Cuma, Eylül 20, 2024

“Türkiye’de üretim olmadan kalkınmak hayal”

Yorgancılar, üretmediğimiz takdirde istihdamın sağlanamayacağını ve ihracatın da yapılamayacağının altını çizdi

Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), Anadolu Panelleri kapsamında Finansman Fırsatları ve Finansın Doğru Yönetimi panelini İzQ İnovasyon Merkezi’nde gerçekleştirdi. Panelde, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, Finansal Kurulumlar Birliği Başkanı Ali Emre Ballı, Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ ve Ekonomi Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar yer aldı. Türkiye’de üretiminin olmaması kalkınmanın da hayal olacağını söyleyen Yorgancılar, “Üretimin olmadığı bir ortamda bizim ülke olarak kalkınabilmemiz söz konusu değil” dedi.


“Yenilenebilmemiz için eğitim sistemin değişmesi gerekiyor”

Üretmediğimiz takdirde istihdamın sağlanamayacağını ve ihracatın da yapılamayacağını ifade eden Yorgancılar, “Şirkette rekabet edebilme imkânı söz konusu olamaz. Kendimizi yenilebilmemiz lazım. Türkiye’de sanayi 1960’lı yıllarda başladı. Türkiye’ de o dönemde bazı müteşebbisler dışarıdan makineler getirmişler, sanayi kurmuşlar ama kuruluş tarihlerine baktığımızda Türkiye’de 70’li yıllardan sonra üretim başlamış. Bizim şimdi kendimizi nasıl yenileceğimiz ve nasıl rekabet edeceğiz önemli.  Bizim yenilenebilmemiz için önce eğitim lazım, eğitim sistemimizi değiştirmemiz gerekiyor” diye konuştu.


“Türkiye’de yatırım yapmamız gerekiyor”

Bugün Almanya’nın yıllık cirolarının 350 milyar dolar olduğunu söyleyen Yorgancılar, “350 milyar euro olan 280 bin KOBİ satılık. 280 bin KOBİ’lerin satılığın, kendi sektörlerinizle ilgili. Bunun merkezleri var. Almanya’da dersiniz ki ben şu sektörle ilgili ortak almak istiyorum veya şirket satılığı almak istiyorum. Bunların bütün listeleri de gizli saklı değil. Satılık kısmı bence daha önemli. Çünkü üçüncü nesil o sorumluluğu alıp iş hayata devam etmek istemiyor. Şirketten elini ayağını çekerek bundan sonra kendi yaşamını, kendi düşündüğü doğrular çerçevesinde devam etmesini istiyor, planlamak istiyor. Ama bir kesim de var bizde. Şimdi 1990’lı yılların başına geldiğinizde Türkiye’nin ihracatı 25 milyar dolardı, yüzde 90’ı tarım ürünleriydi. Bugün 250-260 milyar dolarları geçtik. İhracatımızın yüzde 92’si sanayi ürünlerinden oldu.  Bu kadar zamanda biz nasıl evrildik diye soruluyor. Bu hale geldi ülkemiz. İstihdam da sağlanıyorsa orada sağlanıyor. Türkiye’de yatırım yapmamız gerekiyor” dedi.


“Yatırımcılar Leasing firmalarıyla çalışmalı”

Bankacılık dışı kesimin Factoring, Leasing, finansman, tasarruf finansmanı ve varlık yönetim şirketlerinden oluştuğunu ifade eden Ballı, “Şirketimizde toplam 123 üyemiz var. Bununla beraber Bankacılık dışı kesim de ağırlıklı olarak kobi ve işletmelerin finansal destek sağlıyor. Şimdi politika faizi açıklanıyor, bankaya gidiliyor. İnsanlar tarafından neden bu rakam var diye soruluyor. Biz genellikle ağırlıklı olarak bankacılık dışı kesim de kullandığımız kaynağı bankalardan borçlanıyoruz. Şu anda bankalarla, bankacılık dışı kesim rekabet edebilecek konuma geldi” sözlerine yer verdi.

Finansal kurumlar birliği şirketlerin ve üye sektörlerinde finansal kiralama şirketlerinin olduğunu söyleyen Ballı,  “Finansal kiralama Leasing olarak geçmekte olan şirketlerimiz bugün işletmeleri uzun vadeli borçlanmalarda makine ekipmanları almasını dijital teknoloji, dijital dönüşüm  yatırımlarda uzun vadeli borçlanmalarda üreticilerimizin ve  işletmelerimizin hepsinin yanında olmak. Faizler bankaları aratmayan şekilde. Bence bu dönemde yatırımcıların özellikle Leasing firmalarına çalışmaları kendilerine artı sağlayacak. Uzun dönem bir taksitli bir ödeme planı şu anda yok. Ama Leasing sektöründe böyle bir desteğimiz, bizim sektörümüz destek vermeye devam ediyor. Bence Ege Sanayi Odası ile de iyi bir birliktelik olabilir. İleriye dönüp iyi işlere de imza atılır. İkinci sektörümüz, Faktöring sektörü. Ağırlıklı olarak nakitte ihtiyacı olan firmalar. 2023 yılında Faktöring firmalarımız reel sektörle ciddi bir birliktelik yaptı. İşlem hacmi 820 milyar TL’lik bir rakama ulaştı. Finansal Kurumlar Birliği’nin toplam işlem hacmi 1 trilyon 220 milyarlık kısmı 820 milyarı Faktöring tarafından geldi” diye konuştu.


