Cumartesi, Nisan 27, 2024

Tekstil üreticisi rotayı Mısır’a çevirdi

Sertbaş, Türkiye çapında sektörde işten ayrılan ya da çıkarılan işçi sayısının 200 bini geçtiğini vurguladı


FİLİZ EROL

Derinleşen ekonomik kriz ve enflasyondan en çok etkilenen sektörlerin başında gelen tekstil ve hazır giyim zor günler yaşıyor. Hızla kan kaybeden sektörde maliyetlerin artmasından dolayı yurt dışına yönelmeler artıyor. Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, “Birçok firma üretimini yurt dışına yöneltiyor. Mısır şu an üretim maliyeti konusunda çok ucuz olduğu için en çok tercih edilen ülke konumunda” dedi. Sektördeki işten çıkarmaların son zamanlarda arttığını dile getiren Sertbaş, “Avrupa pazarı dar durumda. Yılbaşından sonra asgari ücretin de artmasıyla daha da artan maliyetlere birçok firma katlanamaz oldu. O yüzden işten çıkarmalar devam ediyor. Mısır, bu konuda giden firmalara çok destek oluyor. İşçilik de çok ucuz. Amerika ihracatı için de çok rahat bir konumda. Vergi konusunda da firmalar zorlanmıyor. Dolayısıyla yüklü iş yapan birçok firma Mısır’a gitti veya gitmek için fırsatları araştırıyor” diye konuştu.


“Hazır giyim sektörü Türkiye’de yok olma durumuna geliyor”

Türkiye’nin hazır giyim anlamında pahalı bir ülke konumuna geldiğini vurgulayan Sertbaş, “Bu konuda önümüzü göremiyoruz. Hazır giyim sektörü yavaş yavaş ülkemizde yok olma durumuna geliyor. Seçim sonrası umarım daha reel, ekonomik politikalarla karşılaşırız. Hazır giyim sektörü çok az karla çalışan bir sektördü. Şu an müşterilerimizi kaybetmemek için ürünlerimizi zararına yapıyoruz. İşçilik ücretlerinin dolar bazında daha aşağı geleceğini düşünmüyoruz. Bu yüzden birçok ülkeyle olan rekabetimizi kaybetmiş durumdayız. Marka kurmak bizim için çok zor ama kendimizi yenileyerek, farklı tasarımlarla ve değişik ürünlerle müşterilerimizle diyaloğumuzu devam ettirmeye çalışacağız” ifadelerini kullandı.

İşsizlik anlamında net bir rakam veremiyorum. İşten çıkan arkadaşlar başka bir sektöre yöneldiğini belirten Sertbaş, “Özellikle inşaat sektörüne çok fazla geçiş var. Deprem bölgesi bu konuda çok hareketli o yüzden o tarafa yönelenler var. Tam bir oran veremiyorum ama Türkiye çapında sektörde işten ayrılanların ya da çıkarılan işçilerin sayısı 200 bini geçti” dedi.


“2024’ün tamamını kaybettik”

Konjektörün böyle devam etme durumunda 2024’ün ilk yarısını kaybettiklerini aktaran Sertbaş, “Hatta benim düşüncem 2024’ün tamamını kaybettik. Yerel seçimlerden sonra ekonomi düzelse ihracata imkân sağlayan ekonomik şartlar oluşsa da bizim müşterilerimizi geri çevirmemiz, yeni siparişler almamız 2025’i bulur. 2025’e kadar düzeleceğini ümit ediyoruz. Düzelmezse 2024 sonunda da birçok firma daha kapanır. Ayakta kalan firmalar da farklı dokunuşlar yaparak yollarına devam eder. Ama o da Türkiye’nin kapasitesinin alt yapısını dolduracak miktarda olamaz. Hem istihdamda hem de tekstil sektöründe olan büyük yatırımlarda tatminkâr bir üretim olmaz” dedi.


“Maliyetlerle döviz kuru aynı oranda yükselmiyor”

Girdi maliyetlerin TL ile olduğunu dile getiren Sertbaş, “Bütün maliyetler aşırı yükseliyor ama biz dövizle satıyoruz, döviz de aynı oranda yükselmiyor. Enflasyonla aynı oranda döviz artışı olması lazım ama enflasyonu tetikleyeceği düşünülerek, dövizin enflasyon kadar artmasına izin verilmiyor. Konjektör o kadar artmasını sağlamıyor. Diğer problemimiz ise vize sorunu. Yurt dışına pazarlamaya çıkmamız gereken dönemde ki en çok yurt dışına yönelip müşterilerimize sahip çıkmamız gereken bir dönemdeyken vize problemi ile karşılaşıyoruz. Bu problemlerin bir an önce çözülmesi gerekiyor” sözlerine yer verdi.


“Desteklerin gelişmesiyle sektörün canlı kalması mümkün olabilir”

Sektörün kredi kullanan bir sektör olduğunu vurgulayan Sertbaş, “Çünkü birçok girdi maliyetlerini peşini ödüyoruz ama müşteriden peşin para alamıyoruz. Üretim sürecinde de zaten valör geçtiği için alamıyoruz. İhracatçıya verilen bir reeskont kredisi var ama o da bu aralar tam anlamıyla verilmiyor. Verilse de döviz artışından daha yüksek bir faizle kullanmak zorunda kalıyoruz. Onun dışında da devletin orta veya uzun vadeleri vermesi gereken veya verdiği, verip de biraz daha gelişmesi gereken destekler var. Markalaşmayla ve yeşil dönüşümle ilgili destekler söz konusu. Bunlarla sektörün canlı kalması, sürdürülebilir olması sağlanır diye düşünüyoruz. Ama öncelikle istediğimiz maliyetlerimizin düşürülmesi veya maliyetlerimizdeki artış kadar döviz kurundaki artışın sağlanması” ifadelerini kullandı.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM