Cuma, Aralık 27, 2024

“Avrupa ülkeleri, bizden nitelikli personel kapmaya çalışıyor”

MAİB tarafından paylaşılan makine imalat sanayi konsolide verilerine göre, ocak ayında Türkiye’nin serbest bölgeler dâhil toplam makine ihracatı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 2,6 azalarak 2,1 milyar dolar oldu

Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) tarafından paylaşılan makine imalat sanayi konsolide verilerine göre, ocak ayında Türkiye’nin serbest bölgeler dâhil toplam makine ihracatı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 2,6 azalarak 2,1 milyar dolar oldu. Buna göre, geçen yılın son çeyreğini yatay bir seyirle toplam 7 milyar dolar ihracatla kapatan makine ihracatı seneye miktar bazında 7 bin ton, değer bazında 50 milyon dolar eksilerek başladı. Aylık bazda evsel ve endüstriyel soğutma makineleri ile takım tezgâhları ihracatında düşüş gözlenirken; içten yanmalı motorlar, tekstil ve konfeksiyon makineleri ile türbin, turbo-jet ve hidrolik sistemler pozitif yönde ayrıştı. Ocakta en büyük iki ihracat pazarı Almanya ve ABD’ye ihracat artışını sürdüren sektörün geçen yılın aynı dönemindeki sonuçları yakalayamamasının ardında Rusya’ya ihracatta küresel bankacılık sisteminin müdahalesi neticesinde ortaya çıkan yüzde 30’a yakın düşüş etkili oldu.  

Avrupa’da istihdamı artırmaya yönelik hükümet desteklerine ek olarak kısa süreli veya esnek çalışma modellerinin çeşitlendirilmekte olduğunun altını çizen Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, sektörün nitelikli eleman kaybında son yıllarda Türkiye’de yaşanılan artışı değerlendirerek, “Sanayiden uzaklaşan yeni nesilleri başta makine imalatı olmak üzere ileri mühendislik alanlarına çekmekte zorlanan Avrupa ülkeleri, Türkiye’nin yetiştirdiği gençler için cazibe teşkil ederek bizden nitelikli personel kapmaya çalışıyor.


“Makine fabrikalarımız eğitim-öğretim kurumuna döndü”

Mühendis ve yazılımcılarımıza yönelik açık hamlelerin, tabiatı gereği KOBİ’ler üzerinde yükselmekte olan sektörümüzün geleceği bakımından önemli tehdit oluşturduğunu vurgulayan Karavelioğlu, “Üstelik bu süreç, neredeyse tüm dünya yılın ikinci yarısında yaşanacak faiz indirimlerine kilitlenmiş; küresel enerji ve ham madde maliyetlerindeki düşüş dışında, yatırımları kısa vadede cezbedecek herhangi bir gelişme yokken yaşanıyor. Türkiye’nin makine fabrikaları önce savunma sanayimize, oradan da Avrupa’ya tasarımcı ve teknik insan yetiştirip ihraç eden bir eğitim öğretim kurumuna dönüştü; bir diploma vermediğimiz kaldı. Fikri mülkiyet meselesi bir yana, bu kayıpların işin idamesine yönelik ağır bedelleri olacağını görmek durumundayız” dedi.


“Avrupa makine imalatında 2024’te %2,2 ciro azalabilir”

Dünyada makine üretimi ve ihracatı artmazken sipariş yoğunluğuyla geçen, yüzde 22,9 üretim ve yüzde 10,6 ihracat artışı sağlanılan başarılı bir yılın ardından 2024’e küresel ekonomik endişelerin gölgesinde başladıklarını bildiren Karavelioğlu, Türkiye’nin ana ihracat pazarı Avrupa Birliği’ndeki gelişmeleri şu şekilde değerlendirdi: “Önemli bir bölümü sadık müşterimiz olan Avrupalı şirketler gerek yüksek finansman maliyetleri gerekse bir türlü bitmeyen jeopolitik riskler nedeniyle, 2023 ilkbaharından bu yana yatırım yapma konusunda isteksizler. Bu durum Avrupa makine imalat sektöründe yıllık yüzde 1,2’lik bir reel ciro azalışına sebep oldu, azalışın 2024’te yüzde 2,2’yi bulacağı tahmin ediliyor. Avrupa endüstrisinin rekabet gücündeki eksilme, aslında pandemi sonrası gelen yüklü siparişlerin telafi edici etkisi nedeniyle bir süre maskelenmişti. O dönemde yapılan teslimatların tüketimden ziyade stoklara gittiği ve nihayet yeni siparişleri engellediği, yatırımları duraklattığı görülüyor. Hal böyleyken, Avrupa makine sektörünün üretimi düşmesine rağmen istihdamının yüzde 1,2 artması, gelecek yıl da yüzde 0,7 civarında artacak olması düşündürücü. Bu stratejik yaklaşımın ardında ücret artışları ve verim kaybına rağmen, büyük zahmetle yetişen nitelikli personeli korumak kaygısı yatıyor.”


