Cumartesi, Kasım 23, 2024

Fetö Terör Örgütünün Yapılanması -I

Hile düşmanı yenmek için gereklidir; doğruluk ise bir grubu yönetmek için.


Sevgili okurlarım,

Defalarca tekrar ettiğim gibi yine de hatırlatmak isterim ki ülkemizde FETÖ silahlı terör örgütü tamamen bitti diye kimse sevinmesin. İşte en yakın zamanda 445 tane emniyet mensubunun bu terör örgütüne üye olduğu için yakalanması buzdağının sadece bir kısmını teşkil ettiğini düşünüyorum. Çünkü üst düzey yöneticilerinin yurt dışında olup faaliyetlerine devam etmeleri olayın bir başka uluslararası boyutunu gündeme getirmektedir. Bu nedenle terör örgütünün yapılanmasını hatırlatmak amacıyla bu makaleyi kaleme almış bulunuyorum.

FETÖ silahlı terör örgütü, kendisinden olmayan herkesi düşman ve öteki olarak tanımlamaktadır. Örgütün terminolojisindeki kendisinden olmayan tüm bireyleri “ehli dünya“ olarak kodlamaktadır. Örgüt tamamen “şekilsizlik“ prensibini uygulamaktadır. Yani örgüt günün şartları ve konjonktürün gerektirdiği durumlarda her şekle girebilmektedir. Başka bir anlatımla örgütün her duruma adapte olması çok kısa süreç içinde gerçekleşmektedir. Bu yapı, tamamen “kompartıman“ esasına göre çalışmakta olup güncel istihbarat örgütlerinin uyguladığı metodoloji çerçevesinde çalışmalarına devam etmektedir.

Başka bir anlatımla hücre yapılanması çerçevesinde, kimsenin kimseyi tanımadığı, konuları bilmediği bir uygulama gerçekleştirilmektedir. FETÖ terör örgütünün yapılanmasına bakıldığında, oldukça profesyonel bir uygulamanın hayata geçirildiği tespit edilmektedir. Ancak bu örgütlenmenin belli bir düzen ve hiyerarşi kapsamında olduğu ele geçirilen deliller ve yakalanan örgüt üyelerinin ifadelerinden de anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere bu örgüt 40 yıl içinde aşamalar halinde gelişerek belli bir yapıya kavuşmuş ve nihayetiyle 15 temmuz 2016 tarihindeki ayaklanma hareketini ülke gündemine getirmiş bulunmaktadır. FETÖ terör örgütünün yapılanması üç ana unsur üzerinde şekillenmekte olup, sivil yapılanma, eğitim yapılanması ve ünite yapılanması olarak önümüze çıkmaktadır. Bu yapılanma şekillerinin detayları ile fonksiyonları üzerinde de dikkatlice durulması gerekmektedir.


Sivil yapılanma

FETÖ terör örgütünün sivil yapılanması, genel olarak tüm yapının ihtiyacı olan finansmanı ve bunun yanı sıra gerekli lojistik desteği sağlamak üzere planlanmıştır.

Sivil yapılanmasının örgüt içindeki önemi finansman ve lojistik temin etmenin yanı sıra örgütün aynı zamanda vitrinini de teşkil etmektedir. Bir diğer taraftan örgütün propagandasının yapılmasının da sivil yapılanma ile gerçekleştirildiği unutulmamalıdır. Örgüt kendisini “güç odakları üzerinden“ tanımlamaktadır. Bir diğer taraftan paranın da örgütün en önemli istismar alanını teşkil ettiği elde edilen deliller, belgeler ve ifadelerden anlaşılmaktadır.


Eğitim yapılanması

Eğitim yapılanması, örgütün tamamen insan kaynakları yönetimi olarak faaliyet göstermektedir. Bu yapı örgüte hangi uzmanlık alanında çalışacak insan kaynağı gerekli ise onu hazırlamakla yükümlüdür. Örgüt paralel bir devlet ve paralel bir din yaratmak amacında olduğu için, devlet dairelerine yerleştirmek üzere her meslekten insanlara ihtiyacı olduğu bilinmektedir. Örnek olarak, öğretmen, yargıç, savcı, emniyet mensubu, asker gibi personele devamlı ihtiyaç olduğu unutulmamalıdır.

Örgütün eğitim yapılanması kapsamında, temin edilen elemanlar, ilgili kurumlara yerleştirilmektedir. Eğitim yapılanmasının aynı zamanda üniteleri de üretmesi söz konusudur. Eğitim yapılanması tamamen “kod“ esası üzerine çalışmaktadır. Bu yapılanmada herkes sadece bilmesi gerektiği kadar bilgi ile donatılmaktadır. Birçok konuları gizli olduğu için, diğer örgüt üyeleri tarafından kesinlikle bilinmemektedir. Eğitim yapılanmasının tamamen üniversite öğrencileri ile yürütüldüğü tespit edilmiştir.


Ünite yapılanması

FETÖ terör örgütündeki ünite yapılanması başlı başına önem arz etmektedir. Ünite yapılanmasına bakıldığında iki ana unsur üzerinde şekillendiği görülmektedir. Bunlar, sivil üniteler ve mahrem üniteler olarak başlı başına önem arz etmektedir.

