Perşembe, Eylül 19, 2024

“Kentsel dönüşüm sürecinde yeşil dönüşümü de gerçekleştirmeliyiz”

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin üzerinden 25 yıl geçti ve Türkiye’nin can damarı şehri İstanbul’da kentsel dönüşüm çalışmaları devam ediyor. İstanbul’da 6 milyon konut ve 1,5 milyon ticari alandan oluşan toplam 7,5 milyon bağımsız bölüm var. İstanbul’da 1,5 milyon bağımsız bölüm ise risk altında. Yaklaşan deprem gerçeği karşısında ise 600 bin bağımsız bölümün acil dönüşmesi gerekiyor. Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği (AYİDER) Başkanı Hakan Şişik, kentsel dönüşüm çalışmalarının yasadaki mevzuat eksiklikleri nedeniyle sekteye uğradığı ve Yarısı Bizden kampanyalarıyla sürecin hızlandırılmaya çalışıldığını ancak yerel yönetimlerdeki personel eksikliği nedeniyle kentsel dönüşümün istenilen hızda devam edemediğini belirtti. 

Kentsel dönüşüm çalışmalarının depremden sonra yaşamı tehdit etmeye başlayan iklim krizi karşısında yeşil dönüşümü de gerçekleştirmesi gerektiğinin altını çizen Şişik, “Almanya’nın bugün elektriğini yüzde 100 temiz enerjiden sağlayan yapılara sahip. Çevre dostu yeşil binalar sayesinde su kullanımında yüzde 40-50, elektrik enerjisinde ise yüzde 100 tasarruf sağlamak mümkün. Londra’da çevreci bazı binalarda bir atık su 8 kere kullanılıyor. Biz de kentsel dönüşüm sürecinde yeşil binalar için çalışmalıyız” dedi.


“Doğru yerlerde, doğru projelerle arz-talep dengesi gözetilmeli”

Konut arzı ve kira sorununun çözümü için de kentsel dönüşümünün hızlandırılmasının gerektiğini belirten Şişik, “Doğru yerlerde, doğru projelerle arz-talep dengesi gözetilmeli. Kamuya ait yerlerde değil de dönüşüme ihtiyacı olan mevcut yapıların dönüştürülmesi gerekiyor. Bu sayede ihtiyaca dönük, daha küçük metrekarelerde 1 artı 1 alanlar çıkartılabilir. Küçük metrekarelerde konut üretilebilir. Bugünkü şartlarda kamusal bir arazide sıfırdan konut üretmenin kentsel dönüşüme bir fayda sağlayacağını düşünmüyorum. O yönde müdahil olursa kamu, piyasadaki arz-talep dengesi de düzelir” diye konuştu.


“Binalarda çevresel etki, zorunlu olmalı”

Şişik, “Yatırım seviyesi minimum 10 bin dolar ile maksimum 500 bin dolara kadar olan bir makasta binaya yapılacak çevresel faktörlerle, gri su atıkları, enerji panelleri, yağmur sularının toplanması sağlanabilir. Vatandaşa da bu yatırımın 2 yıl sonra geri dönüşünün sağlanacağını anlatmalıyız. Bugün su kıtlığını konuşuyoruz. Onun yerine ‘Su kullanımını nasıl azaltırız?’ konusunu konuşmalıyız. Çünkü bir diş fırçalamada, el yıkamada akıp giden su tüketimi çok ciddi. O nedenle binalarda çevresel etki, zorunlu olmalı. En azından 5 binlik planlarda işlenmeli, zorunlu hale getirilmeli” ifadelerini kullandı. 

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM