Cumartesi, Kasım 23, 2024

EY: GenAI öncesi uygulanan dijital dönüşüm geçerliliğini yitiriyor

Ernst and Young

Uluslararası danışmanlık hizmetleri şirketi Ernst & Young (EY), ‘Teknoloji şirketleri için en büyük 10 fırsat’ araştırmasının 2024 versiyonunu yayımladı. Teknoloji şirketlerinin faydalanabileceği önemli fırsat alanlarına vurgu yapılan EY araştırmasına göre, satışları olumsuz etkileyen ekonomik dalgalanmalar, çeşitli pazarlara, teknolojilere, ham maddelere erişimi tehdit eden jeopolitik gelişmeler ve ticari anlaşmazlıklar gibi risklere rağmen, teknoloji şirketlerinin büyümeye devam etmesi için odaklanması gereken fırsat alanları sıralandı. Buna göre, üretken yapay zekâ (GenAI), yeni bir dijital dönüşüm çağını başlatırken, GenAI ortaya çıkmadan önce tasarlanan ve uygulanan dijital dönüşüm çabaları geçerliliğini yitiriyor.

EY araştırmasına göre, dijital dönüşümde geride kalan teknoloji şirketleri, yapay zekâyı stratejilerinin merkezine yerleştirerek rakiplerinin önüne geçebilir. EY’ye göre, yapay zekâ yalnızca dönüşüm yolculuklarının hızlandırılmasına değil, aynı zamanda hızla gelişen teknoloji ve iş modelleri ile operasyonların yeniden şekillendirilmesine de olanak tanıyacak. Dijital dönüşüm yolculuklarında zaten oldukça yol kat eden şirketlerin ise yapay zekânın merkezi bir rol üstlenmesini sağlamak için dijital stratejilerini yeniden değerlendirerek yönlendirmeleri gerekecek. Bu risk ve fırsat dengesiyle karşı karşıya kalan teknoloji şirketlerinin, özel bir yapay zekâ kontrol merkezi kurması, dijital dönüşümde liderliğini korumak veya elde etmek için önemli olacak. GenAI’ı teknoloji dönüşümlerine entegre eden şirketler, sürdürülebilir değer yaratmak için de daha iyi bir konuma sahip olacak.


“GenAI’ın kullanım alanları için hedefleme yapılmalı”

GenAI etkili bir şekilde uygulandığında, şirketlerin hem ürün ve hizmetlerini geliştirmelerine hem de operasyonlarını daha verimli bir şekilde yürütmelerine yardımcı olduğunu belirtilen EY araştırmasında, GenAI araçlarının yüksek maliyet ve kaynak gibi bazı zorlukları da beraberinde getirebildiği kaydedildi. Bu nedenle, şirketlerin özellikle katma değerli kullanım alanlarını ve dönüşüm fırsatlarını göz önünde bulundurarak kaynaklarını nereye yönlendireceklerini dikkatli belirlemeleri gerektiği vurgulandı. Araştırmada, bu teknolojiden yararlanmak için potansiyel fırsatlardan oluşan bir portföy geliştirmenin, başlangıç için iyi bir yol olabileceği ifade edildi.

Araştırmada ayrıca, yeni nesil teknolojiler geliştikçe, kuruluşların robotik cihazlar, akıllı ev sensörleri ve sürücüsüz araçlar gibi kaynaklardan gelen ve sürekli artan büyük miktardaki verileri işlemesi gerektiğine dikkat çekildi. Buna göre, yapay zekânın hızla ilerlemesi, uç bilgi işlem alanında ultra hızlı işlem gerektiren kullanım senaryolarının çoğalması ve düzenlemelerdeki sürekli değişimler göz önünde bulundurulduğunda, teknoloji şirketleri 2024 yılında operasyonlarını ve deneyimlerini iyileştirmek için dijital altyapı yatırımlarını optimize etmeli. Uç bilgi işlem sistemi hız ve ölçek kazandıkça, yeni nesil dijital altyapıyı etkinleştirme ve giderek sıkılaşan sermaye kısıtlamaları içinde kalma gibi birbiriyle rekabet eden hedefleri dengelemeyi başaran şirketler, kazanan konumda olmaya devam edecek.


“Küresel asgari vergi reformuna hazırlanılmalı ve proaktif olunmalı”

EY öte yandan küresel vergi sisteminin 2024 yılında eskisinden karmaşık süreçlere girmesiyle, bunun etkilerinin teknoloji şirketleri için de vergi departmanlarını aşan bir konu haline gelmeye başladığını kaydetti. Araştırmaya göre, bugün vergi yüklerini optimize etmek için proaktif düşünen, kapsamlı ve bütünsel bir şekilde hareket eden şirketler, daha yavaş yanıt veren rakiplerine göre avantajlı bir başlangıç yapacak. 2024’ten itibaren yüzde 15 oranlı Küresel Asgari Kurumlar Vergisi uygulamasına geçilmeye başlanmasıyla birlikte büyük ölçekli teknoloji şirketleri, küresel tedarik zincirlerini yapılandırma ve faaliyet gösterdikleri ülkelerde operasyonlarını yüzde 15 vergi oranını karşılayacak şekilde düzenleme fırsatına sahip, bu da şirketlerin sermayesinin daha esnek olmasına katkı sağlayacak.


“Siber riskleri azaltmak için ileri teknolojilerden faydalanılmalı”

Diğer taraftan, GenAI ve kuantum teknolojileri gibi gelişmekte olan teknolojilerin işletmelere birçok fayda sunarken, aynı zamanda siber tehditlerin doğasını kökten değiştirdiği ve oluşturdukları riskleri artırdığı da araştırma konusu oldu. Buna göre, teknoloji şirketlerinin veri açısından zengin ancak karmaşık bir teknik sisteme sahip olma eğilimi, onları siber tehditlere özellikle açık hale getiriyor. Bu alana yatırım yapan teknoloji şirketleri, siber tehditleri daha iyi yönetmeyi başarıyor.


“Tedarik zinciri yedekliliği gündemdeki yerini koruyor”

EY Türkiye Telekomünikasyon, Medya ve Teknoloji Sektör Lideri ve Danışmanlık Bölümü Şirket Ortağı Emre Beşli, ilgili araştırmaya yönelik şu değerlendirmelerde bulundu: “EY olarak, teknoloji sektöründe yaptığımız araştırmalar sonucunda belirlediğimiz fırsat alanları hem bu sektördeki şirketlerin hem de alt sektörlerin 2024 yılında ve ilerisinde başarılı olmaları için önemli bakış açıları sunuyor. Fırsatlar içerisinde GenAI’ın birkaç farklı perspektifle öne çıkması, beklentilerin oldukça yüksek olduğu bu dönem için sürpriz değil. Bununla birlikte, tedarik zinciri yedekliliği, enerji verimliliği ile etkin siber güvenlik ve risk yönetimi gibi şirketlerin uzun süredir gündeminde olan fırsat konularının da geçerliliğini koruduğunu gözlemliyoruz. Vergi mevzuatındaki değişiklikler ve diğer regülatif konular da fırsatları şekillendiren diğer kritik faktörler arasında yer almaya devam ediyor.”

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM