Perşembe, Eylül 12, 2024

Yılın ilk yarısında plastik sektörü ihracatında %5,2’lik düşüş 

Dünya genelinde yaşanan gelişmeler plastik sektörünü de değişime yöneltiyor

Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) ev sahipliğinde, Genişletilmiş Plastik Sektör Toplantısı gerçekleştirildi. Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV), Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) ve Türkiye Oyuncakçılar Derneği (TOYDER) katılımıyla gerçekleşen toplantıda ihracatçı firmaların sorunları ve çözüm önerileri ele alındı. Mutfak eşyaları sektöründeki düşüşten plastik sektörünün de payını aldığını belirten EVSİD Yönetim Kurulu Başkanı Talha Özger, plastik sektörü ihracatının yılın ilk 6 aylık döneminde, geçen yılın aynı aylarına oranla yüzde 5,2’lik bir düşüş yaşandığını söyledi. 


Özger: Avrupa’daki ihracat payımızı artırmayı hedefliyoruz

Dünya genelinde yaşanan daralmalardan Türkiye ihracatının da etkilendiğini kaydeden Özger, “Sanayici ve ihracatçılar olarak birçok zor dönemden, krizlerden, pandemi döneminden geçtik ama asla pes etmedik. EVSİD olarak, kamu kuruluşları olarak, diğer sivil toplum kuruluşları olarak ihracatı artırmak için durmadan koşacağız, gitmediğimiz pazar bırakmayacağız.  Birlik beraberlik içinde, bu zor dönemlerin üstesinden geleceğiz. Yakın coğrafyayla ilişkilerimizi daha da sıklaştırmamız gereken bir dönemden geçiyoruz. Avrupa’daki ihracat payımızı da artırmayı hedefliyoruz” dedi.

Paslanmaz çelik ithalatında bir süredir devam eden gümrük vergilerine ek olarak Çin ve Endonezya menşeli soğuk haddelenmiş paslanmaz yassı çelik ile Almanya, Çin, Japonya, Güney Kore ve Sırbistan menşeli kalayla kaplanmış teneke ürünlerin ithalatına yönelik damping soruşturmasının, paslanmaz çelik kullanan tüm sektörleri öldüreceğini belirten Özger, “Bu sorunun ortadan kalkması için çalışmalar yaptık. Biz sanayiciler karşımızda kim olursa olsun pes etmeyeceğiz. Bununla ilgili savaşımızı sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.


Önder: En büyük sorun, verimlilik 

EVSİD Kurucu Başkanı Burak Önder ise Türkiye’deki en büyük sorunlarının başında verimliliğin geldiğinin altını çizerek, “Meslektaşlarımızın çok büyük kısmı kiracı, üretim alanları katlı ve riskli; üretim alanlarımız üretimde verimliliğe uygun değil. Türkiye’de sanayi arsaları yetersiz, pahalı, ranta açık. Yapılan çalışmalarda ülkemizde sanayi arsalarının yüz ölçümüne oranı binde 3 iken, sanayisi gelişmiş Fransa ve Almanya’da bu oran yüzde 3,5- 4,5 arasında. Sanayi arsalarının ranta kapatılması ve üreticilerimizin kendi fabrikalarının olması, kümelenme gibi faktörler önemli” diye belirtti.


Sanayiye destek talebi

Türk sanayicisin dijital kaslarını mutlaka güçlendirmesi gerektiğini dile getiren Önder, şirketlerde veri ve verimlilik çalışmalarının olmadığını belirtti. Yeşil ve dönüşümün yanında sanayide ve dijitalde de dönüşümün yakalanılmasının elzem olduğunu kaydeden Önder, “Robot ve otomasyon gibi konularda sanayicimize destek verilmesi geleceğimiz için önemli. Avrupa Birliği bizim en önemli pazarımız ve yeşil dönüşümü muhakkak takip etmemiz gerekiyor. Önemli olan konulardan biri ise dijital dönüşüm. Türkiye’de hem halkın hem de sanayinin dijital kasları çok zayıf. Öte yandan biz, sanayideki dönüşümde de geç kaldık. Gelecekte bizi daha zor günler bekliyor olabilir” sözlerine yer verdi.


Eroğlu: Yeşil dönüşüm sektörü kökünden etkileyecek

PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu ise yeşil dönüşümün önemini vurgulayarak, “Dünya genelinde ekonomik gücün doğuya kayması ve iklim değişikliği gibi büyük trendler yeşil dönüşümü zorunlu kılıyor. Karbon emisyonlarını azaltmalıyız. Yeşil dönüşüm bizim sektörümüzü, işlerimizi kökünden etkileyecek bir konu. Geri dönüşüm hedefleri yasal zorunluluk haline geliyor” ifadelerini kullandı.

Eroğlu, geri dönüşümde büyük bir fırsat yakalanabileceğine işaret ederek, “Son 4 yılda Avrupa Birliği’nde kendisi de geri dönüşüm tesisine sahip mamul üreticisi sayısı yüzde 45 arttı. Şu anda da çok hızlı bir büyüme var. Kısa bir süre sonra, firmalar kendi mamulünü üretirken bir yandan da geri dönüşüm işi yapacak. Dünyada şu anda en kıymetli ham madde atık. Türkiye de Avrupa’nın en büyük atığını alan ülke. Önümüzdeki dönemde tüm atıkları biz alalım ki geri dönüşüm fırsatı bizde olsun” dedi.

Türkiye’nin OECD üyesi olduğu için atık ithal edebildiğini vurgulayan Eroğlu, “Geri dönüşüm sektörümüzle alakalı Türkiye’de birçok faaliyet yapıyoruz. Geçen yıl Yeşil Dönüşüm ve Teknoloji Derneği’ni (PAGÇEV) kurduk. Bütün geri dönüşümcüleri onun altında organize etmeye çalıştık. PAGÇEV ev sahipliğinde, Türkiye’nin plastik geri dönüşümde merkez olabilmesi adına İstanbul’da RePlast Eurasia Plastik Geri Dönüşüm Teknoloji ve Ham Maddeleri Fuarı’nı yaptık. Avrupa’da plastik geri dönüşüm konusunda Hollanda’da yedincisi yapılan fuar katılımcı sayısını 8 bin 600. Bizim ilk yılımızda ziyaretçi sayımız ise 8 bin 243 oldu. Üçüncü senemizde dünyanın en büyük plastik geri dönüşüm fuarı burası olacak” diye belirtti.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM