Mahfi Eğilmez kişisel blogunda paylaştığı ‘Piyasalarda Japonya Etkisi’ başlıklı yazısında Japonya’da yaşanan ekonomik gelişmeler ve bunun piyasalara etkisini değerlendirdi. Belirsizliğin, finans piyasalarının en sevmediği durum olduğunu belirten Eğilmez, bu durumun bir süre böyle devam edeceği öngörüsünde bulundu.
Eğilmez yazısında, “1990’ların başından itibaren içine girdiği durgunluk girdabından bir türlü kurtulamadı. Hükümetlerin denemediği yöntem kalmadı: Piyasayı canlandırmak için faizi eksiye indirdiler, ABD ve Avrupa’nın yaptığı gibi para bastılar olmadı, insanları harcamaya teşvik edebilmek için enflasyonun artmasına razı olup kamu harcamalarını artırdılar, vergileri düşürdüler yine olmadı. Büyüme bir türlü istendiği gibi toparlanamadı. Buna karşılık kamu kesimi borç yükü inanılmaz boyutlara ulaştı” ifadelerine yer verdi.
“Japonya dünyanın en borçlu kamu kesimine sahip”
Büyümedeki durgunluğa karşın işsizlik ve enflasyon konusunda en azından şimdilik bir sorun görünmediğini belirten Eğilmez, “İşsizlik, gelişmiş ülkelerin pek çoğunda görülen işsizlik oranının oldukça altında seyrederken enflasyon da yüzde 3’ün hemen altında bulunuyor. Bununla birlikte Japon hükümeti ve Japonya Merkez Bankası (BOJ) ABD Merkez Bankası’nın (Fed) yüzde 2 oranının enflasyonda tavan alınması yaklaşımını kendileri için de benimsediğinden mevcut görünümden mutlu değiller. Japon devlet bütçesi, 2020’de ulaştığı rekor açıktan sonra biraz toparlanmış olsa da hala yüzde 5,5 oranında açık veriyor. Çok daha önemli olan sorun kamu kesimi borç yükü: Japonya bu alanda dünyanın en borçlu kamu kesimine sahip bulunuyor. Geleneksel olarak cari fazla veren Japonya bu yolda devam ediyor” sözlerine yer verdi.
Bütün bunlara karşılık dünyanın, uzun süredir şoklarla yaşamaya alışmış durumda olduğu için, eskiden olsa çok daha ağır sonuçları olabilecek şokları artık birkaç günlük sarsıntıyla atlatabildiğini belirten Eğilmez, “Alınan kararlar, yapılan uygulamalar, hatta savaşlar ilk anda çok etkili olsa da bu etkileri uzun sürmüyor. Bununla birlikte önümüzdeki günler özellikle orta doğu krizi açısından belirsizliğini koruyor. Belirsizlik, finans piyasalarının en sevmediği durumdur. Bu durum bir süre böyle devam edecek görünüyor” değerlendirmelerinde bulundu.