“S-reyting meselesini dijital platformda çözeceğiz”

Yaza doğru artması beklenilen siparişlerin bir kısmının bu kez, sürdürülebilirliğe dair yeni koşullara bağlanacağına dikkat çeken Karavelioğlu, “Küresel ekonomideki durgunluğun başladığı ilk günlerde, işletmelerimizin daha az yoğun olacağı bu dönemi Avrupa Yeşil Mutabakatı ile uyum süreçlerimizi geliştirmek üzere kullanacağımızı söylemiştik. Sürdürülebilirlik Eylem Planı Raporumuzda çizdiğimiz yol haritasını somut pratiğe dönüştürmek ve tasarlanan reçetelerin firmalar ölçeğinde hayata geçmesine öncü olabilmek amacıyla türlü yöntem ve araçlar geliştiriyoruz. İkiz Dönüşüm UR-GE Projemiz, ihtiyaç analizi ve küme yol haritası oluşturulması konusunda Ticaret Bakanlığı’nın en iyi uygulama örneği ödülüne layık görüldü. Çevrim içi eğitimlerimiz veya sahadaki montörlerimizle 2023 yılında sayıları yüzde 9’dan fazla artarak 22 bin 700’e ulaşan üyemize efektif çözümler üretmek kabil değil. Türkiye’de en fazla sayıda ihracatçıya hizmet vermekle yükümlü birliğimizin hemen bütün proje ve hizmetlerini dijital ortama taşıdık. Sürdürülebilirlik konusunda Alman Sürdürülebilirlik Kodeksine uygun biçimde geliştirdiğimiz araç setlerini ve S-reyting mekanizmalarını da platforma taşıyarak, sadece makine imalatçılarının değil genel imalat sanayinin bütününün istifadesine sunmak gayreti içindeyiz” ifadelerini kullandı.


“Makine sektörü kendi yağıyla kavrulmaz”

Yüksek katma değerli ihracatçı sektörlerin, gelişmiş ülkelerin tamamında ekonominin göz bebeği kabul edildiğine vurgu yapan Karavelioğlu, “Makine sektörümüzün pandemi öncesi 2019’a göre yüzde 70 daha fazla miktarda üretim, yüzde 40 daha fazla değerde ihracat yapar hale gelmesinde, teknoloji ve ürünlerin çeşitlenip katma değerinin ve rekabetçiliğinin artmasında, çevikliğinin ve dayanıklılığının pekişmesinde devletin koruyucu ve kollayıcı mekanizmalarının büyük rolü olduğunu hep söylüyoruz. Bu durumun ileri ülkelerden başlayarak kendi teknolojilerini geliştirmek iddiasındaki bütün ülkeler için geçerli olduğunu da sık sık yinelemek lüzumu duyuyoruz. Bu desteklerin olmadığı veya sürmediği bir durum, hangi ülkenin makine sektörü için olursa olsun peşin bir yenilginin veya mağduriyetin ifadesi olur. KOBİ yapısındaki bu sektör dünyanın hiçbir yerinde kendi yağı ile kavrulmaz. Buna rağmen, yüzde 10,6 artış ve 28,2 milyar dolar ihracatla tamamladığımız 2023 yılında ithalatın yüzde 20,1 artarak 45,6 milyar dolara ulaşmış olması sadece ihracatı artırarak dış ticaret açığımızı kapatmanın ya da üretimi artırarak iç pazarı niteliksiz mallardan korumanın mümkün olmayacağını da gösteriyor. İthalat rejiminde alınan tedbirlerin başarılı olabilmesi için Yatırım Teşvik Mevzuatımızdaki açık kapıların acilen kapatılması gerektiğini düşünüyoruz” sözlerine yer verdi.

KAYNAKMAİB
İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM