Sanayi devriminden önce sıcak çatışmaların sebep ve neticeleri itibarıyla bölgesel nitelikli etkilere haiz idi. Sonrasında öncelikle ulaşım ve silah teknolojisindeki gelişmeler, iktisadi, sosyal ve siyasi münasebetlerin artması, ihtilaf ve menfaatlerin karmaşık hale geldiği yirminci asırda iki büyük savaşın çok sayıda ülkeyi içine alacak biçimde nedenleri ve sonuçlarıyla küresel çapta tesirleri vardır.
20. asrın ilk yarısında, her iki savaşa sonradan müdahil olan ve galip gelen Birleşik Devletler, süreç boyunca kazanımlarıyla, en büyük ekonomi olma vasfını kazandı. Birinci savaş bitiminden, 1929 İktisadi buhranının çıkmasına ve etkileri ile ki bu süreç İkinci Savaş sonuna kadar uzayacaktır. Dünya buhranına dönüşürken en önemli çıktısı devletin ekonomik alandaki belirleyiciliğine yönelik zihniyet dönüşümüdür ve devlet müdahalesi popüler hale gelmiştir.
İki büyük savaş arasındaki yıllarda bu zihniyet dönüşümü çok geçmeden liberal iktisadi düşüncenin etkisini kaybettiği ve politik alanda kapitalizmin çöktüğü kanısını uyandırdığı siyasi değişimler sonucunda Almanya, İtalya ve Japonya’da savaş yanlısı ve saldırgan partiler iktidarı ele geçirdiler. Kısa süre içinde dünyada hızlı bir silahlanma yarışını ortaya çıkarınca, İkinci Dünya Savaşının koşulları şekillenmeye başladı.
İkinci Dünya Savaşı bitiminde ortaya çıkan tabloda Atlantik tarafında hegemonyayı İngiltere’den devir alan Birleşik Devletler’in görünürde siyasi olarak karşı kutbu Sovyetler Birliği’nin öne çıktığı soğuk savaş dönemi neredeyse asrın sonlarına kadar devam etti. Bu dönem içinde devletlerin ve halklarının(birey) ayrı dünyalarda izole edildiği siyasi, sosyal, ekonomik paktlar popüler oldu.
Bu minval üzere 44 ülkenin katıldığı Bretton Woods(doğu bloku ülkeleri yoktur 1944) ile önce; dolar, altın ile dönüştürülebilirliğini koruyan tek para olarak kalmış, parasını altına dönüştürülebilir yapmayı kabul eden her ülkenin parasının değeri dolara göre saptanmıştır. Kömür ve Çelik Topluluğu olarak başlayan(1951) Avrupa Birliğinin o zamanki adı Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun kurulduğu(1957)Roma Anlaşması yürürlüğe girdi.
1971 yılına kadar devam eden Bretton Woods, o tarihte ABD’nin içinde bulunduğu güçlükler nedeniyle doların altına dönüştürülebilirliği kaldırılmıştır.
Yine bu dönemde(1973) Yom Kippur Savaşında İsrail Ordusunu destekleyen ABD’ne ve diğer ülkelere petrol ihracını yasaklayan OPEC teşkilatının ilan ettiği petrol ambargosu,
Yine bu dönemde(1979) ABD’nin, Çin Halk Cumhuriyetini ilk kez resmen tanıması,
Ve Berlin Duvarının yıkılması, Demirperde’nin çökmesi(1989); Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılması, Soğuk Savaşın sonu(1991)
Böyle bir hareketliliğin uluslar arası ilişkilerde olsun küreselleşme sürecine yaptığı katkılarda öncelikle doların ‘rezerv para’ konumunu kazanmasını müteakip yaşanan bir dizi gelişmeler manidardır.
Yeni sermaye hareketlerinin; ABD ve Avrupa Finans merkezlerinden Çin Halk Cumhuriyetine yatırım dalgası, Rusya Federasyonu Ekonomisinden özelleştirme furyası ile Sovyet aktiflerinin Batılı finans merkezlerine kanalize oluşu, Kolonyal tek yanlı ekonomik münasebetlerin, mağdur ülke halklarının uyanışına paralel, küresel rekabetin ilgi alanına girmesi, yeniden yapılanmaya doğru önemli küresel nitelikli kritik başlıklardan sayılır.