“Faktöring sektörü BDDK denetiminde”

Üreticilerin nakitte sıkıştıklarında Faktöring firmasının işletmelere destek sağladığını belirten Ballı, “Teknoloji o kadar ilerledi ki, teknolojileri geliştirdiler. Faktöring sektörü bugün BDDK denetiminde ve Türkiye’de önemli işlere hizmet alan firmalardan oluşuyor. Kamu bankalarının ciddi iştirakleri vardır. Yani işletme tarafını üreticilerin konusunda çok ciddi destekliyorlar. Başka teminata falan filan hiçbir şey gerek yok. Çeki veriyorlar, alıyorlar ve sorguluyorlar. Uygunsa parayı hesabına yatırıyorlar. Bununda bir tehlikesi yok. Oranlar bankaların kredi oranlarına yakın. Hiç şüpheniz olmasın o konuda” dedi.


“EBSO’yla yakinen çalışmaya açığız”

Finansal sektörünün üretici firmalarla yaptığı ciddi anlaşmalar neticesinde alıcılara araba, kamyon ve otobüs alımlarında finansal destekleri sağladığını belirten Ballı, “Bankalarda çok daha uygun. Bizim bir farkımız var. Finansal, Faktörün ve Leasing şirketleri, mala kredi veriyor. Sizin bir ürünü almanız gerekiyor.  Malın bir faturasının çıktısı olması gerekiyor, biz o fatura karşılığında bir ödeme yapabiliyoruz. Bizim bu taraftaki hizmetimiz bundan kaynaklanıyor. Oranlarımız da bunlardan gayet güzel. Şu anda sürdürebilir. Bankaların kıstasından dolayı bankacılık dış kesim biraz hareketli. Bu yüzden bu konularda da alternatif çözümler tarafında EBSO’ yla  diğer işletmecilerle, KOBİ’ler ve  reel sektörlerle de yakinen çalışmaya açığız” ifadelerine yer verdi.


“TCMB, faizi yükseltmeyi tercih etmeyecek”

Bazı alternatiflerin olduğunu ve bu alternatifleri iyi kullanmak gerektiğini ifade eden Munyar, “Bunların üzerine de gitmek lazım. Biraz çalışmak lazım bu alternatifleri. 4 Haziran’dan bu tarafa yeni bir politikaya girdik.  Haziran’dan önceki dönemde ciddi ciddi çukur kazıyorduk. Onun dışında bir program, bir faaliyet yok gibiydi. Şimdi bir tür rasyonele dönme çabası görülüyor. İşi de oturtmaya çalışılıyor ama o da çok kolay olmuyor. Bana göre biraz zaman kaybederek geliyoruz. Bunun da bazı yansımaları oluyor. Ama başka bir B planı göremediğimiz için bu politikanın bir şekilde, kısa sürede sonuca ulaşması da ekonomi için benim görebildiğim en faydalı olanı. Onun dışında da fazla bir yol göremiyoruz. Bu politikada esas itibariyle, işte öyle bir politika faizi 50’ye geldi, dayandı. Bana göre faizin çıkma durumu yok. Ama Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB)  politika faizini yükseltti. Yine yükseltebilir, bu ihtimal var. Ama yükseltmeyi tercih etmeyecek. Çünkü zaten çok yükseldi” diye şeklinde konuştu.


“İş dünyasının çalışması lazım”

 En az 2,2 milyon TL bu sene faiz ödeneceğini belirten Munyar, “Bankalarda sonuçlar zaten ekonomik politikası da bunu istediği için politika faizinin de epey üzerinde yerlerden maliyetler oluşturuyorlar. Maliyetler en az yüzde 80 oluyor.  Alternatifler nedir diye bütün iş dünyasının bir bir çalışması lazım. Ama bana göre, madem bu finansal kurumlar birliğiyle bu yolculuğa çıkarken, eğitim ve ekonomi olarak da bunların bizim de katkılarımız da, bir yandan da finansal okul yazarlığının da hem şirketler bazında hem bireyler bazında gelişmesi için de çabamız olsun diye de bu yolculuğa çıktık.  Öyle baktığımız zaman bizim tasarruf tarafına da biraz bakmamız gerekir diye düşünüyorum. Hem şirketler hem bireyler olarak.  Masraf kalemlerini de şöyle bizim tek tek listeliğimiz tabiri caizse her taşın altına bakmanın zamanı. Yani bunu da ihmal etmememiz lazım. Yüzde 5 bile tasarruf sağlasak o krediyi kullanmaktan, o imkânı kullanmaktan daha ucuz” diye konuştu.


“Tasarruf yaptığımızda işlem ve rekabetten geri kalmıyoruz”

Teknolojiyi işimizi daha bilimli hale getirecek şekilde kullanmamız gerektiğine dikkat çeken Munyar, “Leasing, ben bunu sürekli size inceliyorum. Bizim işimize de çok önemli çünkü. Teknolojiden uzak durmamız mümkün değil. Oradan buradan tasarruf yaparız. Ama teknolojiye yatırımdan tasarruf yaptığımız zaman, işlem ve rekabetten kesinlikle geri kalmıyoruz. Şimdi bu yapay zekayı hepimiz biliyoruz. Biz bu gazeteci basın mesleğine de ciddi şekilde girmeye başladık. Her sektöre hemen aynı ektileri yapmayabilir. Ama bizim buna duyarlı olmamız lazım” dedi.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM