Çarşamba, Eylül 18, 2024

Yine Yolsuzluk Kapısı Yine Ölüm…

“Küçükçekmece’de 3 katlı bina kendi kendine çöktü.”
Basın, TV haber ve yorumlarında öne çıkan ifade bu.
Bu ifade bir durum saptaması değil, bu ifade bir karar. Yani bina kendi kendine çökmüş.

Yapılan binaların hiçbiri, bir dış etki olmadan yıkılmaz. Bunun ne demek olduğunu açıklayayım.

Önce kısa bir not vereyim; inşaat mühendisiyim. Yurt dışında uluslararası kalitede yapılan liman, hava alanı pistler, çelik ambarlar, yollar, rıhtımlar, kısaca ağır inşaat dediğim bir çok projede görev aldım, yöneticilik yaptım. Türkiye’de Yapı Denetim uygulaması başladığı dönemde İzmir’deydim.

Ege Yapı Denetim Kuruluşları başkanlığı ve Türkiye Yapı Denetim Kurulları derneği başkan yardımcılığı görevini yaptım. DEÜ inşaat mühendisliği bölümü ile yapı denetçi inşaat mühendislerine seminerler verdik, kitap yayınlayıp dağıttık. Kısacası yapı denetçilerini projecilik, beton, beton malzemesi, bağımsız beton laboratuvarlarının önemi konusunda “eğittik.”

10 Nisan 2000’de yayınlanan Yapı Denetim Kararnamesi, Anayasa Mahkemesinin 24 Mayıs 2001 tarihli kararı ile iptal edildi. Yapılan yoğun çalışma sonunda 4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun TBMM’de kabul edildi ve 13.07.2001 tarihinde Resmî Gazetede yayınlandı. Yapı Denetimi Uygulama Usul ve Esasları Yönetmeliği de 12.08.2001 tarihinde Resmî Gazetede yayımlandı.

Yapı Denetim Kararnamesini Anayasa Mahkemesi tarafından iptal ettirenler, bu kez Tansu Çiller imzası ile 4708 sayılı Yapı Denetim Kanununun iptali için Anayasa Mahkemesine başvurdular. Bugün açıklamakta bir sakınca görmüyorum; şöyle ki Anayasa Mahkemesi üyeleri “iki gruba” ayrılmıştı.

Her iki grup ile de bana randevu alanları şükranla anıyorum. Mahkeme üyelerine olayın siyasi yaklaşım konusu olmadığını, partileri de besleyenlerin büyük inşaat şirketleri olduğunu anlattım ve dedim ki: Sizler sağlam binada oturabilirsiniz. Ancak gittiğiniz devlet dairesinde, lokantada, otelde yıkıntı altında kalabilirsiniz. Tanıdığınız, eşiniz dostunuz, aileniz de aynı tehlikenin içindeler.”

Ve, Anayasa mahkemesi iptal başvurusunu reddetti. Böylece Yapı Denetim uygulaması yerleşmiş oldu.

Yapı Denetim Sisteminin amacı nedir? Kısaca;

  • Yapıda can ve mal güvenliğini sağlayarak ekonomik ve sosyal kayıpları azaltmak,
  • Afetlere dayanıklı ve çağdaş standartlarda yapı üretmek,

Bu sistemin içinde yapı müteahhidi, şantiye şefi, proje müellifi, laboratuvar görevlileri, yapı denetim kuruluşları, denetçi mühendis ve mimarlar gibi yapı sorumluları var. Bu sistemde uzmanlaşma sağlanarak mühendislik ve mimarlık hizmetlerinin kalitesi de artırılmış oldu.

Sistemi bozmaya çalışanlar kimler? Bilimsel çalışmayı geri plana atarak paradan başka hiçbir şeyi düşünmeyen kişi ve gruplar. Bunlar için yasa ve yönetmelik önemli değil.

Yapı Denetim Uygulama yönetmeliğinin genelde “siyaset destekli yükleniciler” tarafından değiştirildiğini biliyoruz. Kaçak binalarına ruhsat alanlar, ruhsatlı binalarına kacak kat çıkanlar, jeoteknik raporu göz ucuyla yazdıranlar, projenin dışında düşük kalite beton ve inşaat malzemesi kullananlar 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremi sonrasında yine ortaya çıktı.

Deprem olmadan da, yıkılan binalar var. Kaçak katlar inşaat hesap tekniğine göre değil de “usta bilgisiyle” yapılıyor. Ucuz olsun diye deniz kumu bile kullanılabiliyor. Böyle bir durumda dışarıdan bir kuvvetli rüzgâr, binanın önünden geçen yüklü bir kamyonun zeminde yarattığı titreşim bile binayı yıkar.

Hiçbir yapı kendiliğinden yıkılmaz. Bedavaya mal ettim, keyifle yaşıyorum diyenler maalesef bedavadan ölebiliyorlar. AKP bundan ders alıyor mu? Tabii ki hayır! Beton testlerinin sorumluluğunu yapı denetim firmalarından alıp müteahhide (yükleniciye) vermek ciğeri kediye emanet etmekten başka bir şey değildir. Bu karar AKP’nin genine uygun bir karardır.

İskender Odabaşoğlu

Diğer Yazarlar