Kahramanmaraş merkezli ve 11 ilde büyük yıkım yaratan 6 Şubat depreminin yıldönümünde Türk Eczacıları Birliği, (TEB) günün anlam ve önemine değinerek, açıklama metni yayımladı.
TEB tarafından yayımlanan açıklama metni ise şöyle;
“Bugün Cumhuriyet tarihimizin en kara, en acı günlerinden birinin yıl dönümü. Tam bir yıl önce 6 Şubat’ın o soğuk sabahında ateş, sadece düştüğü yeri yakmadı, 80 milyonluk bir ülkenin bütün fertlerini yaktı kavurdu. Yaralarımız hala iyileşmedi, acılarımız hala ilk günkü kadar taze.Merkez üssü Kahramanmaraş-Pazarcık ve Elbistan olan 7,7 ile 7,6 büyüklüğündeki iki büyük deprem, son yüzyılda Türkiye’de yaşanan en yıkıcı ve etki alanı en geniş depremler olarak kayıtlara geçti. 11 ilimizi etkileyen, toplam 62 ilçe ve 10 bin 190 köyde yıkıma yol açan depremlerde 50 bini aşkın vatandaşımız yaşamını yitirdi. Depremde yaşamını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Bu büyük afette, maalesef köklü meslek ailemizden de 44 meslektaşımızı, 21 eczacılık fakültesi öğrencimizi, eczane teknisyenlerimizi ve Adıyaman Bölge Eczacı Odamızın Kıymetli Başkanı Ecz. Hüseyin Kemal Taş’ı kaybetmenin acısını yaşadık. Yaşamını yitiren meslektaşlarımızı, eczacılık fakültesi öğrencilerimizi, eczane teknisyenlerimizi bir kere daha saygı, minnet, rahmet ve özlemle anıyoruz.
Bu maksatla, ülke çapında faaliyet gösteren bütün meslektaşlarımız, bugün saat 11.00’de 1 dakikalık saygı duruşunda bulunacaklar.
Deprem bölgesine yardım için bütün halkımızın adeta çırpındığı bir ortamda, eczacılar depremin yaşandığı ilk günden itibaren, toplum sağlığı için en hızlı harekete geçen meslek gruplarının başında yer aldı. Türk Eczacıları Birliği, depremin hemen ardından, Türkiye’deki tüm Bölge Eczacı Odaları ve 46 bini aşkın meslektaşı ile beraber bir seferberlik ruhuyla hareket etti.
İlk 2 saat içerisinde Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti ve Denetleme Kurulu Üyelerince oluşturulan “Afet Yönetimi Koordinasyon Merkezi“ aracılığıyla bölgeye en hızlı şekilde yardım çalışmaları organize edilmeye başlandı.
Depremin ilk gün itibariyle Türk Eczacıları Birliği Gezici TIR Eczanesini en hızlı şekilde Kahramanmaraş’a sevk ettik ve depremin ilk günü itibariyle vatandaşlarımıza hizmet vermeye başladık.
7 Şubat itibariyle Kahramanmaraş, Hatay, Malatya, Gaziantep ve Adıyaman’da 5 konteyner eczanemizi hizmete başlattık ve sahra eczanelerimizin de hızla eklenmesiyle bu sayıyı 28 sahra eczanesine ulaştırdık. Bölgedeki ihtiyaçları gözeterek sahra eczanelerimizin konum bilgilerini sürekli güncelledik ve kamuoyuyla paylaştık.
Bölgelerdeki ilaç ve tıbbi malzemelerinin tedarikinin en hızlı şekilde sağlanması için Birliğimizin oluşturduğu dijital bir sistem aracılığıyla “Afet Yardım Kampanyası” başlattık. Bu şekilde, sahada oluşturulan ilaç dağıtım merkezlerimizdeki ilaç ve tıbbi malzeme sürekliliğini sağladık. Sahra eczanelerimizde depremzede vatandaşlarımızın ücretsiz eriştiği ilaç ve tıbbi malzemeler meslektaşlarımızın yaptıkları bağışlarla tedarik edildi.
