Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz İstanbul Finans Merkezi’nde düzenlenen ‘Dünya Gazetesi İklim Ekonomisi Zirvesi’nde konuştu. Zirvede; iklim ekonomisi ve sürdürülebilirlik finansmanı, doğal kaynakların ve çevresel ekosistemlerin korunması için giderek daha önemli bir hale geldiğini söyleyen Yılmaz, “Bu yaklaşımlar ekonomik sistemlerin iklim değişikliği ve diğer çevresel risklere karşı daha dirençli hale gelmesini sağlıyor. Aynı zamanda uzun vadeli ekonomik istikrarı ve sosyal refahı artırıyor. İklim ekonomisi, çevresel sürdürülebilirliği ve düşük karbonlu teknolojilere geçişi destekleyen politikaların uygulanmasını hedefliyor. Yeşil tahviller ve diğer sürdürülebilir finansman araçları, çevresel fayda sağlayan projelere sermaye akışını artırarak, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynar. Temiz enerjiye, kaynak verimli teknolojilere ve sürdürülebilir gelişmelere yatırımların artması biyolojik çeşitliliğin korunmasına, sosyal adaletin artmasına ve çevre kirliliğinin azaltılmasına da yardımcı oluyor”dedi.
Yılmaz, “Yatırım Ortamının İyileştirilmesi ve Koordinasyon Kurulu (YOİKK) çalışmaları kapsamında en önemli başlıklarımızdan biri olan ‘İklim Yasası’ hazırlıklarında son aşamaya gelindi. Kanunun 2024 yılı içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde sunulmasını hedefliyoruz. Böylece yakın zamanda ülkemizde, AB Yeşil Mutabakatı ile uyumlu ulusal bir ‘Emisyon Ticaret Sistemi’ uygulanacak. Bu kapsamda elde edilecek kaynaklar özel sektörümüzün yeşil dönüşüm ihtiyaçları için kullanılacak” dedi.
“Yeşil tahvil ihraçları dünya çapında 1 trilyon doları aştı”
2023 yılında, yeşil tahvil ihraçları dünya çapında 1 trilyon doları aştığını söyleyen Yılmaz, “Bu 2022 yılına kıyasla yüzde 42’lik bir artış anlamına geliyor. Bununla birlikte dünya çapındaki en büyük bin 200 şirketin kazancının yüzde 49’u Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına (SDG’ler) katkıda bulunan ticari faaliyetlerden elde edilmekte. Dünyada sürdürülebilir finans piyasasının büyüklüğünün 2030’da 30 trilyon dolarlara geleceği öngörülüyor. Bu veriler, küresel sürdürülebilir finans piyasasının hızla büyüdüğünü ve yeşil finansman araçlarına olan talebin arttığını göstermekte. Sürdürülebilirlik finansmanı konusunda küresel rakamlardaki artış devam ederken ülkemizde de yeşil dönüşüm ve sürdürülebilir finans alanlarında çalışmalarımız hızlanmış durumdadır” diye konuştu.
Türkiye’nin 2053 hedefleri
Türkiye’nin ’2053 Yılı Net Sıfır Emisyon Hedefi’ ve ‘Yeşil Kalkınma Vizyonu’ çerçevesinde düşük karbonlu ekonomiye geçiş ve iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik somut adımları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde attıklarını ifade eden Yılmaz, “Türkiye’nin ‘Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarıyla’ uyumlu bir yol haritası belirlemek açısından güçlü bir birikimi ve altyapıya sahibiz. Ekonomik büyümeyi çevresel sürdürülebilirlik ile destekleyecek politikalarımız, Orta Vadeli Program (OVP) ve 12’nci Kalkınma Planı’nda detaylı şekilde yer aldı. Yeşil ve dijital dönüşümü içeren ikiz dönüşümle rekabetçi üretimi artırmak, 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda, sera gazı emisyonlarını azaltacak, enerji sektörü başta olmak üzere her alanda gerekli düzenlemeleri yapmak, fosil yakıtlardan aşamalı olarak çıkarak güneş ve rüzgâr enerjisi yatırımlarını artıracak gerekli altyapı çalışmalarını yapmak, düşük karbonlu ve çevre dostu teknolojilerin kullanımına öncelik vermek gibi hedefler ortaya konulmuştur. Ayrıca; Sürdürülebilirlik Endeksi, Sürdürülebilir Tahvil Çerçeve Dokümanı, 2022-2025 Sürdürülebilir Bankacılık Stratejik Planı, Yeşil Mutabakat Eylem Planı, Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları’nın yayınlanması çalışmaları da yapılmıştır” diye ekledi.
“Türkiye’nin sürdürülebilir ekonomik faaliyetlerini sınıflandırmak ve çevresel hedeflere ulaşmak için standartlar belirlemek amacıyla ‘Taksonomi’ oluşturmaya da önem veriyoruz” diyen Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa Birliği’nin Yeşil Taksonomi’si, sürdürülebilir ekonomik faaliyetleri sınıflandırmak için ayrıntılı kriterler sunan ve örnek olmuş bir modeldir. Ülkemizde hâlihazırda hazırlık çalışmaları devam eden ‘Ulusal Yeşil Taksonomi’ ile AB Taksonomi’si ile uyumlu olacak şekilde, altı çevresel hedef belirlenmiştir. Bu hedefler; azaltım, uyum, su ve deniz kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı ve korunması, döngüsel ekonomiye geçiş, kirlilik önleme ve kontrol, biyolojik çeşitliliğin ve ekosistemlerin korunmasıdır.”
