Perşembe, Eylül 19, 2024

Bunlar konuşulmalıydı…

CHP İzmir’de ilçe ve il danışma kurulları geride kaldı. Üyesi olduğum Konak İlçe Danışma Kurulu’na katılamadım, çünkü seyahatteyken, toplantıdan kısa süre önce duyuru yapıldı. Ancak yaptığım temaslardan anladım ki, “danışma kurulu” bir “danışma-ma kurulu” gibi olmuş. Oysa bu oturumda birincisi, yerel seçim değerlendirilmeliydi. İkincisi, CHP Genel Merkezi’nce eylülde yapılması öngörülen tüzük kurultayına ilişkin öneriler, değerlendirmeler gündeme getirilmeliydi. Üçüncüsü, Konak Belediyesi’nin ilk üç ayı değerlendirme konusu olmalıydı? Örneğin, CHP, 2019 yerel seçimlerinde başkanlıkta yüzde 63,21 oy alırken, 2024 yerel seçimlerinden bu oran neden 52,80’e düştü? CHP’nin kurduğu “Türkiye İttifakı” Konak’ta kurulamadı mı? Hangi etken veya etkenlerle yüzde 52,80’de kalındı? Hangi mahallelerde oy artışı, hangilerinde düşüşü yaşandı, hangilerinde oylar aynı kaldı? Rakip partiye çalışıp adayıyla arz-ı endam eyleyen, resmen üye olduğu partinin adayıyla karşılaşmamak için ‘takla atan’ bir eski belediye başkanının durumu gündeme geldi mi acaba? Kısacası, yapılmış olsun diye yapılan ve üretici olmayan, partiye itki sağlamayan danışma kurulları yerine işlevsel, adını hak eden ve örgütü besleyen danışma kurulları umarım ileride yapılır. Tabii genel merkezin de bu danışma kurullarına yön vermesi, işlevselliğini sağlaması gerekir.

x x x

CHP İzmir İl Danışma Kurulu’nun ilk iki buçuk saatini aralıksız izledim. Hafta içi bir günde ve  17.00’deki danışma kurulu yarım saat gecikmeyle başladı. İzmir İl Başkanı ve Büyükşehir Belediye Başkanı konuştu ilk olarak. Ardından katılan üç milletvekili ve bazı belediye başkanları… Tabii önceki MYK üyesi ve milletvekili Av. Sabri Ergül konuşmacılar arasında her zamanki gibi yer aldı. İzlediğim bölümde konuşmalarda süreye uyulmadığı gibi çoğunlukla kişisel tonda yaklaşımlar öne çıktı. Buna hakikaten şaşırdım. Her zaman her yerde konuşma şansı olanlar yerine keşke ancak bu gibi platformlarda konuşma şansı bulanlar öncelikle konuşsa diye geçirdim içimden.

Kimse çıkıp bir önceki yerel seçimde neden 58,10 aldık da bu defa yüzde 48,97’de kaldık sorusunun analizine girişmedi. Manisa, Uşak, Kütahya, Afyon, Denizli’de “Türkiye İttifakı” neden ete kemiğe büründü de İzmir’de kurulamadı? Bunları konuşmak gerekirdi. Sorunu saptamak ve bir dahaki yerel seçimde, önümüzdeki ilk genel seçimde oyları 58,10’a değil; 2017 referandumundaki “hayır” oranı olan 68,8’e çıkarmak için neler yapılmasını gerektiği üzerinde durulmalıydı. İşin tuhafı, AK Parti eriyip her yerde irtifa kaybederken İzmir’de sadece bir buçuk puan kaybetti, bu da dikkat çekici. CHP bunu da sorgulamalıydı. Altıncı dönem Büyükşehiri alan, ilçe belediyelerinin uzun süredir kahir ekseriyetini alan CHP’ye karşın AK Parti neden hala yüzde 37 küsur oy alabiliyor? Tüzük kurultayı ile çok az değini oldu izlediğim bölümde. Oysa İzmir gibi bir ilin bu konuda partiye katkısı çok doyurucu olmalıydı. Öteyandan, üye seferberliği de konuşulabilirdi; seferberliğe katılım ne durumda, hedefler tutuyor mu, vb.?

x x x

Danışma kurullarının kapalı bölümünde her şey açıkça konuşulabilmeli, yoldaşça, tüzüğün emrettiği çizgide ve uygarca, özgüvenle tartışılabilmeli. Dinlediğim bir ilçe başkanına da şaşırdım doğrusu; “tartışmanın yersiz olduğunu, buralarda tartışma istemediğini” ileri sürmesin mi? Oysa o ilçe başkanı biliyor olmalı ki, partideki sorunların çözümü, gelişmek için atılacak adımlar bu kurullarda tartışılarak olgunlaşır. Hattızatında bu kurullar sıklıkla toplanmalıdır. İşin ilginç yanı, İzmir’de -bilmediğim olabilir- ilçelerde aylık örgüt toplantıları da yapılmıyor. Üyesi olduğum Konak’ta böyle bir şey yok örneğin. İstanbul’da üyesi olduğum Kadıköy’de örgüt toplantısı her üyenin katılabileceği şekilde her ay mutlaka yapılır; bu toplantılara milletvekilleri, belediye başkanı, belediye meclis üyeleri de katılırdı. CHP İzmir İl Başkanlığı da bütün ilçelerde aylık örgüt toplantılarını başlatabilir, bu çok yararlı bir adım olur.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in belki de örgüte, örgüt meselelerine daha çok zaman ayırması gerekiyor; seferberlik çağrısının içinin dolması için sanki buna çok gereksinim var. CHP’nin 38. Olağan Kurultay’dan sonra yaptığı seferberlik çağrısı, milletin önüne gelecek ilk sandığa kadar üye sayısının ikiye katlanmasını gerektirir. Taban örgütler, tabii üyeyi ikiye katlarken bünyelerinde olmayan kesimlere ağırlık vermeli. Yoksa var olan bünyeyi ikiye katlarsanız bu seçmende karşılık oluşturmaz. Bu öneriyle ve şöyle noktalamış olayım; bütün anketlerde birinci çıkan CHP ama yüzde 31-35 arasında! Bu oyun yüzde 50’ye dayanması için ataletten çıkmak şart.

Muzaffer Ayhan Kara

Diğer Yazarlar