Göztepe geride kalan haftanın en karlı takımı oldu Ümraniyespor’u 4-1 ile geçerken. Göz Göz hem ikinciliği korudu hem de Kocaeli’nin Eyüpspor’u devirmesiyle liderle farkını 10’dan 7’ye düşürdü. Göztepe’nin birinci olarak Süper Lig’e çıkmasını önemsediğim için, ikincilik hedefinin Göztepe’ye yakışmayacağı için farkın 7’ye inmesini önemsiyorum.
Stoilov, forvette sakatlıktan çıkan Mamah ve yeni transfer Ramon ile başladı pazartesi akşamı. Ayrılan Tijaniç’in yerine Ahmet’i, Nielsen’in yerine de Helinton’u monte etti. İki yeni transfer ilk 2 gole imza attı ve Göz Göz tünele 2-0 önde girdi. Aslında skor 3-4 de olabilirdi son vuruş kalitesi olsa. Helinton’un golü mükemmeldi. İki golde de top köşeye, garanti yere gönderildi. Helinton’a bayıldım doğrusu. Hareketli, çabuk, pasları ve uzun topları kaliteli, adrese teslim. Top ayağına çok yakışıyor, sambacı deyimini hak ediyor. Süper Lig’de de iş yapacak bir topçu. Göztepe ikinci yarıda 3-0’dan sonra 10 günde üçüncü maçı oynadığından yoruldu ancak -ki, birisi 120 dakika- yediği gol sonrası Stoliov’un müdahalesi ve diri isimlerin oyuna dahil edilmesiyle yeniden inisiyatifi alarak skoru 4-1’e getirdi ilk golünü atan Kubilay ile.
Göztepe yine önde bastı, ikinci toplara yöneldi, yine sahanın her yerinde pres yaptı. Stoliov’un skor 2-0 iken bile takımı öne itmesi takdire şayandı. Yorulan oyuncularını aşamalı şekilde zamanında değiştirdi. Yardımlaşma da üst düzeyde olunca mücadele alkış aldı. Skoru alınca da hoca beş oyuncu değiştiriyor. Son anlarda da Ege ve Furkan’a forma verdi. Maçta aklımda kalan bir şey de kaleci Lis’in çok kez topu kullanırken Sakaryaspor maçını hatırlayarak etrafını kontrol etmesiydi. Bu da taraftarı gülümsetti. Bu arada taraftar da havaya girdi. Pazartesi akşam soğuk havaya karşın 15 bin taraftar stadı doldurmuştu. İşte bu Göztepe direkt Süper Lig için ümit veriyor.Göztepe kimliğini buldu, bir de santrfor bulursa değme keyfine.
xxx
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ın aşağıdaki açıklamasını yerel Kocaeli Gazetesi’nden aktarıyorum; gazete, açıklamayı “Kocaelispor’un büyük bir camia olduğunu tüm Türkiye görecek” başlığıyla vermiş: Kulübün uzun vadede ayakta kalması ve güçlü bir şekilde devam etmesi için üzerimize düşeni şimdiye kadar yaptık, bundan sonra da yapacağımıza emin olun. Sezon başında ligde tutunacak bir takım mı kursak diye konuşurken, ben hocamıza ve başkanımıza öyle bir takım kuralım ki bu sene Süper Lig’e çıkalım diye onlardan bir talepte bulundum. Allah’ın izniyle ilk 2’de olarak Süper Lig’e çıkacaktır takımımız. Profesyonel sporcular olarak zaman zaman alacaklarınız konusunda endişeye kapılıyor olabilirsiniz. Şüpheniz olmasın. Bu konuda elimizden gelen her türlü desteği vereceğimize emin olun.”
Büyükakın’ın açıklamasını “gelinim sana söylüyorum, kızım sen anla” kabilinden aktardığımı bilmem belirtmeye gerek var mıydı? Büyükakın, belli ki Kocaeli’nin bir futbol şehri olduğunun da futbolun sadece futbol olmadığının da farkında.
Peki İzmir? Türkiye’de ilk kez futbol oynanan şehir olan İzmir’in yerel yönetimleri, İzmir’in sivil toplumu, İzmir’in iş dünyası (EBSO, İZTO vb.) futbol şehri olduğunun ve futbolun sadece futbol olmadığının ne kadar farkında? Altay, Karşıyaka, Altınordu, İzmirspor, Göztepe gibi asırlık futbol markaları olan bir şehir İzmir. Bu kadar asırlık markaya dünyada kaç şehir sahiptir? Süper Lig’in “Türkiye 1. Ligi” adıyla deplasmanlı olarak ilk kez oynandığı 1959-60 sezonunda yukarıda saydığım beş kulüp de bu ligdeydi. Oysa şimdi bu ligde İzmir’den hiç takım yok. İstanbul’dan 8, Antalya’dan 2 takım var oysa.
Uyan İzmir. Avrupa Kupalarına gitse bir takım İzmir’den, örneğin eskisi gibi Göztepe, bir Karşıyaka-Göztepe derbisi oynanacak olsa Süper Lig’de nasıl olurdu? Gözlerinizi kapatıp bir zaman tüneline girerek hayal edin.