlu: Yeni asgari ücret rekabet edilebilirliği zorlayacak

Yeni asgari ücretin, çalışanların belirli bir süre için enflasyon karşısında ezilmemesini sağlayacağını ifade eden Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Siber Zorlu, iş dünyasının rekabet edilebilirliğini zorlayacağını vurguladı. Odak noktanın yüksek enflasyonu azaltacak politikalar ve bunu güçlendiren yapısal tedbirler olması gerektiğini belirten Zorlu, “Aksi takdirde, yüksek enflasyon ve zam sarmalından kurtulmamız mümkün olmayacak. Ortalama ücret ile asgari ücretin giderek birbirine yaklaştığı ve bu durumun işgücü piyasalarını olumsuz etkilediğini de hatırlatarak, istihdamı artıracak, işgücüne katılım oranını yükseltecek çeşitli teşvik unsurlarının devreye alınması konusundaki beklentilerimizi yineliyoruz” ifadelerini kullandı.


İçten: Üretici fiyatları en az %25 artacak

Emek yoğun bir sektör olan ayakkabı sanayisi için 2023’ün zor geçtiğini söyleyen Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Berke Yüksek ise yeni asgari ücret ile üretici fiyatlarının en az yüzde 25-30 civarında artış göstereceğini vurguladı. Bunun da perakende fiyatlarına zam olarak yansıyacağını belirten İçten, “Öte yandan, özellikle emek yoğun sektörler için devletimizden pozitif ayrımcılık beklentimiz vardı. Bu beklentimiz karşılanmadığı gibi asgari ücret desteğine de 200 TL gibi çok sınırlı bir artış yapıldı. Sonuç beklediğimiz gibi olmasa da yeni asgari ücretin hayırlı olmasını diliyorum. Sektör olarak bu zor dönemi istihdamımızda ve ihracatımızda en az hasarla atlatmak için mücadele edeceğiz” diye konuştu. 


Öncel: Çalışanlarımız çok daha fazlasını hak ediyor

Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel ise yeni asgari ücretin önümüzdeki aylarda fiyatlara bir yansıması olacağını belirtti. Öncel, “Perakende sektörü olarak içinde hammadde, üretim, lojistik ve mağaza maliyetlerini barındıran bir zinciri yönetiyoruz. Bu zincirin halkalarındaki şeffaf olmayan ve kontrol edilemeyen maliyet artışları maalesef ürün fiyat artışı olarak bize geri dönecek” dedi.


Şimşek: Arzu ettiğimiz noktada değil

HAK-İŞ İzmir İl Başkanı ve HİZMET-İŞ İzmir Şube Başkanı Gültekin Şimşek ise yeni asgari ücret rakamıyla ilgili, “Arzu ettiğimiz istediğimiz noktada değil. Asgari ücret, ülkemizde ortalama ücrete dönüştüğü için beklentileri karşılamaktan ne yazık ki uzak” ifadelerini kullandı. Asgari ücret rakamının ülkenin en büyük toplu iş sözleşmesi niteliğinde olduğunu vurgulayan Şimşek, asgari ücretin zaman içerisinde Türkiye’de yaygın ücrete dönüştüğüne dikkati çekti.


“Yüzde 49’luk Artış Bütün TİS’lere Uygulanmalı”

AB ülkelerinde asgari ücretli çalışanların toplam çalışanlara oranının yüzde 5 civarlarında olduğunu belirten Şimşek, “Asgari ücrete yapılan yüzde 49’luk artışın bütün toplu iş sözleşmelerine uygulanması gerekiyor. Bunun üzerinde bir oran olursa daha da iyi olur. Diğer ücretlerin, asgari ücrete yapılan artış oranın gerisinde kalması önemli bir sorun. Yaptığımız toplu iş sözleşmeleri bundan ciddi şekilde yara alıyor. Bu durum hem sendikal örgütlenmeyi hem de toplu iş sözleşmelerini sorgulatır hale getiriyor” dedi.


Sertbaş: 17 bin 2 TL geçinmek için zor bir rakam

Asgari ücretteki yükselişin Orta Vadeli Programdaki enflasyon ve döviz kuru artışı hedeflerinin üzerinde olduğunu dile getiren Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş ise “Asgari ücret az mı çok mu arttı diye tartışmanın bir anlamı yok. Bugünkü şartlarda 17 bin 2 TL geçinmek için zor bir rakam. Ev kiralarının geldiği durum ortada. Asgari ücret büyük olasılık 2 ay sonra açlık sınırının altında kalacak. Kaldı ki, yarından itibaren her şeyin fiyatı artacak çalışanların aldığı fark eline geçmeden eriyecek” dedi.


“Döviz üzerindeki baskı kaldırılmalı”

Asgari ücretteki artışın ürün fiyatlarını yüzde 15-20 artıracağını dile getiren Sertbaş, “Biz Avrupa Birliği pazarına çalışıyoruz. Bu ülkelerde yıllık enflasyon yüzde 4-5. Yüzde 20’lik artışı kabul ettiremeyiz. Döviz kurları da bizim elimizi zayıflatıyor. Döviz kurları üzerindeki baskının kaldırılması gerekiyor. Döviz kurları enflasyon seviyesinde artarsa hem istihdamımızı hem de ihracat rakamlarımızı koruyabiliriz” diye konuştu.

Asgari ücret artışını yorumlarken ekonominin diğer unsurlarına da bakmak gerektiğini belirten Sertbaş, “Asgari ücretteki artış OVP’deki enflasyon ve kur hedeflerinin üzerinde olduğu için çarklarda sıkıntılar olacak demektir. Özellikle hazır giyim gibi emek yoğun sektörler artan işçilik ve artan işçilikten dolayı yükselen diğer girdi fiyatlarıyla bu kur seviyelerinde ihracat yapmamız daha da zorlaşacak. Asgari ücretteki artış işsizliği ve fabrikaların kapanmasını beraberinde getirecek. Altı aydır müşteriyi kaybetmemek adına gerektiğinde zararına fiyatlar veriyoruz bundan sonraki günlerde daha da kötü fiyatlamalar yapmak zorunda kalacağız. Sadece işçilikten dolayı fiyatlarımızı yüzde 15-20 artırdığımız takdirde hiçbir müşteri böyle bir fiyat artışı kabul etmeyeceği için hedef fiyatını tutturacağı başka ülkelere gidiyor olacaktır. 2023 yılında sektörümüz ihracatta yüzde 9’luk kan kaybı yaşamıştı. Bu ortamda bu kan kaybının daha da artmasından endişe ediyoruz” ifadelerini kullandı.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM