Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan ocak ayı enflasyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Enflasyonun özellikle asgari ücret artışlarının etkisinde kaldığını dile getiren Bahar, “Ücretler en temel maliyet kalemlerinden birisi. Ocak ayı enflasyonunun temelinde büyük oranda ücret artışları yatmakta. Bu nedenle söz konusu artışın geçici etkilerden kaynaklandığını düşünüyor, önümüzdeki aylarda düşüş trendine girileceğini öngörüyoruz” dedi.
Mayıs ayına kadar ki süreçte enflasyonun yüksek çıkması ve yılın ikinci yarısından itibaren belirgin bir azalışın yaşanacağını öngördüklerini söyleyen Bahar, “Bu nedenle ocak ayında yüzde 64,86 olarak açıklanan yıllık enflasyon, beklentilerimizin çokta uzağında bir oran değil. Hatta önümüzdeki 2-3 ay bu rakamların bir parça daha üzerini görebiliriz. Ancak haziran ayı ve sonrası, enflasyon adına bambaşka bir dönem olacak” diye konuştu.
“Üretici fiyatlarındaki yavaşlama umut verici”
Üretici fiyatlarındaki yavaşlamanın devam ettiğine değinen Bahar “Aralık ayında da dile getirdiğimiz gibi, özellikle geçtiğimiz yıl, aşırı şekilde açılan ÜFE – TÜFE makasında tüm zamanların rekorları kırılarak aradaki farkın ÜFE lehine yüzde 60’lara kadar çıkarak tarihi düzeylere yükseldiğini görmüştük. Özellikle seçim sonrasında yeni ekonomi yönetiminin izledikleri politikalar sayesinde ÜFE’nin hız kesmesi ile birlikte makasın kapanmaya başladığını ve yüzde 20 TÜFE lehine değiştiğini görmüş bulunmaktayız. Üretici fiyatlarındaki bu yavaşlama ocak ayında da devam etti. Bu veriler bize üretim maliyetlerinde bir yavaşlama olduğunu, bu durumun gelecek döneme ilişkin umut verici bir gelişme olduğu işaret etmekte” ifadelerini kullandı.
“İstikrarın süreceğine inancımız tam”
2023 yılı haziran ayı ile birlikte göreve gelen yeni ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun şu ana kadar başarılı bir süreç yürüttüğüne dikkat çeken Bahar “Merkez Bankası Başkanlığında bir değişim yaşadık. Şu ana kadar politikaların kararlılık ve şeffaflık içerisinde yürütüldüğü bir süreç oldu. Bu sürecin piyasalar için olumlu katkısını da görmeye başladık. Bizler inanıyoruz ki bu değişim, sistemin işleyişine ve istikrarın bozulmasına yönelik herhangi bir olumsuzluk yaratmayacak” dedi.
2024 yılı için Orta Vadeli Program (OVP) hedeflerinin önemine işaret eden Bahar, “Önümüze baktığımızda 2024 yılı enflasyon hedefinin yüzde 33 olduğunu görüyoruz. Bu hedefi her fırsatta hatırlatmaya devam edeceğiz ki iş insanlarımız maliyet ve fiyatlandırma çalışmalarını bu beklentiler ışığında ayarlayabilsinler. Bu sayede geleceğe yönelik alacağımız kararlarda beklentileri dikkate almanın belirsizlikleri azaltacağını ve bunun da iş dünyamız açısından risklerin azaltılması noktasında büyük bir etki yaratacağını düşünmekteyiz” görüşünü bildirdi.
Ocakta en fazla artış lokanta ve oteller ile eğitim ve sağlıkta yaşandı
TÜFE’de ana harcama grupları bazında en yüksek aylık artışın yüzde 17,68 ile sağlık grubunda gerçekleştiğini belirten Bahar, “Bunu yüzde 12,17 ile lokanta ve oteller, yüzde 10,25 ile çeşitli mal ve hizmetler grupları izledi. Yıllık bazda ise en yüksek artışların sırasıyla yüzde 92,27 ile lokanta ve oteller, yüzde 79,81 ile eğitim ve yüzde 78,57 ile sağlık gruplarında gerçekleştiği görüldü. Ocak ayında, endekste kapsanan 143 mal ve hizmet kaleminin 131’inde artış yaşanırken yalnızca 8 başlıkta düşüş görüldü. Aynı dönemde 4 temel başlıkta fiyat değişimi gözlenmedi. Aralık ayında en fazla artış gösteren ürün, yüzde 30,43 ile havayolu yolcu taşımacılığı olurken, bunu yüzde 28,63 ile diğer analiz laboratuvarları ve röntgen çekim merkezleri ve yüzde 25,80 ile dişçilik ücreti izledi. En fazla düşüş ise yüzde 4,19 ile çocuk giyim, yüzde 3,05 ile kadın giyim ve yüzde 1,41 ile erkek giyim oldu” açıklamasında bulundu.