Türkiye’nin yerel ve karakteristik özelliklere sahip zeytinyağı ile küresel rekabette avantaj sağlayabileceğini belirten Dokuz Eylül Üniversitesi Efes Meslek Yüksekokulu Gıda İşleme Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Tolga Akcan, İzmir’in Selçuk ilçesindeki zeytinyağının saflık ve kalite değerleri ile coğrafi işaret almaya aday olabileceğini söyledi. Yürüttükleri çalışmayla mevcut potansiyeli ortaya çıkardıklarını belirten Akcan, “Ülke olarak dünya liginde oynuyorsak dökme zeytinyağı anlayışından kurtulmamız, markalaşmamız, kaliteli ve paketlenmiş zeytinyağına odaklanmamız gerekmektedir. Selçuk’un bu noktada iyi bir başlangıç yapabileceğini düşünüyoruz” dedi.
Üretim ve ihracat kabiliyeti ile dünya zeytincilik sektöründe üst sıralarda yer alan Türkiye’nin yerel ve karakteristik özelliklere sahip zeytinyağı ile küresel rekabette avantaj sağlayabileceğini belirten Dokuz Eylül Üniversitesi Efes Meslek Yüksekokulu Gıda İşleme Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Tolga Akcan, İzmir’in Selçuk ilçesindeki zeytinyağının gerek saflık gerekse kalite değerleri açısından coğrafi işaret almaya aday olabileceğini söyledi. Bilimsel projeleri kapsamında yaklaşık bir yıldır ilçenin farklı noktalarından elde ettikleri zeytinyağı örneklerini titizlikle incelediklerini açıklayan Akcan, yaptıkları analizler neticesinde bölgede dikkate değer bir potansiyel bulunduğunu kaydetti. Bilimsel tespitler doğrultusunda yapılacak çalışmaların Selçuk için coğrafi işaret alma yolunu açabileceğini aktaran Akcan, Türkiye açısından ise markalaşma yolunda sektöre güçlü bir motivasyon kaynağı oluşturacağını ifade etti.
Sektörün ihracat gücü açısından ortada ciddi bir fırsatın bulunduğunun da altını çizen Akcan, “Elbette bunu görmek ve değerlendirmek, öncelikle sektör temsilcilerinin girişimleriyle mümkün olacaktır. Eğer dünya liginde oynuyorsak dökme zeytinyağı anlayışından kurtulmamız, markalaşmamız, kaliteli ve paketlenmiş zeytinyağına odaklanmamız gerekiyor. Selçuk’un da bu noktada iyi bir başlangıç yapabileceğini düşünüyoruz” dedi. Selçuk zeytinyağının kalite ve saflık profilini hazırladıklarının altını çizen Akcan, “Program Başkanımız Öğretim Görevlisi Dr. Şelale Öncü Glaue ile birlikte ilçenin beş farklı noktasından elde ettiğimiz bulguları, coğrafi farklılıkları da göz önüne alarak değerlendirdik. Burada önemli olan bir noktada da gelecekte referans alınabilecek veri setlerini oluşturmaktı. Bunu da çalışmamız ile gerçekleştirmiş olduk” diye konuştu.
“Sonuçları paylaşıyoruz”
Araştırma sonuçlarını ilçedeki sektör temsilcilerinin dikkatine sunduklarını hatırlatan Akcan, “Bilim dünyamıza ve literatüre kazandırdığımız yayının sonuçlarını, Selçuk Ticaret Odası ve sektör temsilcileri ile paylaştık. Son derece verimli geçen görüşmelerimizde, ilçenin mevcut potansiyeline dikkat çektik. Aldığımız geri dönüşler ise son derece olumlu ve umut vericiydi. Yayınla ilgili önemli olan diğer bir çıktı da, katma değeri son derece yüksek olan zeytinyağının ilçe ekonomisi açısından gelecek vadettiğini göstermekti. Bunu da ortaya koyduk. Tüketici tercihleri açısından son derece önemli olan coğrafi işaretin alınmasını ise ilçenin kazanımı olarak gördük” diye konuştu. Akcan, zeytinyağında İzmir’in kuzey ve güney bölgesi ile Ödemiş’in sahip olduğu coğrafi işarete bir yenisini eklemenin tanınırlık anlamında yararlı olacağını da belirtti.
“Bilim ile marka olunur”
Türkiye’nin uzun yıllar dökme zeytinyağı ihracatı yaptığını kaydeden ve küresel rekabette dikkat çeken Akcan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Akdeniz havzasında yer alan ülkemizde, Ege ve Akdeniz Bölgesi’nden elde edilen zeytinyağını dökme şekilde ihraç etmek, gelir ve katma değer açısından elbette anlam ifade ediyor. Hatta istihdam olanağı açısından da toplumsal bir gerçekliği karşılıyor. Döviz girdisinin sağlanması ve dış ticaret açığının kapatılması noktasında ise üreticilerimizin ve ihracatçılarımızın gayretlerini değerli görüyoruz. Bunu geliştirmek adına; zeytinyağında tanıtım faaliyetlerine ve coğrafi işaret gibi yerel ve geleneksel bağı olan süreçleri işletmemiz gerekiyor. İspanya, İtalya ve Tunus gibi güçlü rakiplerle rekabet edebilmek kolay değil. Bunu noktada markalaşmayı bilmemiz gerekiyor. Bunun da bilim ile mümkün olabileceğini öngörüyoruz çünkü referans alacağımız noktaların sağlam ve güçlü olması gerekiyor. Selçuk zeytinyağının bu noktada örnek olacağına ve mevzuata uygun şekilde coğrafi işareti alacağına inanıyoruz.”