Cumartesi, Kasım 23, 2024

Un ihracatında 2024 hedefi; 4 milyon ton

Un sektöründe hizmet veren kuruluşları tek çatı altında toplayan Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF), her yıl uluslararası boyutta düzenlediği kongre ve sergisinin 18’incisini Antalya’da gerçekleştirdi. TUSAF’ın her yıl farklı bir temayla düzenlediği kongre, bu yıl ‘Global Tarım Politikaları, Gıda ve Enerji’ başlığıyla yapıldı. Bin 300’ü aşkın delegenin bir araya geldiği kongrede, 40’tan fazla sergi alanı yer aldı.

Değişen global tarım politikaları, iklim değişikliği, kuraklık ve yeni ticaret dinamikleri gibi konular, alanında uzman isimler tarafından masaya yatırıldığı kongrede; hububat ve un piyasaları, dünya tahıl politikaları ve üretimde teknolojik dönüşümler derinlemesine konuşuldu. Kongrede konuşan TUSAF Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Tezcan, un sanayicileri olarak son 10 yıldır dünya ihracat lideri konumunda olduklarını belirterek, “İhracat hacmimizin 2024 sezonunda 4 milyon ton bandını zorlamasını bekliyoruz” dedi.


“Türkiye, dünyanın un ambarı konumunda”

Tüm dünyanın en kilit gıda maddesini oluşturan un sanayisini temsil eden bir sivil toplum kuruluşu olarak sektörün gelişimine öncülük ettiklerini söyleyen TUSAF Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Tezcan, “2023, ülkemiz için rekorlar kırmayı başardığımız bir yıl oldu. Ekim alanlarımızdaki artışın yanı sıra son 7 yılın en yüksek üretimi olan 21,5 milyon ton rakamına ulaştık. Gıda arz güvenliğinin dünyayı tehdit eden en büyük tehlikelerden biri olduğu bu günlerde, ülkece sağlam stoklara sahip olmanın yanında Türkiye olarak uzun zamandan sonra Toprak Mahsulleri Ofisi vasıtasıyla makarnalık buğday ihraç etmeye başladık. Böylece bundan sonraki süreçlerde de stok konusunda endişe duymayacağımızın sinyallerini tüm dünyaya vermiş olduk. Türkiye, dünyanın un ambarı olmayı gururla sürdürüyor” diye konuştu.


“Kendi buğdayımızla ihracat şampiyonluğumuzu taçlandırabiliriz”

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği verilerine göre, ülkemizde 69 ilde 598 adet un fabrikası bulunduğunu belirten Tezcan, sözlerine şöyle devam etti: ‘‘Bu işletmeler yılda yaklaşık 38 milyon ton üretim kapasitesine sahip. Un üretimi, tarım sektörünün ülke ekonomisindeki en önemli faaliyet alanlarının başında geliyor. Bununla beraber; üretim, işgücü, sanayi, çevrebilim ve sürdürülebilirlik açılarından da sektörün en önemli paydaşlarından biri konumundayız. Türkiye’nin un üretim kapasitesinin bölgesel dağılımı genel olarak işletme sayısının bölgesel dağılımıyla paralellik arz ediyor. Artan üretimle beraber verim ve kalitemizi de dünya standartlarına çıkarmayı başarabilirsek, kendi buğdayımızla ihracat şampiyonluğumuzu taçlandırabiliriz.


“Karbon ayak izini sıfırlama çalışmalarına hız kazandıracağız”

Türkiye un sanayisi olarak üretim teknolojisi ve ürün kalitesi bakımdan uluslararası pazarda üstün bir konumda bulunduklarını söyleyen Tezcan, “Devletimiz ve ilgili kurumlarımızın desteği ile un sanayicileri olarak son 10 yıldır dünya ihracat lideri konumundayız. İhracat hacmimizin 2024 sezonunda 4 milyon ton bandını zorlamasını bekliyoruz. Dünya un ihracatında zirvede olmamızla, sektörün gelişen teknolojiyi yakından takip etmesinin büyük ilişkisi var. Bizler de Yeşil Mutabakat kapsamında önümüzdeki sezonlarda, kaliteyi koruyup verimi yükseltmeye ve karbon ayak izini sıfırlamaya yönelik çalışmalarımıza hız kazandıracağız. Bu dönüşümle birlikte katma değerli ürünlerimizin sayısı ve çeşitliliği de artacak” dedi.


“Yeni sözleşmeli üretim modeli yolumuzu aydınlatacak”

Tarım ve gıdada, yenilikçi yaklaşımlara ihtiyaç duyulduğunu belirten Tezcan, sözlerine şöyle devam etti: “Bu kapsamda yeni sözleşmeli üretim modelimizin ülkemizde ve dünyada tarımsal üretimde yeni bir yol haritası çizeceğine inanıyorum. Burada her geçen gün gelişerek büyüyen lisanslı depoların, yem sektörünün ve tarım finansmanındaki yeni aracılık kurumlarının da bu lokomotifi tamamlayacağı düşüncesindeyim. Bundan sonraki süreçte de sanayicilerin ve üreticilerin iş birliklerinin artırılması bizleri uluslararası arenada yukarı taşıyacak. Yeni sözleşmeli üretim modelimizle küçük üreticilerin cesaretlendirilip ekonomik olarak teşvik edilmesi gezegeni gözeten sürdürülebilir bir tarım modeli oluşturulmasında yolumuzu aydınlatacak.”

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM