TAV Havalimanları iştiraki olarak 8 ülkede, 15 havalimanında, 200’ü aşkın noktada misafirlerine Anadolu ve dünya mutfaklarının zengin menü seçeneklerini sunan BTA Food & Services’in CEO’su Baha Bülbül, BTA markası ‘Tadında Anadolu’nun İstanbul Havalimanı şubesi içinde yer alan ‘The Oldest Cuisine in Anatolia – Ömür Akkor’ restoranı şefi Ömür Akkor ile bir araya geldi. Küresel seyahat perakendeciliği ve gümrüksüz satış sektörünün en prestijli ödül programlarından ‘FAB Awards 2024’te kazandıkları büyük başarı sonrası iş birliklerinin ayrıntılarına değinen Bülbül ve Akkor, gastronomi dünyasındaki yeni trendler, lokal mutfağın yükselişi ve sürdürülebilirlik etiği hakkındaki detayları aktardı.
FAB Awards, 2024’te 6 ödül kazandı
BTA Food & Services, küresel seyahat perakendeciliği ve gümrüksüz satış sektörünün en prestijli ödül programı FAB Awards 2024’te 6 ödül birden kazandı. The Moodie Davitt Report tarafından ABD Kaliforniya, Ontario’da düzenlenen ve sektör uzmanları ile profesyonellerden oluşan bağımsız bir jüri heyeti tarafından değerlendirilen ödül programı sonucunda BTA markası Tadında Anadolu, global birincilik ödülü olan ‘Mekan Duygusunu En İyi Temsil Eden İşletme’ ve aynı kategoride ‘Avrupa Bölge Birincisi’ seçildi. Tadında Anadolu aynı zamanda ‘Yılın Övgüye Değer Havalimanı Restoranı’da seçilerek üç prestijli ödülle onurlandırıldı. En büyük operasyonu İstanbul Havalimanı dış hatlar gidişte pasaport kontrolü sonrasında bin 700 metrekarelik alanda hizmet veren Tadında Anadolu için yaptığı çalışmalarla bilinen, şube içindeki The Oldest Cuisine in Anatolia – Ömür Akkor restoranında yüzlerce yıllık tarifleri aslına uygun bir şekilde sunan ünlü şef Ömür Akkor ise global birincilik ödülü olan ‘Yılın Havalimanı Şefi’ seçilmenin yanı sıra aynı kategoride ‘Avrupa Bölge Birincisi’ ödülünün sahibi oldu. BTA Food & Services’in bir diğer markası Cake&Bakes ise Hırvatistan Zagreb Havalimanı’ndaki şubesiyle ‘Yılın Havalimanı Kahve veya Çay Mağazası’ kategorisinde ‘Bölgesel Kazanan’ olarak ilan edildi.
“Tadında Anadolu, havalimanı restoranlarındaki yeni dönemin öncüsü”
Tadında Anadolu restoranındaki buluşmada global yeme-içme sektöründe geleneksel dönüş yönünde ciddi bir eğilim olduğunu aktaran Bülbül, “Araştırmalar artık tüm dünyada global zincir restoranlardan ziyadelokal, otantik restoranların yavaş yavaş ön plana çıktığını gösteriyor. Özellikle Avrupa’da bu yaklaşım tüketiciler tarafından daha çok tercih edilir hale gelmiş durumda. İnsanlar artık lokal ve geleneksel tatları doğru sunumla bir arada görmek istiyor. Elbette bu kolay bir iş değil. Örneğin İstanbul Havalimanı yolcularının yüzde 75’i ilk kez buraya ayak basıyor çünkü transit yolcu yoğunluğu var. Bu yolcular, bir iki saat havalimanında vakit geçiriyor ve yolculuğuna devam ediyor. Bu süre zarfında bulunduğu bölgedeki otantisiteyi teknolojiyle bütünleşmiş bir biçimde görmek istiyor. Bir restoranın içindeki lokal bilinci ve neyin nasıl servis edildiğini bilmek istiyor. Anadolu mutfağı sıfır atık yaklaşımıyla bugün dünyanın en sürdürülebilir mutfağı. Ayrıca çeşitliliğiyle, tabaktaki ve masadaki renkliliğiyle, her tabağı farklılaştıran şefleriyle tek tip yeme içme biçimlerine ve yaşam tarzlarına karşı da bir direnç gösteriyor. Tadında Anadolu havalimanlarına bu felsefeyi taşımış durumda. Dünyanın dört bir yanından gelen misafirleri görsellerle, videolarla restoranın içine çekerek bu deneyime ortak ediyor. Aslında Tadında Anadolu havalimanlarında görülen yeniliklerin başlangıcı. Sektöre ve yeni nesillere de ilham olan yepyeni bir dönemin temsilcisi. Sayın Ömür Akkor ile bir arada olarak bu ödülleri aldığımızdan dolayı da son derece mutluyuz ve ülkemiz adına gururluyuz. Ödüller temel hedefimize ulaştığımızı, Anadolu mutfağını dünyaya tanıtmaya yolculuğumuzun başarıyla ilerlediğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.