Sivil üniteler, kendi içlerinde; doktorlar ünitesi, öğretmenler ünitesi, mühendisler ünitesi, diyanet ünitesi, köy ünitesi, çiftçiler ünitesi, olarak belirlenmektedir. Bu ünitelerin adedi ve kapsamı ise her ilin durumuna göre değişebilmektedir. Bu üniteler içinde bulunan örgüt üyeleri gerektiğinde birbirlerini de tanıyabilmektedir. Ancak bu durumun bile oldukça kısıtlı olduğu dikkate alınmalıdır.


Mahrem üniteler

Bu mahrem olarak adlandırılan üniteler örgüt lideri olan Fethullah Gülen’in yatak odam diye tanımladığı ve çok gizli tutulan ünitelerdir. Mahrem üniteler; askeri ünite, emniyet ünitesi, mülkiye ünitesi, avukatlar ünitesi, akademisyenler ünitesi, olarak sınıflandırılmış durumdadır. Bu ünitelerde daima birebir temas söz konusudur ve mutlak gizlilik kaçınılmaz gerekliliktir. Bu ünitelerin tesis edilmesine de örgüt lideri ile istişare kurulu tarafından karar verilmektedir.


Sivil üniteler içinde teşkilatlanma

FETÖ silahlı terör örgütü, planlı ve aşamalı olarak uzun yıllar içinde daha ziyade siviller arasında örgütlenmeye başlamıştır. Öncelikle 8. Sınıfta okuyan öğrenciler üzerinde durularak, kurulmuş olan ışık evlerinde onların eğitimlerine, barınmalarına, iaşelerine ağabey ve ablalar vasıtasıyla katkı sağlamışlardır. Daha ziyade fakir aile çocuklarına yaklaşılarak onların ışık evlerinde kalmaları ve orada ikametleri sağlanarak, belli programlar uygulanarak, çocukların beyinleri din maskesi altında yıkanmaktadır.

Işık evlerinin finansmanının da kendi bünyelerinde hayırsever insanlar tarafından yapıldığı her vesile ile örgüt tarafından açıklanmaktadır. FETÖ silahlı terör örgütünün sivil ünitelerinde genelde öğretmenler, ağabey veya abla olarak adlandırılan kişiler yer almaktaydılar. Işık evlerinde bulunan ağabey veya ablalar, kendilerine teslim edilen öğrencilerle ilgilenmek durumundaydılar. Işık evlerinde, öğrenciler ağabey ve ablaların nezaretinde muhakkak surette toplu namaz kılarak Fethullah Gülen’in vaaz ve konuşmalarını dinleyerek, dini sohbetlere de katılmaktaydılar.

Bu dini sohbetlerde genelde, nur risaleleri okunmaktadır. Ağabey ve ablaların en önemli görevlerinden birisi de başarılı ve zeki olan öğrencileri seçip onları yönlendirerek belli bir kariyer elde ettirip devlet kadrolarına (bürokrasi, emniyet, silahlı kuvvetler) sokulmasına ön ayak olmaktır. Hayati müessese olarak tanımlanan bu kurumlara girebilecek öğrencilerin de takibi sıkı olarak yapılıyordu. Bu yapılan takip kapsamında öğrencilerin konumu ve durumu örgüte itaat derecesine göre bir’den beşe (1 – 5) kadar numaralandırma yapılıyordu. Beş (5) numara alan öğrencinin örgüte sorgusuz sualsiz körü körüne itaat edeceği tanımlanmış oluyordu.

Bu hazırlıkların ne anlama geldiği ise, ülke genelinde gerçekleştirilen 15 temmuz 2016 ayaklanmasından anlaşılmaktadır. Daha önce de belirtildiği üzere, örgütün sivil ünitelerinde öğretmenlerin çoğunlukta olduğu ve imam unvanı ile faaliyet gösterdikleri bilinmektedir. Sivil ünitelerde imamlar öğrenciler ile birlikte sohbet toplantılarına katılmaktadırlar. Örgütlenme yapısı içinde yer alan imamların kimliklerinin diğer üçüncü şahıslar nezdinde tamamen gizli tutulmasına da özen gösterilmektedir. Sivil ünitelerde yine hücre yapılanması esas olduğundan genelde hücrelerin belli bir tarihe kadar birbirlerini tanımamaları da öngörülmüştür. Uygulamada hücrelerin en fazla beş (5) kişi olduğu görülmektedir.


Mahrem üniteler içinde teşkilatlanma

FETÖ silahlı terör örgütünün, türk silahlı kuvvetler içine sızması uzun yıllara dayanan bir stratejik plan çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. Bu sızma operasyonunun taktik olarak başarılı olduğu da sonuçlar dikkate alınarak tespit edilmiştir. Bu sızma operasyonunun, mahrem üniteler vasıtasıyla olduğu da bilinmektedir. Askeri mahrem üniteler, kara, hava ve deniz kuvvetleri ile jandarma bünyesinde bulunmaktadır. Mahrem imam yapısı kurulurken, örgüt mensuplarından bile gizlendiği unutulmamalıdır.


(Devamı bir sonraki yazıda)

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Tayfun Gözüm

Diğer Yazarlar