Birliğimizin ve Bölge Eczacı Odalarımızın koordinasyonunda, Türkiye’nin dört bir yanından deprem bölgesine giden yaklaşık 5 bini aşkın gönüllü meslektaşımız, Gezici TIR Eczanemiz ve 28 adet sahra eczanemiz aracılığı ile depremin ilk gününden itibaren 74 gün boyunca kesintisiz ve ücretsiz olarak halkın ilaç eczacılık hizmetlerine erişimini sağladılar. Meslektaşlarımız, depremden etkilenen bölgelerdeki tüm yurttaşlarımızın acılarına ortak; ilaç ihtiyaçlarına çare oldular.
Hep birlikte yaşadığımız bu acı tecrübe, eczacıların olağanüstü koşullarda dahi nasıl hızlı, etkin ve organize hizmet sunabildiğini bir kez daha ortaya koydu. Hiç bir beklenti içinde olmaksızın sadece mesleki sorumlulukla ettiğimiz yeminin gereği vatandaşlarımızın yanında olduk.
Yaşanan büyük felaket, bu bölgede faaliyet gösteren eczanelerimizi de ciddi anlamda etkiledi. 500’ü aşkın meslektaşımızın eczanesi de yıkıldı ya da ağır hasar gördü. Meslek örgütü olarak, depremden zarar gören meslektaşlarımıza ekonomik ve sosyal anlamda destekler sunduk.
Ülkemizin bir deprem ülkesi olduğu gerçeği, devlet kademelerinden, yerel yönetimlere, sivil toplum kuruluşlarından her bir vatandaşımıza kadar hiç kimsenin geri plana atmaması gereken öncelikli bir gerçektir. Kamu otoritesinden, sivil toplum örgütlerine, meslek birliklerinden vatandaşlarımıza kadar herkesin, geçmişteki acı tecrübeleri unutmadan, üzerine düşeni yerine getirmesi, depreme hazırlıklı olmak için topyekûn bir çalışmayı başlatması, her şeyden önde gelen en acil zorunluluktur.
Türk Eczacıları Birliği olarak bu amaçla, depremin birinci yılında vatandaşlarımızın olası bir deprem felaketine karşı hazırlıklı olması için bir farkındalık çalışmasını da başlattık. Olası bir deprem sonrasında, ilk 72 saatte yardım ekipleri ulaşıncaya kadar hayati önem taşıyan acil durum çantalarının içeriğini gösteren “Acil Durum Çantasında Neler Olmalı?” afişlerini hazırladık ve ülke çapındaki bütün eczanelerimize dağıttık.
Yaşadığımız deprem tecrübeleri, afet öncesi önlemleri kadar afet sonrası hızlı ve etkili müdahale protokollerinin de ne kadar önemli olduğuna işaret ediyor. Meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarının olası bir afet sürecine ilişkin planlamalarını kapsayan bir kılavuz hazırlaması, organizasyon kabiliyeti açısından hayati önem taşıyor.
Birliğimiz bu konuda hemen harekete geçti ve “İlaç ve Eczacılık Alanında Doğal Afetlere ve Risklerine Hazırlık Kılavuzu” başlıklı belgeyi hazırladı. Hazırlık kılavuzumuz Bölge Eczacı Odalarımız ile paylaşılarak etkinleştirildi.
Kılavuz hazırlanırken, yakın geçmişte yaşadığımız deprem, orman yangınları, sel felaketleri gibi acı tecrübelerden edinilen deneyimler, Uluslararası Eczacılık Federasyonumuz ve diğer ilgili kurum ve kuruluşların hazırladığı bilgi, belge ve dokümanlar da gözetildi.
Ülkemizdeki tüm Bölge Eczacı Odalarımızın Başkanları ve yöneticileri ile sahada görev almak için çırpınan, topladığı yardımları bölgeye göndermek için çaba harcayan, hiçbir beklentisi olmadan sadece vatandaşlarımızın yaralarını sarmaya çalışan bütün Meslektaşlarımıza bir kez daha şükranlarımızı sunuyor, yaşadığımız felaket nedeniyle milletimize başsağlığı diliyoruz. Temenni ediyoruz ki, bir daha böyle büyük acılar yaşanmasın.”