“Anadolu gastronomisinin 7 bin yıllık hafızasını koruyor”
Tadında Anadolu’nun sürdürülebilirlik bilincine değinen Akkor, “Tadında Anadolu, sürdürülebilirlikle ilgili maksimum duyarlılıkla hareket eder bu marka. Sürdürülebilirlik, markanın etiğinde duruyor. Burada çocuklar için bulyonla pişmiş bir yemek göremezsiniz veya rafine yağda pişmiş bir yemek göremezsiniz. Tüm restoran dünyasının DNA’sında olmalı bu duyarlılık. Dünyada üretilen toplam işlenmiş gıdanın yüzde 35’i çöpe gidiyor. Açlığa ya da israfa karşı direnç gösterilmesi gerekiyor ve bu direncin en başta yeme-içme sektörü tarafından gösterilmesi gerekiyor. Dolayısıyla biz bu bilinçle çalışmazsak başlıca sorumluluğumuzun arkasında durmamış oluruz. Hem Tadınla Anadolu hem de Ömür Akkor markaları bu değer yargılarıyla hizmet veriyor. Herkes bu restoran mantalitesini, insan sağlığını, bitki ve hayvan sağlığını sahiplenirse dünya çok daha iyi bir yere gidecek. Aksi taktirde hızlı bir çöküş olacak. Bizim değer yargılarımız da tüm bunların yanında Anadolu’yu sahiplenmek, yaşadığımız toprakları sahiplenmek, yerel üreticiyi, esnafı sahiplenmekle ilgili. Büyük bir rekabetin döndüğü bu sektörde nezaket, paydaşlık bilinci, saygı unsurunu korumak sizi misafirler açısından da yukarıya taşıyor. BTA’nın en büyük başarılarından biri bu. Tadında Anadolu kendi tarihine saygılı, kendi tarihiyle barışık, kendi üreticisiyle barışık, hiçbir abartı izi olmayan, israftan kaçınan, Anadolu’nun 7 bin yıllık hafızasını koruyan bir havalimanı restoranı. Anadolu’nun en sakin, en sade tariflerini kendi içinde mükemmelleştirerek dünya insanına ulaştırıyor. Ülkenin dört bir yanındaki yerel üreticiyi ve ürünü havalimanı restoranlarına taşıyabiliyor. Saygıyı tabağa yansıtabiliyor. Biz BTA’nın 15 yıl önce başlattığı Tadında Anadolu yolculuğunun, vizyonunun bu yıllardaki eşlikçisiyiz. Dünya çapında onaylanmış FAB ödülleri de bize çok doğru bir yolda beraber devam ettiğimizi gösteriyor. Bundan sonraki nesiller için de bunu bir otobana çevirmek istiyoruz. Biz bu başarıyla aslında Anadolu mutfağının kazandığını görüyoruz” dedi.