İyi savaşçılar zaferi cesaret ya da kurnazlıkla kazanamazlar. Onların zaferleri şans eseri değildir. Zira kazanacaklarından emin oldukları yerlere geçerler ve çoktan yitirmiş kimseleri yenerler.
Sevgili Okurlarım,
Bildiğiniz üzere, hep eski alışkanlıklarını bir türlü terk edememiş olan Meral Akşener fenomeni, yine ülke gündemine gelmiştir. Meral her zaman Asena Meral idi değişti mi? Hayır. Bana göre bildiğimiz eski Meraldir. Bir dönem Başbakan Tansu Çiller ona çok güvenmiş ancak daha sonra bu güveninin, yersiz olduğunu da anlamıştır. Bu konuyu Tansu Çiller’in yalısında özel aşçısı olan Neriman Mersin ile Kuşadası’nda açmış olduğu restoran da onun lezzetli keşkeğini yerken de konuşmuş, eski anıları tazelemiştik.
İYİ partiyi kurup tekrar siyaset sahnesine döndüğünü gördüğümde, acaba yine ne gibi ihanetler yapacağını düşünmüştüm. Hamasi nutuklar atma konusunda başarısı ortadadır. Ancak iş gerçekleri anlatıp doğruları açıklamaya geldi mi Meral Hanım tamamen sağır olur. MHP bünyesinden ve kültüründen çıkan bu siyasetçinin, başka bir eksende millet lehine hareket edebileceğini düşünmek ise saflık olacaktır. MHP bünyesindeki eral her zaman ülkü ocaklarının tam desteğini alarak parti bünyesinde ağırlığını koyabilmiştir. Ancak bu ağırlığın da onun özgül ağırlığı ile doğru orantılı olduğunu söylemek ise çok iddialı olacaktır.
İYİ partiyi kurduğunda, kamuoyuna finansman kaynaklarını açıklayabilmiş midir? Hangi firmalardan ne miktar bağışlar aldığını belirtmiş midir? Hayır. Fransa’dan ev aldığını ve finansman şeklini açık kalplilikle ortaya koyabilmiş midir? Hayır. Son dönemde oğlu Fatih ile ilgili medyada gündeme getirilen, kaynağı meçhul paraların dağıtımı ile ilgili iddialara cevap verme lütfunda bulunmuş mudur? Hayır. Kemal Kılçdaroğlu, Meral Hanımı maalesef hiç tanıyamamıştır. Masayı kasten ve bilerek devirip gitmiştir. İşte bu da ittifakın kırılma noktası olmuştur. Meral Hanımın ittifak masasına tekrar dönmesinin ise kendi iradesi ile olduğunu düşünmüyorum. Tüm bunlar Meral Hanımı yöneten üst akılın eseridir. Bu kadar oynak ve esnek hareketlerin tamamen belli bir plan dahilinde olduğunu görmemek mümkün değildir. İktidar partisi AKP ve onun baston partisi MHP’nin güdümlü bir muhalefete olan ihtiyacı çok açıktır. Bu güdümlü muhalefet kanalı da iyi partiden başkası değildir.
Üç yıl süre ile genel başkan yardımcılığı görevini yürütmüş ve hukuk duayeni olan Sayın Prof. Dr. Bahadır Erdem’in İYİ partiden ayrılma nedeni üzerinde düşünmek gereklidir. Yine aynı şekilde bir hukuk gönüllüsü olan Av. Ece Güner’in de bu partiden kopuşunun arka planını iyi okunması ve değerlendirilmesi söz konusudur. Son dönemde CHP çiçeği burnunda genel başkanı Özgür Özel’in Meral Hanıma ilgisini ve partisine davranışına hayret ve ibretle bakıyorum. Acaba CHP yöneticileri, hala öğrenemediler mi ki Asena Meral eski Meral ve onunla çıkılabilecek bir yol olmadığını. Sayın Özel’in arkasından, kendisine yapılan ittifak teklifini, oya devşirmek için, Meral Hanım, yine meşhur kelimeleri kullanarak, kurt ortaya çıkınca çakallar kaçar diye konuşmuştur. Bu arada, kurt işaretini herhalde tanıyamadınız. Bir de özüm ile seçime gireceğiz sizce bu kime işaret vermektedir? Sizler, sayın CHP milletvekilleri ve parti yöneticileri, esas olarak halkın gerçek gündemi ile uğraşacağınıza hala kısır döngüler içinde devam etmektesiniz. Diğer taraftan Asena Meralin değiştiğini düşünmek ise abesle iştigalden öteye değildir. Kendisinin ne zaman partisine yapılan yardım ve hibeleri tek tek açıklayıp hesap vereceğini bilmiyorum. Ancak işte o zaman güvenilir bir lider olmaya adım atabilecektir. Partilerin kendilerini nasıl finanse ettiklerini halka doğru verilerle açıklaması ve bunun da kontrol edilebilir hale gelmesi demokrasinin bir gereği olup lüksü değildir.
Günümüzde ise seçimlerden önce çok büyük iddialar ile ortaya çıkan muhalefet bloğu içinde yer alan partiler seçim yenilgisinin sorumluluğunu maalesef üstlenme cesaretini gösterememişler ve bu sorumsuz yapıları ile ülke yönetmeye talip olmuşlardır. Bu siyasal partilerin liderleri içinde en dikkat çekeni ise yapmış olduğu konuşmalar, uyumsuz davranışları ve kaprisleri çerçevesinde, Sn. Meral Akşener’dir. Eski “Asena Meral“ lakabına yakışır şekilde hamasi nutuklar atan bu lider 26 ağustos gibi çok önemli bir tarihi de kullanarak sanki ciddi açıklamalar yapacakmış beklentisini toplumda yaratmış, ancak incir çekirdeğini doldurmayacak laflar ederek sahneyi boş yere işgal etmiştir. Meral Akşener, yine bildiğimiz eski Asena Meral, yeni olabilecek hiçbir özellik kazandığını söylemek ise oldukça zordur. Kaybedilen seçimlerden sonra istifa edip siyasetten çekilmek yerine iyi parti içinde kurultaya giderek kendisi tek aday olup, daha önce belirlenmiş delegelerin oyu ile genel başkanlığını korumuştur. Kurultayda ise, gerçekte olmamış olayları olmuş gibi anlatarak delegelerin önünde partisinin siyasi hayatiyetini sağlamış olan Cumhuriyet Halk Partisine, sözlü saldırılarda bulunmuş, yine Asena elbisesini giyerek kendisinin hiçbir suçu olmadığını başka düşmanlar yaratarak seçim kaybetmenin sorumluluğunu alamamıştır.
Önümüzdeki yerel seçimlerde, Meral Akşener’in Cumhur İttifakı içinde yer alması kimseyi şaşırtmamalıdır. Ancak 2024 yerel seçimleri sonucunda, İYİ partinin hayatiyetine devam edip etmeyeceği alınacak oy oranları ile ortaya çıkacaktır ki işte o zaman Asena Meral’in şaşırıp şaşırmayacağı görülebilecektir. Meral Akşener fenomeni de Sinan Oğan gibi tarihin tozlu sayfalarındaki yerini alacaktır.