Ege’yi ‘Kampüs’ ile sahiplendiler, 2024’ü ‘Kuluçka Yılı’ ilan ettiler
Can, 120 milyon dolara mal olan Konfor Park Üretim ve Yaşam Kampüsü’nde mayıs ayında üretimin başlayacağını söyledi
“2024 yılını ‘Kuluçka Yılı’ olarak belirledik. Tüketicinin satın alma davranışlarını inceleyebilmek için pazar araştırmaları yapıyoruz. 3 yıllık planlarımızı her yıl gözden geçireceğiz. Her yıl yapacağımız araştırmalarla, bu 3 yıllık planı revize ederek hedeflerimize ulaşacağımızı düşünüyorum. Mobilyada Ege’yi sahiplenmek istiyoruz. Bu bizim için çok ön plana çıkartmak istediğimiz bir şey. Biz İzmirliyiz ve Akdenizliyiz. Bunu bütün dünyaya da pazarlamak istiyoruz.”
SEDA GÖK / İHRACAT SOHBETLERİ
Konfor Grup İcra Kurulu Üyesi Akın Can, Kemalpaşa’daki yeni fabrikalarının mayıs ayı başında üretime başlayacağını söyledi. Bütün üretim hatlarının tek bir fabrika bünyesinde toplanacağını belirten Can, bu tesisin Konfor Park Üretim ve Yaşam Kampüsü olarak 2 bin 500 kişiye istihdam sağlayacağını bildirdi. Yeni işe alımlarda kadın istihdamına büyük önem verdiklerini anlatan Can, tesis için 120 milyon dolar yatırım yapıldığını söyledi. Bünyelerindeki 3 marka ile önümüzdeki 3 yıla yönelik hedeflerini anlatan Can, 2024 yılını grup olarak ‘kuluçka yılı’ olarak ilan ettiklerine dikkat çekti. TİCARET Sohbetleri’nin bu haftaki konuğu olan Can, önümüzdeki döneme ilişkin ihracat hamlesi, yeni yapacakları yatırımlar ve sektöre ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Yeni tesise bu yıl geçmeyi planlıyordunuz. Kemalpaşa tesislerinde üretim ne zaman başlayacak?
Türkiye’nin en büyük mobilya entegre fabrikasını hayata geçiriyoruz. 163 bin metrekarelik kapalı alanı olan ve 30 bin metrekarelik yeşil alana sahip bir fabrikayı konuşuyoruz.
Bütün üretimin aynı anda ve aynı yerde yapıldığı en büyük entegre tesisinden bahsediyorum. Ege Bölgesi’nde de şu an inşaatı devam eden en büyük ilk 3 tesisten birisi konumunda.
Ramazan Bayramı dönüşünde nisan ayının sonunda artık tamamen üretim ve lojistik hizmetlerini oradan gerçekleştirmek istiyoruz. Bütün ürün çeşitlerine yönelik üretim hatlarımız tek bir noktada toplanacak.
Devre dışı kalacak Sarnıç ve Pancar bölgelerindeki tesislerimizin arazileri ise inşaat şirketimiz olan Landor’a devredilecek. İnşaat şirketimiz burada konut projeleri yapacak.
Kemalpaşa’da devreye girecek yeni tesis ile ilgili ayrıntılı güncel bilgileri paylaşır mısınız?
120 milyon dolarlık bir yatırım gerçekleştiriyoruz. Bunun da yüzde 90’a yakını öz kaynaklarla yapıldı. Bu tesiste tamamen robotik bir üretime geçiyoruz. Örneğin yatak başlıkları el değmeden paketlenecek. Üretilecek ham madde gelecek. Paketlemeye kadar robotik bir teknolojiyle el değmeden yapılacak. Yine aynı şekilde kapasite anlamında günlük 3 bin yatak üretebilecek bir tesisten bahsediyorum.
Bu tesiste üretim özelinde ihtisaslaşma mı ön plana çıkacak?
Yatak fabrikamız, panel fabrikamız, koltuk fabrikamız aslında üçünün de ayrı ayrı özelliklerini sayacağım. Konfor Yatak diye bir markamız var. Şu an hala hazırdaki tesisimizde günlük 250 adet üretiyoruz. Yeni tesiste günlük 3 bin yatak üreteceğiz. Buna benzer şekilde de baza üretimimizde 2 bin 500 olacak. Baza da tamamen robotik makine robotlar, kaynak robotları kullanılacak. Teknolojiden destek alarak kadın istihdam projemizi hayata geçireceğiz.
