Perşembe, Eylül 19, 2024

Değişimler

Bireysellik, yaşamsal süreçte algı ve güdüler eşliğinde kendisini merkez alarak tecrübe denilen hayat hedefleri kızılelmaya el yordamında erişme çabaları ile geçerken aslında hayatın asgari ve elzem ihtiyaçlarının tedarikinde bir mücadele ile yoğrulur, o hedefler genellikle kişi ile birlikte sona erer. Bu nakarat sonrakilere şu sözler ile aktarılır ki sadece bizde olmadığını, evrensel olduğunu bildiğimiz, büyüklerden intikal eden ‘bizim gibi olmayın’, ‘bizden çok daha iyilerini görün’ vb. deyişleri hatırlardadır.

O nedenle uygun ve makul görünen hedeflerin bireysel duygular veya maddi manevi hadiselerle akamete uğramaması adına kazanılmış tecrübeler ile kurumsallığın en azından çoklu veri tabanı özelliğinin üstünlüğü göz ardı edilemez. Yine de zamanın ruhuna uygun dönemlerde dünya kamuoyunda etki yaratacak kişilikler öne çıkabilmekte, güç rekabetinin açığa çıktığı 21.Asır’da uluslar arası kamuoyunda, devletler ve bireyleri neredeyse eşit şartlarda hem edilgen hem de etkin kılan bir ortama doğru sürüklemektedir.

Günümüz ve ardından gelecek genç nesiller nasıl vaziyet alırlar bilinmez ancak dünya kamuoyunda yaratılan algı birikimi bireyselliğin insanlık tarihinde geçmişten geleceğe bilhassa moral değerler açısından bağımsız ve şövalye niteliklerini yitirerek; giderek daha kapsamlı, katmerli biçimde maddi güvensizlik mecrasına doğru adım adım itilmesidir.

Güven bunalımı çok çeşitli yönlerde yaygınlaşmakta olup, ekonomik yelpazenin bireysel bazda açılarak neticede, yaşam standartlarındaki farklılaşmanın ivme kazanması, bireyin doğasını hayat değirmeni altında öğütmesidir. Bireyin fikri alınmaksızın öngörülen iktisadi uygulamalar mesela kıt kaynakların sınırsız ihtiyaçlara cevap verdiği hükmünün bireyler için her zamankinden fazla izaha muhtaç olduğu ihtimali ihmal edilmektedir.

Sağlıklı, sağduyulu bireysel düşünce sistematiğinin görmezden gelinerek, hegemonik düşünce tekelinin yönlendirmeleri eşliğindeki küresel kontrolün izindeki bireysel beklentilerin; hayatlarının mesela borçlanma ile hem ödüllendirme hem de cezalandırma ince çizgisine doğru çekilmesidir. Beraberinde insan hakları, çevre, adalet, hürriyet, yaşam hakkı gibi evrensel nitelikleri de ideal, ülkü gibi hasletleri de araçlaştırmaktadır.

Demir Uzun

Diğer Yazarlar