Kuraklığa dayanıklı bir bahçe oluşturmak, her zaman kolay olmuyor. Lavanta, kekik, adaçayı, sarı çalba, biberiye gibi yaprak rengi mavi-griye çalan bitkileri bu bahçelerde fütursuzca kullanabilirsiniz. Bu bitkiler gibi, İstanbul civarında lavantin adı ile satılan (belki tüm Türkiye’de aynı adla satılıyordur), susuzluğa ve organik maddeden fakir, kumlu topraklara son derece dayanıklı, gri yapraklı tuhaf bir bitki daha var.
Lütfen lavantini es geçmeyelim. Bir elinizle bitkinin alt tarafından tutup hafifçe kendinize doğru çektiğinizde, elinize ikincil yan ürünler, uçucu yağlar, öyle bir bulaşıyor ki, kokusu elinizi burnunuza götürdüğünüz zaman yüzünüze buhurdanlıktan çıkan tütsü gibi bulaşıyor ve insan ister istemez keyifleniyor. Lavantin, Orta ve Batı Akdeniz havzasının endemik bitkisi olmasına rağmen, Akdenizin doğusunda da görebiliyorsunuz. Zaten şu anda hava sıcaklığı -30 derecenin altına düşmeyen, dünyanın her köşesinde bulabileceğiniz bir bitki. Bunun en büyük nedeni de, susuz bölgelerde yaşamasına rağmen şeklini şemalini pek bozmaması.
Bitkinin adı, doğrusunu isterseniz insanın biraz kafasını karıştırmıyor değil. Bilgisayarda “Lavantin” yazarak Anglo-Sakson botanik dünyasına bakacak olursanız, karşınıza Hollanda lavantası (Lavandula x intermedia) çıkıyor. Oysa bilgisayarınıza “Santolina” ya da “Santoline” diye yazdığınızda doğru yere geliyorsunuz. Amerikalılar, bu bitkiye lavanta pamuğu adını takmışlar.
Papatya ailesinin bir ferdi olan lavantin, ya da “Santolina” sahip olduğu uçucu yağlar sayesinde tavşanları kaçırıyor. Boy olarak baktığınızda 60 cm. kadar uzamasına rağmen, “Santolina”, yere uzanmaya eğilimli olduğu için 3-4 senede bir 15 cm.’den kesmenizi öneriyoruz. Yoksa eni de 90 cm.’ye kadar genişleyebiliyor. Yıllarca önce Normandiya’da ziyaret ettiğimiz “Jardin des Agapanthes” adlı bahçede, kumlu bir bölüm vardı. Söz konusu bölümde, lavantinler yani santolinler, her ilkbahar küre şekilde budandıklarından, hem odunlaşmamış, gür ve canlı yeşile sahiptiler, hem de yekpare bir küre gibi duruyorlardı. Buna karşılık, sık budandıklarında, sarı çiçeklerini açamıyorlar.
Lavantin ya da santolin bitkisinin içinde, önemli miktarda uçucu yağların olduğundan bahsetmiştik. Bunların içinde, en önemlisi terpenler olup bunlar kedi ve köpeklerde zehirlenmeye neden olabiliyor. Yalnız, biz uzun hem de çok uzun zamandır bu bitkiyi yetiştiriyoruz; daha önce bunları yiyen bir hayvan görmedik. İnsanlar yiyebilir mi diye sorarsanız? Damak zevkini geliştirmiş insanlar, tadını mercanköşke benzetiyorlar. Baharlı bitki kokuları, bizi her zaman tartışmalı mecralara sürüklüyor. Konuyla ilgili fazla iddialı konuşmayacağız, ama çorbada, güveçde kullanılabilecek bir ot olduğunu unutmayalım. Baharı, tadı çok baskın olduğundan, gerideki hafif tatları beraberinde ıskalayabileceğinizi unutmayın.
Lavantin ya da sontolin bitkisini çoğaltmak istiyorsanız, tohumdan ya da çelikten yapabilirsiniz. Geçen hafta, lavanta bitkisinin çoğaltılmasında yazdığımız gibi, bu sefer 7-8 cm. uzunluktaki çeliklerin en üstünde yaprak bırakacak şekilde, alt yapraklarını kesin atın, alt ucunu tarçına buladıktan sonra, yarı yarıya kum toprak karışımına dikerek, rüzgarsız, aydınlık, doğrudan güneş almayan bir yere koyun. 2 ya da 3 ay toprağını kurutmayacak biçimde, gerekirse her gün sulayın. Filizlenme başlayınca ise saksıya koyun.
Yukarıdaki işlemleri, lavantini (Santolina) çelikle çoğaltabilmek için ilkbahar aylarında yapmanızı tavsiye ediyoruz. Sonbaharda yaptığınız zaman, çeliğin tutma olasılığı daha az oluyor. Bunun yanında aynı lavanta bitkisinde olduğu gibi budamalarda yeşil kalmış yaprak boğumlarının üzerinden yapmanızı öğütlüyoruz. Tersi durumda, odunlaşmış bölgelerden yeşerme olasılığı imkansıza yakın oluyor. Son olarak da şunu söyleyelim, Santolina chamaecyparissus bu türün en çok bulunan ferdi olup, beyaza çalan renkte çiçeklilerden, papatyaya benzeyenlere kadar değişik çeşitleri de bulunmaktadır.
Bu hafta internette göreceğiniz santolina bitkisini, kurumuş çiçekleriyle, Kırım Savaşı sırasında İstanbul’da kurulan tarihi La Paix Hastanesi bahçesinde çektik. Yoksa Mehmet Tuncel kardeşimiz, ilgi çekici görüntüleri Güney Amerika’nın ilkbahara hazırlandığı bu günlerde, kah dağlarda tepelerde, 6075 metre rakımlarda, kah çarşıda pazarda dolaşarak fotoğraflamış. Çektiği patates pazarı fotoğrafının panoramik olduğu için tamamını yayımlayamadık ama, ufacık bir pazardaki çeşitliliğe bakar mısınız? Kendisi, fotoğrafın 2400 metre rakımda Arequipa Pazarında çekildiğini söyledi.
İkinci fotoğrafı Machu Picchu’da çekmiş. Mehmet kardeşimiz her ne kadar Aechmea (büyük olasılıkla blanchetiana) fotoğrafı çekmişse de, bitkinin hemen altında ender bulunan bir orkide var: Epidendrum lanoides. Adını, altında yazılı olduğu tabelayı büyüterek bulduk. Sağında, solunda ise solmuş melek borazanı çiçekleri (Brugmensia spp) ile görülüyor.
Keyifli Bahçeler…