Günlük bin takım yatak odası panel mobili üretecek. 500 takım koltuk üretecek. Aynı anda da 28 tır yükleme kapasitesine sahip. Bir de tesisimizin çalışan dostu olması bizim için önemli. Yaklaşık 2 bin 500 kişiye istihdam sağlamayı düşünüyoruz. İstihdam özelinde Kemalpaşa tarafından beslenmeyi düşünüyoruz. Bu istihdamın da yüzde 55’ini kadın çalışanlardan oluşturmak istiyoruz. Firma sahiplerimizin hedefi ise ilerleyen dönemde bu oranı yüzde 70’e ulaşması.
Burada özellikle çalışanlarımızın sosyal alanlarında kafeteryalarımız, restoranımız olacak. Organize sanayi bölgesinde açık bir restoran ve yaşam kampüsü olacak. Konfor Park Üretim ve Yaşam Kampüsü adını da Konfor Park olarak belirledik. Çünkü çalışanların spor yapacağı alanlar, hobi aktivite alanları, restoranlar olacak. Sadece çalışanlarımıza da ait değil herkesin alışveriş yapabileceği çok önemli bir tesis olacak. Aynı anda bin kişinin yemek yiyebileceği şekilde bir restoran hizmet verecek.
Bir diğer husus da çevre dostu olacak. Katı atık ve geri dönüşüm sistemimiz var. Bütün malzeme üretiminde kullandığımız ağaç, sunta, talaş gibi malzemeleri silolarla toplayıp yine kendi ısınmamızda kullanacağımız bir enerji sistemimiz var. Bir de güneş enerjisi sistemimiz mevcut. Bir de yağmur suyu geri dönüşüm sistemini kurduk.
Üretimin ihracat iç pazar dağılımı nasıl olacak?
Halen ihracatın üretimden aldığı pay yüzde 27 oranında… Tabii bu rakamı 3 yıl içinde aşamalı olarak yüzde 40 ila yüzde 45’lere çıkarmayı hedefliyoruz.
Çizgi diye Ege’nin çok bildiği eski bir markayı grup bünyemize kattık. Böylelikle farklı segmentlerdeki müşteri gruplarına yönelik üretim yapabileceğiz. Yaygın satışta kullanacağımız, AVM mağazalarında kullanacağımız bir segment Çizgi markası…
Aynı zamanda Turquality markasıyız. Halen diğer markalarımızla birlikte 17 ülkeye ihracat yapıyoruz. Bunun 3 yıl içinde 40 ülkeye ulaşmasını hedefliyoruz.
Odaklandığınız pazarlar hangileri oldu?
Öncelikle Güney Afrika pazarında çok ciddi bir stratejik partnerlik anlaşmamız var. Güney Afrika’da 3 yıl içerisinde en çok akla gelen mobilya markalarından biri olmak istiyoruz. Orada bir partner anlaşmasıyla yoğun bir pazar çalışmamız var.
Hindistan’da yeni bir stratejik partnerlik anlaşması geçtiğimiz bir ay içerisinde yapıldı. Orada da ilk etapta 4 mağaza açmayı planlıyoruz. Partnerimizle bunu takvimlendirdik.
Tabii Libya’da bizim için yeni hedef pazarlarımızdan birisi. Amerika’da bizim hedef pazarımız. Burada biraz daha sektör dernekleriyle iş birliği yaparak yayılabiliriz. O yüzden Amerika pazarını biz yeniden hedefimiz olarak göreceğiz. Bununla beraber Avrupa pazarında da birçok online satış kanalının ciddi üreticisi konumundayız. Fason üretim de yapabiliyoruz.
Bu yeni tesis ilk etapta devreye girdiğinde üretim kapasitesinin ne kadarını kullanacaksınız?
758 çalışanımız var ve bu sayıyı 2 bin 500’e çıkartmak istiyoruz. Hedefimiz 6 ay içerisinde tam kapasiteye ulaşmak. İlk etapta yüzde 75’ini kullanmak istiyoruz. İyi bir İstanbul Fuarı geçirdik. Hem Türkiye hem yurt dışı için oldukça muazzam bir fuar geçirdik. Yaklaşık şu anda 36’ya yakın yurt içinde anlaşma imzaladık. Yeni bir fuardan sonra yurt dışı tarafında da birçok ülkeyle ön protokoller yaptık.
