Cuma, Haziran 28, 2024

Üretici ikili kıskaçta

tarım destekleme ödemeleri

Çiftçi, ekonomik koşullar ve tarım politikaları değişmediği sürece üreticinin yüksek girdi fiyatlarıyla, düşük ürün fiyatları kıskacı altında üretim yapmaya devam edeceğini söyledi


GÜLCİHAN ALTINKAYA

Yaz sebzelerinde fiyat artışları olacağını aktaran Çiftçi, “Bu nedenle maalesef çok da uygun fiyatlardan sebze-meyve yiyemeyeceğiz” dedi

Artan girdi maliyetleri, ekonomik şartlar ve değişen iklim koşulları üreticiyi zorluyor. Üretici yüksek girdi fiyatlarından etkilenirken, tüketici de ürünlere yansıyan fiyatlar nedeniyle sıkıntı yaşıyor. Türkiye’nin tarım girdilerinde önemli oranda dışa bağımlı olduğunu ifade eden Yüksek Ziraat Mühendisi Ferdan Çiftçi, “Ekonominin kötü olduğu son 2-3 yıldır girdilerde daha fazla artış yaşanıyor. Yıllık bazda yüzde 100’ü aşan artışlar var. Tarım kimyasallarında da bazı ürünlerde yüzde 60-80’ler düzeyine kadar çıkan bir artış söz konusu oldu. Ne yazık ki bundan en fazla etkilenen yine üretici ve tüketici olacak. Ekonomik koşullar ve tarım politikaları değişmediği sürece üretici bu yüksek girdi fiyatlarıyla, düşük ürün fiyatları kıskacı altında üretim yapmaya devam edecek” dedi.


“Uygun fiyatlardan sebze-meyve yiyemeyeceğiz”

Yaz aylarında hangi ürünün fiyatının yüksek hangisinin düşük olacağını koşulların belirleyeceğini dile getiren Çiftçi, “Üreticinin bu fiyat dalgalanmalarından ne kadar mutlu ya da mutsuz olacağını yaşayacağımız koşullar belirleyecek. Şu an aşırı sıcaklıklar devam ediyor. Bu koşullarda hangi ürünler zarar görecek bölgesel olarak bunları bilemediğimiz için buna göre değişecek. Bu kayıplar fazla olursa hem kalite kaybı hem de verim kaybı olan ürünlerde fiyat artışları olacak. Zaten yaz sebzelerinde fiyat artışları olacak. Bu nedenle maalesef çok da uygun fiyatlardan sebze-meyve yiyemeyeceğiz. Çünkü koşullar belli, girdi maliyetlerinin yıllık artışları yüzde 80’lerin üzerinde seyrediyor” ifadelerinde bulundu.


“Ürün fiyatlarında düşüş beklenmiyor”

Üretimi etkileyen sıcaklık, yağış ve su kaynaklarının durumu gibi pek çok etken olduğuna değinen Çiftçi, “Yeraltı suları çekiliyor ve sulamada sıkıntılar yaşıyoruz. Üreticilerimiz aynı zamanda yeterince su verememe durumuyla karşı karşıya. Bu nedenle ürün fiyatlarında düşüş beklenmiyor. Öte yandan gelirlerde de artış yok. Asıl mesele ürün fiyatları yanında tüketicinin gelirinin artmaması. Örneğin; asgari ücretin yoksulluk sınırının çok altında kalması, açlık sınırlarının seviyesinde olması. Ve toplumun yüzde 70’in neredeyse yoksulluk sınırı altında bir gelirle yaşadığını düşünecek olursak, yoksulluk sınırı 60 bin TL olarak tahmin ediliyor. O nedenle toplumun en az yüzde 70’lik kesimi bundan etkileniyor” dedi.


“Ziraat mühendislerinin sahada olması gerekiyor”

Tarımda kullanılan kimyasalların çevreye zarar verdiğini belirten Çiftçi, “Tarım ilaçlarını kullanmak aslında çiftçinin de çok hoşlandığı bir şey değil. Bu kimyasallarla çevreye de zarar veriyoruz. Mümkün olduğunca bunların doğru yöntemlerle, doğru dozda kullanılması önem taşıyor. İklim değişikliğinin ve geçmişte uygulanan tarım tekniklerinin de getirdiği sonuçlarla ne yazık ki tarım kimyasallarını kullanmaya mecburuz. Bunları kullanırken de ilaçlamayla hasat arasındaki süreyi de dikkat ederek üretimlerimizi yapmak zorundayız. Burada tabii çiftçinin bilgilendirilmesi, bilinçlenmesi üreticinin önem taşıyor. Çiftçinin, doğru bilgiye ulaşması için ziraat mühendisleriyle çalışması ve ziraat mühendislerinin de sahada olması gerekiyor” diye konuştu.


“Tarım düzenini kurmak zorundayız”

Üzerinde bulunduğumuz toprakların çok verimli olduğunu aktaran Çiftçi, şunları söyledi: “Müthiş bir genetik zenginlik üzerinde yaşıyoruz. Bunun kıymetini bilerek ve tarımsal gelirimizi artırarak hem üreticinin hem de tüketicinin sağlıklı güvenli gıdaya uygun fiyatlarla erişebildiği bir tarım düzenini kurmak zorundayız. Ekonomik olarak belirsizliklerin ortadan kalktığı, yıllık enflasyonun bu kadar yüksek olmadığı ve doğru destekleme ve doğru ürün politikalarıyla tarım topraklarımıza sahip çıktığımız, doğru tarım tekniklerinin üreticiye ulaşabildiği ve üreticinin bunları kullanabildiği bir tarım düzenine ihtiyacımız var.”

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM