Perşembe, Eylül 12, 2024

Bitkilerde Sıradışı Üremeler

Polen yazılarımıza devam ediyoruz. Geçen hafta, bellek zorlayan yazılar yazacağımızı söyleyince, Dr. Şemi Alp kardeşimiz haklı olarak bellek kelimesini yanlış kullandığımızı söyleyerek bizi uyardı. Ezber bozan olarak düzeltelim.  Elma, armut, erik, kiraz gibi ağaçların kendi kendilerini dölleme yetenekleri olmadığını söylemiştik. Dolayısı ile, aynı ağaçların başka cinsleri diğer deyişle kültivarları ile bu sorunu çözebileceğimizi yazmıştık. Ortama başka ağaçlar dikilemeyecek ise, hele de bahçeniz küçük olması buna karşılık başka ağaçlara yer olmaması durumunda, çiçeklenmiş diğer kültivar ağaçlardan bir dal kesip su dolu kavanozun ya da vazonun içinde bahçenize koyarak,  ya da bu kültivarlardan ağacınızın bir dalını aşılayarak da sorunu çözebilirsiniz.

Bu durum sebzelerde ise tam tersi olabiliyor. Cinsin devamlılığı için bir domates, gül ailesine ait olan yemiş ağaçlarının tersine kendi polenleri ile döllenmek için her türlü kurguyu yapmıştır. Erkek ve dişi organların kapalı bir ortamda bulunmaları nedeniyle, buraya böceklerin ulaşması son derece zordur. Sadece böcekler oluşturdukları sarsıntı ile, ya da rüzgarlar meydana getirdikleri sallantı sonucunda, polenlerin dişi organ üzerinde oturmalarını sağlarlar. Anlayacağınız domates gibi, sebze-yemişlerde çapraz döllenme çok ama çok zordur. Sadece domatesde değil, bezelye ya da fasulyede de çapraz  döllenme diğer deyişle başka bir bireyin polenleri ile döllenme olasılığı %5 civarındadır.  Çapraz döllenme olma durumunda, domatesinizin, kabağınızın, fasulyenizin görünüşü, tadı değişmez. Yalnız unutulmaması gereken nokta şudur: Seneye çapraz döllenmiş tohumları ektiğiniz zaman, nasıl bir ürünle karşılaşacağınızı kestiremezsiniz.

Tohum üreterek bir dahaki sene bu tohumları kullanacaksanız, o zaman işler biraz değişiyor. Tohum üreticilerinin oluşturdukları bir kavram var. Bu kavramın adı döllenebilirlik uzaklığı. Diğer deyişle bu kavram, döllenebilme olasılığının kaybolmaması için iki bitki arasındaki en uzak arayı ifade eder. Bu uzaklık karpuz, kavun, salatalık, hıyar için 400 metre iken; domates için bir çok yazıda 0 metre kabul edilse de, profesyonel tohum üreticileri için 3 ile 15 metre arasında değişiyor. Burada 2 sebze-yemişe dikkatinizi çekmek isteriz. Bunların birincisi mısır bitkisi. Nedenine gelirsek, mısır bitkisinin poleninde, diğer polenlerin aksine, 1 değil  2 adet gamet vardır. Türkçesi ile söylemek gerekirse 2 adet üreme gözesi vardır. Bu gözelerden bir tanesi ileride mısır bitkisi yemişinin oluşması için tohum, diğer deyişle embriyoyu oluşturacak; diğeri de insanlar için besin kaynağı olacak ve embriyoyu saran çok şekerli az nişastalı taneleri oluşturacaktır.

Mısır bitkisinin en tepesindeki çiçeğinde bulunan, rüzgar ile taşınan erkek hücreler (polenler) mısır koçan taslağı üzerindeki püskül üzerine konunca, bu püsküller aracılığı ile bir dehliz oluşarak erkek ve dişi hücreler arasında ilişki kurulur, ve döllenme oluşur. İşte bu tozlaşma sırasında mısır püskülüne değişik çeşit mısırlardan gelen polenler oturursa yumurtalar başka   genetik materyaller ile değişik endosperm ve embriyo oluştururlar. Bu durumda, yeni meydana çıkmış olan değişik kalıtsal yüklü mısırın tanelerinin çok büyük olasılıkla tadı, sahip oldukları şeker oranı da değişik olacaktır. Yukarıda anlattığımız bir çift erkek gamet ile dişi yumurtanın çift döllenmesi bildiğimiz kadarıyla bitki dünyasında tektir. İleride daha da ilgimizi çekecek ufak ayrıntıyı atlamayalım. İlerde bir çok araştırma konusu olabilecek nokta, mısır yumurtasında da 3 adet dişi gamet olmasıdır. 1 dişi gamet, 1 erkek gamet ile birleşerek embriyoyu, 2 dişi gamet diğer erkek gamet ile birleşerek endospermi oluşturur.

Gamet sorunsalına bir göz atalım isterseniz. Canlılarda kromozom sayısı 2n formülü ile yazılır. Örneğin insanda kromozom sayısı 2n=2×23=46 tanedir. Her bir n, gametlerdeki kromozom sayısını belirtir. İnsanda çiftleşme sonucu erkekten gelen spermdeki (gamet) 23 kromozom ile yumurtadaki (diğer gamet) 23 kromozom birleşerek döllenme olur ve bu canlının 46 kromozomu olur. Bu kadar kolay döllenebilen, ayrıca bir koçanının yenilebilir hale gelmesi için ortalama 400-500 (bazen 800) civarında döllenmeye gereksinim duyan mısırın, sadece kendi kültivarları ile döllenebilmesi için, insanoğlu acaba neler yapıyor?  Bir koçan için bu kadar çok polene gereksinim duyan mısır, polenlerin değişik mısırlardan gelmesi durumunda ticari açıdan zayıf, tatları, boyutları, renkleri değişik ürünler oluşturacağından, yabancı polenler dikkat edilmesi gereken noktalardır.   Bunları isterseniz, salatalıklardaki döllenme ile beraber haftaya bırakalım. 


Bu hafta bir de baktık ki, Ayşenur İshakoğlu İzlanda’da ortaya çıkmış. Ortaya çıkmış diyoruz, çünkü kendisini takip etmek çok zor. Sağ olsun yine bize bir yığın fotoğraf yollamış. İzlanda’nın volkanik arazisinde yetişen adını bilmediğimiz bitkileri bizimle paylaşmış. Uzaklardan, hem de çok uzaklardan bizi unutmadığı için teşekkür ediyoruz. İnternet gazetesinde ise, bunlara ek olarak sayfamızın destekçileri Fadime Can hocamızdan, Vecdi Türk ve Semra Aydıncı’dan domates çiçekleri, Şemi Alp kardeşimizin objektifinden de mısırları görüyoruz.


Keyifli Bahçeler….

Oğuzhan Daver

Diğer Yazarlar