Ham madde konusunda dışa bağımlı olan bu sektör özelinde kendinize çok radikal hedefler belirlemişsiniz.
2024 şirketin Kuluçka Yılı… Bu yıl yapacağımız bütün çalışmaların, şirketin bundan sonraki 5 yılında geleceğine dair rotayı belirleyecek diye düşünüyoruz. Çünkü tam anlamıyla marka değerine ulaşmış bir şirket ve pazar payı doygunluğuna ulaşmış bir şirket değiliz. Yeni tesisimizle yüzde 60’lara ulaşarak olmamız gereken pazar payına ulaşacağız. Bizim üç markamız var. Konfor, Çetmen, Konfor Yatak ve son dönemde de ‘Çizgi’ bu listeye dahil oldu.
Pazardan aldığınız toplam pay nedir?
Bilinirliğimiz yüzde 19 civarında ve tercih edilebilirliğimiz de yüzde 15 civarında ama biz en azından yüzde 20 bandına oturtmak istiyoruz.
En çok hangi ürün grubu tercih ediliyor?
Açıkçası Konfor Yatak koleksiyonu çok başarılı bir koleksiyon. Çok başarılı olduğu için de kendi içinden ayrı bir marka çıkarmış. Yatak bölümümüz ile çok iddialıyız. Yatak ve uyku sektörü de artık yeni bir sektör olarak mobilyayla paralel ilerlemeye başladı. Ev mobilyası pazarında köşe başları tutulmuş bir alan da değil. O yüzden yatak bizim hızlı büyüme alanımız. Bizim için 2024 çok stratejik öneme sahip. Eğer hedeflerimizin yüzde 70-75’ine ulaşırsak, bir sonraki yıllarda hedeflerimizin yüzde 100’ünü de geçeceğimize çok rahatlıkla inanıyorum.
Ham madde piyasasındaki zorlukları yaşıyoruz, ondan da bahsedeyim. Özellikle Kızıldeniz’de yaşadığımız problem şu an 30 gün içerisinde sünger fiyatlarına 2 kere artış gelmesine sebep oldu. Çünkü dışa bağımlı bir ham madde, özellikle ham maddenin de ana malzemesi tamamen yurt dışından geliyor. Sünger Türkiye’de üretiliyor, dökülüyor gibi gözükse de onun kimyevi maddeleri tamamen ithal ediliyor. Bu noktada da çok problem yaşadık. Bu bize neyi sağlıyor? Tabi firmalar korumacı yaklaşım yapabilir. Biz de hemen oradaki zammı fiyatlarımıza da yansıtabiliriz. Bizim gibi rekabet ortamında agresif büyüme hedefleyen firmalar bunu çok rahat yapamaz. O yüzden biz biraz kârdan tasarruf ederek bu dönemi atlatmaya çalışıyoruz.
Tüketici tercihlerinde nasıl bir değişim yaşanıyor? Türk halkının son dönemde alım reflekslerinde ne ön plana çıkıyor?
Şu an insanlar daha çok başlangıç ve ilk adım mobilyası tercih ediyor. Biz de markalarımızı sınıflandırırken bunu dikkate alıyoruz. Enza, Doğtaş, Kelebek mobilya pastasının en az yüzde 60’ını kapsıyor. O markalarda biz de tüketicinin satın alma davranışlarındaki fiyat baskısından kopamayız. Biz fiyat odaklı ürünlerden çok tasarım markasıyız. Ur-Ge ve tasarım yatırımı yapıyoruz. İşin açıkçası püf noktası tamamen orada buluşmaya başlıyor.
Konfor böyle bir marka. Konfor yine ana mobilyayı satacak. Ama bünyemizdeki Çetmen’i daha da gençleştirmeye çalışıyoruz ve başlangıç mobilyası kategorisine döndüreceğiz. Çetmen’i Egelileştireceğiz. Türkiye’nin her yerinde İzmir ve Ege deyince akla Çetmen gelmesi gerektiğini düşündük. Böyle bir planlamamız var. Ciromuzun yüzde 35’ini online üzerinde gerçekleştirme hedefimiz var. Web sitemizi yeniledik. Çetmen Mobilya, minimal ürünleri ile öne çıkacak.
Bütçenizin ne kadar bölümünü Ar-Ge’ye ayırıyorsunuz?
