Sıradan kişiler zafere götüren yolları bilir, ama onu elde etmeye yarayan şekli bilmez
Sevgili okurlarım,
Bir önceki yazıdan devam…
Öncelikle nedir bu gölge bakan tanımlaması, YALÇIN KARATEPE’Yİ gölge bakan ünvanlıyla gönderdiniz. Hangi siyasal sistem içinde kullanılmaktadır. Hiç bilgi veya duyumunuz var mı? Hiçbir yetkisi olmayan, ancak medya tarafından takılmış bu tip unvanları kullanmak son derece yanlıştır. Zamanı geldiğinde veya iktidar kazanıldığında, gölge bakan dediğiniz kişileri asli bakan olarak mı atayacaksınız? Bunlar sizce liyakatli ve yeterli donanıma sahip kişiler midir? Ben bilmiyorum ancak okuyucularım da bilmiyorlar. Açık kaynaklardan ve kısaca yapılan internet açıklamalardan izlediğimiz kadarıyla bilgi sahibiyiz.
İşte sorun da buradadır. Bu gölge bakanlar hakkında söyleyecek sözlerim vardır ve ilerideki makalelerimde gündeme getireceğim. Mehmet Şimşek’in size ne verebileceğini düşündünüz, bilmiyorum. Ancak kendisi talimatla hareket eden bir bürokrat, sizin taleplerinizi hiç dikkate alıp yerine getirebilir mi? İmkansız. Siz eğer talepleriniz varsa, bunu tüm detaylarıyla kamuoyuna açıkladınız mı? Sayın ÖZGÜR ÖZEL seçimlerden bu güne kadar geçen yaklaşık 4 aylık süreçte ses getirebilecek eylemlere imza attığınızı söylemek çok zordur. Gölge bakan diye ortaya attıklarınızın faaliyetlerinden siz sorumlusunuz sayın Özel. Söylevlerinizde birçok defa, açık ve kapalı olarak, partizanlık yok demiştiniz ancak gelinen noktada bunu söyleyemiyorum. Liyakat dersiniz her zaman. Nerede liyakat? Hele lütfen kısa sürede İzmir Büyükşehir Belediyesindeki uygulamalara bir bakınız. Yine rüşvet, yine avanta, yine adam kayırma. Ne farkınız kaldı AKP iktidarından. Siz aldığınız bu oyları parti kadroları olarak hak ettiğinizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Ortaya çok ciddi ayağı yere basan projeler koymanız gereklidir. Ancak bu kafalarla değil bilesiniz. Daha donanımlı, daha bilgi ve görgüsü yeterli liyakatli danışmanlarla yürüyeceğiniz uzun bir yol önünüzde şans olarak durmaktadır. Unutmayınız.
Televizyonlarda ve özellikle halk TV de rastladığım konuşmalarınızda CHP genel başkanı ÖZGÜR ÖZEL’İN normalleşme adı altında Erdoğan ile konuşup koklaşmasını % 80 oranında kabul gördüğünü söylemektesiniz. Orada durunuz beyefendi. Hangi ölçüm ve anket metodu ile bu sonuca vardınız lütfen bir açıklayınız. Daha önce de “Ben anket yaptırdım ve Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay çok başarılı, onun için kendisini İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak lanse ettim “ demiştiniz. Siz hiç Karşıyaka’da yapılanları bir kontrol ettiniz mi? Hayır. Böyle bir düşünceniz oluğunu bile sanmıyorum. Belki haklısınız, neden mi, çünkü Türkiye’de hiçbir şey olması gerektiği gibi değil. İşte bu nedenle, ismi anket firması olan şirketler de fonksiyonel olarak çalışmıyorlar. Ben şimdiye kadar, hiçbir anket kuruluşunun seçim sonuçlarını bilip ortaya koyduğunu görmedim. Anlaşılan hangi kuruluşa anket yaptırdığınızı bilmiyorum ama sizi Dr. Cemil Tugay konusunda yanıltmışlar.
Doğruya yakın bir anket neticesi alabilmek için asgari 70.000 denek ile görüşmek gereklidir. Bu husus Amerika da senatör adaylarının tercih ettiği bir uygulamadır. Bu hususu, yakın dostum ARİZONA senatörünün halkla ilişkilerini sağlayan ekip ile görüşmelerimden not etmiştim. Dr. Cemil Tugay’ın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına getirilmesi sadece sizi kurultayda destekleyen ilk grupta yer aldığı içindir. Yoksa bana göre, başka hiçbir nedeni de yoktur. Şu an bile Karşıyaka’da ciddi bir anket yapalım Dr. Cemil Tugay için ne sonuç çıkacak hep beraber görürüz ki özellikle siz de realiteye yaklaşırsınız.
Sayın ÖZGÜR ÖZEL, konu sadece Cemil Tugay değildir. Ondan önceki belediye başkanı, TUNÇ SOYER halk tarafından çok mu kabul görmüştür, hiç değerlendirdiniz mi? Hayır. Sadece kurultay hesapları yaptınız. Bu safhada kurultay ile ilgili öyle şeyler duydum ki burada yazmış olsam, neler olur merak ediyorum. Hep oy hesabı, oy kaygısı, plan, program var mı? Yok. Tunç Soyer İzmir Belediyesini Tuncelilere iş bulma ofisi olarak kullanmıştır. Halk sizin ve belediye başkanlarınızın partizanlığından bıktı usandı. Bir de bu konuda anket yaptırın bakalım.
Ancak neticede siz yine bildiğinizi anlatacaksınız. Hamasi söylevler içeriğinde. Çok merak ediyorum, o meşhur zekânızla RTE’nin normalleşme kelimesine neden sazan gibi atladınız. Unuttunuz mu, FETÖ kelimesinin mucidi olan RTE bunu kendi muhaliflerine karşı kullanarak hepsini hapse tıktırıp tüm halk üzerinde dolaylı olarak, korku iklimi yaratmasını bildi. Bu normalleşme kelimesini 22 yıldır hiç kullanmamış olan RTE’ye Acaba bu vahiy yoluyla mı geldi yoksa bunu da CHP’ye karşı kullanmak için mi yarattı. Bazı kelimeler lügatlarde açık anlamları taşımaktadır. Ancak olay RTE’nin ağzından çıkınca başka manalar kazanarak ucu muhataba zarar getirmektedir. RTE bir adamı tebrik ederse muhakkak sonunda kendi menfaati vardır ki aksi kesinlikle düşünülemez. Malum onun karakterinde söylediğini yapmamak, yaptığını söylememek ve sadece Allah’a hesap vermek, kul hakkı devamlı yemek vardır.
NORMALLEŞME kelimesinin mucidi olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan bakalım bu kelimeden acaba hangi suçlamaları kimlere karşı üretecektir hep beraber göreceğiz.
