Buğdayda hasada sayılı günler kaldığını ifade eden Bayraktar, çiftçilerin ürettiği üründen hak ettiği geliri elde etmek istediklerini söyledi
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, buğday üretiminde hasat döneminin yaklaşmasını ve buğday üreticilerimizin sorunlarını yaptığı görüntülü basın açıklamasıyla değerlendirdi. Bayraktar, “Ülkemizin hemen hemen her ilinde üretimi yapılan, tarımsal üretimin ve gıda sanayinin vazgeçilmez ham maddesi buğdayda hasada sayılı günler kaldı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da çiftçilerimiz artan maliyet karşısında ürettiği üründen hak ettiği geliri elde etmeyi bekliyor” dedi.
Buğdayda kültürel işlemlerin yoğun olduğu ekim-mart döneminde mazot fiyatı ortalama 23 TL iken bu yıl aynı dönemde yüzde 76 artışla ortalama 40 TL’nin üzerine çıktığını ifade eden Bayraktar, “Mazot fiyatı son bir yılda ise yüzde 105 oranında artış gösterdi. Taban gübresinin yoğun olarak kullanıldığı ekim-kasım-aralık aylarında ise DAP gübresinin ortalama fiyatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16, 20.20.0 gübresinin fiyat ise yüzde 22 oranında artış gösterdi. Şubat ve mart ayında kullanılan ÜRE gübresinin fiyatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 36 oranında arttı. Ziraat Odalarımızdan aldığımız bilgilere göre; bölgesel bazlı değişmekle birlikte, Türkiye genelinde geçen yıla göre arazi kira ücretlerinde yüzde 64, işçilik ücretlerinde ise yüzde 75’e varan oranlarda artışlar yaşandı. Bu yıl iklim değişikliğinin etkisiyle kış uykusundan erken uyanan tarla farelerinin popülasyonları arttı, fareler birçok ilde ekili hububat alanlarını istila etti. Bu durum zirai ilaç maliyetini geçtiğimiz yıla göre yüzde 52 oranında artırdı. Çiftçilerimizin buğday tohumunu attığı günden hasada kadar yapacağı harcamalar dikkate alınarak yapılan maliyet hesabında, kuru şartlarda üretimi yapılan buğdayın ortalama maliyeti geçen yıla göre yüzde 62 oranında artarak kilogramı 10,87 TL olarak tespit edildi” diye konuştu.
“TMO’nun sorumluluğu bu yıl daha fazla”
Bayraktar, “Geçtiğimiz yıl Toprak Mahsulleri Ofisi üzerine düşen görevi yaparak çoğunluğu buğday olmak üzere 12 milyon tonun üzerinde hububat alımı gerçekleştirdi. Haliyle Toprak Mahsulleri Ofisi’nin depoları doldu. Son günlerde Toprak Mahsulleri Ofisi depolarının doluluğuna ve dünya buğday fiyatlarının düştüğüne yönelik açıklamalar çiftçilerimizi tedirgin ediyor. Bu doğrultuda Toprak Mahsulleri Ofisi’nin sorumluluğu geçmiş yıllara nazaran bu yıl daha da arttı. Çiftçilerimiz gereğini yaptı bu ülkemiz için stratejik öneme sahip buğdayını üretti. Toprak Mahsulleri Ofisi hasat başlamadan 10,87 TL olan üretim maliyetini dikkate alan buğday fiyatını açıklayarak çiftçilerimizi bir an önce rahatlatmalıdır. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) hasat başlamadan alım merkezlerini hazır hale getirmeli, gerekirse geçen yıl olduğu gibi yığma alım yaparak, gelen buğdayın tamamını alacağını açıklamalıdır. Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da Tarım Kredi Kooperatifleri ve TÜRKŞEKER de buğday alımı yapmalıdır” şeklinde konuştu.
“Üretimin gerçekleştirildiği 15 ilde kuraklık riski bulunuyor”
Değişen iklim koşullarının tarımsal üretimi her geçen yıl zorlaştırdığının altını çizen Bayraktar, “Çiftçilerimiz her üretim döneminde önceden tahmin edemediği risklerle karşılaşıyor. Bu yıl üretim döneminin başladığı ekim ayından itibaren toplam yağışlar ülke genelinde normalin üzerinde gerçekleşirken, artan sıcaklıklar farklı sorunları beraberinde getirdi. Bazı bölgelerde yağış ve beraberinde gerçekleşen aşırı sıcak hava artan nemle beraber buğdayda pas hastalığını artırırken, yine kış aylarının sıcak geçmesiyle artan fare popülasyonu çiftçilerimizi zora soktu. Ziraat Odalarımızdan aldığımız verilere göre; buğday üretiminin yüzde 27,1’ini Afyonkarahisar, Çorum, Çankırı, Yozgat, Kırıkkale, Konya, Karaman, Samsun, Kastamonu, Karabük, Isparta, Uşak, Bilecik, Aydın ve Antalya oluşturuyor. 15 ilde yağışların yetersiz olması ve Nisan ayında 30 dereceyi geçen hava sıcaklıkları zarar riskini artırıyor. Bahar yağışlarının oldukça önemli olduğu buğdayda özellikle bu 15 ilde beklenen yağışların gerçekleşmemesi durumunda kuraklık bekleniyor” sözlerini kullandı.
“Halen geçen yılın prim desteğini alamayan çiftçilerimiz var”
2024 yılı prim desteklerinin enflasyon oranları dikkate alınarak bir an önce açıklanması gerektiğine dikkati çeken Bayraktar, “Tarımsal üretim tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de destekleniyor. Bu çerçevede buğday üreticisine de gübre mazot ve prim desteği başta olmak üzere destekleme ödemeleri yapılıyor. Ancak, ülkemizde destekler zamanında açıklanmıyor ve genel olarak çiftçilerimizin yoğun masraf yaptığı dönemde ödenmiyor. Buğday hasadına sayılı günler kalmasına rağmen halen bu yılın destek miktarları açıklanmadığı gibi, geçen yılın prim desteğini alamayan çiftçilerimiz de var. Geçtiğimiz yıl eylül ayında ürününü teslim eden bir çiftçimiz o günün şartlarında alacağı ton başına bin TL’lik prim ile 43 litre mazot alabilecekken bugün 23 buçuk litre mazot alabiliyor. Verilen desteklerin amacına ulaşabilmesi için zamanında ödenmesi önemlidir. Hasat başlamadan 2024 yılı prim destekleri enflasyon oranları da dikkate alınarak bir an önce açıklanmalı” dedi.
İthal buğday miktarı, 2023’te 11,7 milyon ton ile rekor seviyeye ulaştı
Bayraktar, “2022 yılında 19 milyon 750 bin ton olan buğday üretimimiz 2023 yılında yüzde 11,4 artışla 22 milyon tona yükseldi. Bu üretim artışına rağmen ithalatımızda artış gösterdi. 2022 yılında 8 milyon 822 bin ton olan buğday ithalatımız üretimimizdeki artışın üzerinde yüzde 35 artışla yaklaşık 11 milyon 700 bin ton seviyesine yükseldi. Ülkemiz 2023 yılında yapmış olduğu buğday ithalatının yüzde 75’ini Rusya, yüzde 22’sini Ukrayna’dan gerçekleştirdi. Ülkemizde artan nüfusa paralel olarak buğday talebi artıyor. Buğdayda yurt içi ihtiyacımız dikkate alındığında buğday tüketimimiz 19,4 milyon ton seviyelerindedir. Dolayısıyla dünya genelinde ve ülkemizde buğday üretiminde azalma olduğunda ekmek fiyatları başta olmak üzere unlu mamuller fiyatlarındaki artış, tüm kesimleri etkiliyor. Buğday üretiminde sürdürülebilirliği sağlamak, ithalata olan bağımlılığı azaltmak gerekiyor. Bu nedenle üreticilerimizi her koşulda üretime teşvik etmek amacıyla gerekli tedbirler zamanında alınmalı” ifadelerine yer verdi.