Avrupa Birliği (AB), 31 Ocak’ta, Yemen’deki İran destekli Husi isyancılarının saldırılarına karşı ticari gemileri korumak amacıyla Kızıldeniz’de bir misyon başlattığını duyurdu. AB dış politika başkanı Josep Borrell, operasyonun 19 Şubat’ta yapılacak olan dışişleri bakanları toplantısında onaylanmasını beklediğini belirtti. AB yetkilileri Associated Press’e yedi AB üye ülkesinin misyon için gemi veya uçak sağlama taahhüdünde bulunduğunu söyledi. Fransa, İtalya, Belçika ve Almanya gibi ülkeler, misyon için gemi sağlayacakken, Fransa, İtalya ve Yunanistan’ın misyona liderlik etmek için yarıştıkları bildiriliyor. Borrell, Aspides adı verilen misyonun yalnızca savunma amaçlı olduğunu ve Husilere karşı herhangi bir saldırıya katılmayacağını ekledi.
Husilerin Kızıldeniz, Bab el-Mandeb Boğazı ve Aden Körfezi’ndeki ticari gemilere yönelik saldırıları, birçok AB merkezli işletme için bu rotanın Suez Kanalı aracılığıyla Avrupa ile Asya arasındaki ana bağlantı olması nedeniyle ticareti baltalayıcı bir girişim olarak görülüyor. Bu ticaret yolu, küresel ticaretin yüzde 10 ila 15’inden fazlasını üstlenmiş durumda. Husi saldırıları sonucu, birçok ticari deniz taşıma şirketi Afrika Burnunu kullanmaya zorlanmış bu da ek zaman ve maliyet oluşturmuştur. Borrell, bu artan masrafın enflasyona katkıda bulunduğunu söyledi.
Uzman analizi
Konu ile ilgili olan uzmanların görüşleri şu şekilde: “AB, Yemen’deki Amerikan ve İngiliz saldırılarından uzak durmak istiyor. Ancak aynı zamanda İran destekli Husilerin Kızıldeniz’de Avrupa ekonomik çıkarları ve seyrüsefer özgürlüğüne olağanüstü bir saldırı düzenlemesinin eksik bir şekilde algılanmasını da istemiyor. AB dışişleri bakanları misyonu onayladığında, tüm kamu açıklamaları yapıldığında ve ek Avrupa gemileri ve uçakları gerçekten ortaya çıktığında, bu AB çabası, açıkça ve yalnızca savunma amaçlı olan Operasyon Refah Muhafızı ile pratikte bütünleştirilmelidir.” — Bradley Bowman, FDD’nin Askeri ve Siyasi Güç Merkezi’nin Kıdemli Direktörü
“Avrupa donanmalarının Kızıldeniz’de savunma mücadelesine katılmasını memnuniyetle karşılıyorum. Bu, AB’nin bu güçleri mevcut ABD ve İngiltere deniz kuvvetleri ile uygun bir şekilde entegre etmeyi kabul etmesi durumunda çok daha anlamlı bir katkı olacaktır. Bu tür savunma güçleri, Husi saldırılarının sona ermesi için yeterli olmayacak, ancak neyse ki Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık, gerekli saldırı maliyeti uygulama operasyonlarını yapma konusunda kararlılıklarını sürdürmektedir.” — Kd. Alb. (Emekli) Mark Montgomery, FDD Kıdemli Üyesi ve FDD’nin Siber ve Teknoloji İnovasyonu Merkezi’nin Kıdemli Direktörü
ABD Öncülüğündeki Görev Gücü ve Hava Saldırılarına Rağmen Husilerin ısrarlı Husiler, 19 Kasım’dan bu yana Kızıldeniz’de uluslararası nakliye gemilerine karşı neredeyse 40 saldırı düzenledi. Grup, 30 Ocak’ta ABD Donanması destroyer USS Gravely’ye karşı bir anti-gemi seyir füzesi fırlattı. Destroyer, füzeyi engelledi ve mürettebatına zarar vermedi. 31 Ocak’ta ABD kuvvetleri, Husi kontrolündeki bir bölgede fırlatılmaya hazır olan bir yüzeyden havaya füze imha etti.
AB’nin misyonu, 18 Aralık’ta Savunma Bakanı Lloyd Austin tarafından duyurulan ABD öncülüğündeki Refah Muhafızı Operasyonu’nu yansıtıyor. Bu ticari gemileri korumayı amaçlayan uluslararası bir girişim, bazı ülkelerin askeri varlıklar sağlaması ve diğerlerinin lojistik ve destek personeli sağlaması dahil olmak üzere 20’den fazla ülkeyi içermekte. Bu operasyondan bağımsız olarak, Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık, 11 Ocak ve 22 Ocak’ta Avustralya, Bahreyn, Kanada ve Hollanda’nın desteğiyle Husi kontrolündeki bölgedeki askeri hedeflere karşı iki ortak saldırı düzenledi. ABD kuvvetleri ayrıca Husi hedeflerine karşı tek taraflı saldırılar da düzenledi.