Şimdi şöyle söylemek gerekirse, satılan ürünlerimizin içerisindeki Ar-Ge harcamalarımızın bedeli yüzde 4 civarında. Bizim şirketimiz yeni bir hayal ve yeni bir planla yola çıktı ve bu da koleksiyondan beslenecek. Çetmen ile ilgili başlangıç mobilyası diyorum, burada koleksiyon çok belirleyici olacak. O yüzden yeni bir Ur-Ge planımız var. Konfor Yatak medikal ve teknolojik bir ürün olarak ön plana çıkıyor. O yüzden Ur-Ge bu şirketin gelecek planlamasının temelini oluşturacak.
Şu anda kaç bayiniz var?
Türkiye genelinde 3 markamızla şu anda toplamda 130 mağazamız var. 17 tane de yurt dışında mağazamız var.
3 yılın sonundaki hedef nedir?
3 yılın sonunda yurt dışında 47 mağazaya ulaşmak istiyoruz. Ülke genelinde de 240 Konfor Yatak, 129 Çetmen ve 140 da Konfor bayine ulaşmayı hedefliyoruz.
Mobilya sektöründe taksitlendirmenin azaltılmasına yönelik yorumları okuyoruz, bunun sektöre yansımasını değerlendirir misiniz? Tüm düğün sezonu artık yavaş yavaş açılmaya başlayacak. Böylesi bir süreç içerisinde taksit limitlerinin aşağıya doğru çekilmesi piyasayı nasıl etkiler?
Bugün birçok markanın ortalama düğün sepeti fiyatı 50 ila 60 bin TL bandında. Şimdi hali hazırda böyle olunca ulaşılabilirlikte zorlaşıyor ve birkaç alternatif finans seçeneği sunmamız gerekiyor. Kredi kartı da bunların en önemlisi. Mobilyanın şu an birçok sektörden daha çok krediye ihtiyacı var. Çünkü hakikaten sepet fiyatlarındaki yükseklik insanların nakit alımlarının çok üstüne çıkıyor. Mobilya 18 taksitti biliyorsunuz. Pandemi ile beraber yavaş yavaş 9 taksite kadar indi. Ben 9 taksitin altında bir taksit seçeneğini mobilyada kullanışlı olacağını düşünmüyorum. Piyasaya bir katkı sağlayacağını da düşünmüyorum. Fakat ben 9’dan da aşağıya çekileceğine çok ihtimal vermiyorum. Ne kadar çok taksit sunabilirsek tüketici o kadar kolay ulaşabilir.
Türkiye’deki gelir seviyesindeki daralmaya bağlı olarak kullanım sürelerinin uzaması, yenilemeye olan talebi de daralttığı ifade ediliyor. Öncelikle ne ölçüde doğru? İkincisi önümüzdeki günlerde pazarda nasıl bir gelişim öngörüyorsunuz?
Pandemiden önceki dönemde tüketici kullanım süreleri, ürün kullanım süreleri oldukça kısalmaya başlamıştı. 5 yıllara kadar inmişti mobilya kullanım süreleri. 5 yılda bir değişim oldu. Pandemiyle beraber fiyatlamanın artması bu sürelerin uzamasını tetikledi.
Yoksa sosyo-kültürel anlamda tüketiciler mevcut ürünleri uzun yıllar kullanmak istemiyor. Ama enflasyonun getirdiği rakamlarla birlikte verdiği bütçeyi bir daha ömründe kaç kere o bütçeyi bu işe ayırabileceği sorusu ortaya çıkıyor. Şunu unutmayalım ama bizim kültürümüzde mobilya hala bir düğün alışverişi ve zaruriyet. Başlangıç mobilyalarını seçmek de bir nevi ürünlerin kullanım sürelerini otomatik kısaltıyor. Çünkü kullanım süresi ürünün kalitesiyle de bir nevi eşdeğer, zaruriyet. Yani burada birbirini besleyen bir süreç var.
Başlangıç mobilyasını tercih eden tüketicilerin -ki genç kitle bunda çok ön planda- 5 ila 8 yılda ürünlerini yeniden değiştireceklerini düşünüyorum. Ama iyi biri bütçeyle alışveriş yapan kullanıcıların 15-20 yıl süreyle ürünlerini kullanmayı planladıklarını, bütçelediklerini görüyoruz.
İki ayrı hedef kitlesi oluştu. Bir başlangıç mobilyası bu yüzden ortaya çıktı. Burada her iki kitlede servis hizmeti büyük önem kazandı. O yüzden de markalı ürüne olan talepte artış oluştu.
