İTB’nin eylül ayı olağan meclis toplantısına sekiz kadın ilçe başkanları yer aldı
İzmir Ticaret Borsası (İTB) eylül ayı olağan meclis toplantısı İzQ İnovasyon Merkezi’nde, Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer yönetiminde gerçekleştirildi. Toplantıya, İzmir’in kadın belediye başkanları; Karabağlar Belediye Başkanı Helil İnay Kınay, Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, Karşıyaka Belediye Başkanı Yıldız Ünsal, Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, Foça Belediye Başkanı Saniye Bora Fıçı, Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan, Kınık Belediye Başkanı Sema Bodur ve Çeşme Belediye Başkanı Lâl Denizli katıldı. Toplantıda konuşan kadın belediye başkanları, İzmir’de 8 kadın belediye başkanının beş sene sonra sahip oldukları sorumluluk duygusuyla çok daha güzel ilçeler bırakacaklarını vurguladı.
Mutlu: En önemli sorun ‘kentsel dönüşüm’
Birinci önceliklerinin kentsel dönüşüm olduğunu söyleyen Mutlu, “Adaletin, hukukun, demokrasinin olmadığı yerde iyi belediyecilik olmaz. Doğruyu iyi bir planlamayı ranttan yana değil kamudan yana planlamayı parsel bazında imar değişikliğini değil kamucu bir bakış açısı ile toplumun refahını yükseltecek ekonomik sosyal dönüşümü sağlayacak bir kentsel dönüşümü gösterme yeri. Başarılı olacağımıza inanıyorum. İzmir’deki tüm kaçak yapılaşmalar, gecekondular dönüşmeden bu kente bir umut veremeyeceğiz. Bu yüzden kentsel dönüşüm birinci gündemimiz, en önemli sorunumuz. Afet riskleri açısından yapmak zorundayız. Barınma hakkı anayasal hak olduğu için yapmak zorundayız. Herkes güvendiği konutlarda yaşamalı” dedi.
Adil kent, eşit yurttaşlığın önemine değinen Mutlu, “Yola çıktığımızda mottom, adil kent, eşit yurttaşlıktı. Konak en zengin ve en yoksulun en eğitimli ile en eğitimsizin bir arada yaşadığı bir yer. Tüm vatandaşın kendini eşit hissettiği bir konak için yola çıktık. Bunu olabildiğince başarmaya çalışıyoruz. Hep birlikte nasıl yaşanır, üzerine bir çalışma yapmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Kınay: Karabağlar’ın genç işsizliği çok fazla
Dış politikadaki tutarsızlığın, güç savaşlarının, tüm süreçlerin ülkenin her alanında olduğunu vurgulayan Kınay, “Bir belediye başkanı olarak aslında son 20 yılın getirdiği süreçlerde tarımının ormanlarının korunması gereken alanlarının yüzde 50’sinden fazlasını tahrip edildi. Son 25 yılda, köylerini, işgücünü ve üretimini kaybetmiş, büyükşehir yasasıyla beraber nüfusunun neredeyse yüzde 100’ü artık kentlerde yaşayan, bu anlamda kentlerde yaşayan nüfusla beraber dış politikadaki istikrarsızlıkla beraber dışa bağlılığın getirdiği ekonomik şiddeti birebir yaşayan, şiddetle beraber kentlerin içine sıkışmış olan yoksulluğu yaşayan bir ilçeyiz” dedi.
Karabağlar’ın küçük bir Türkiye gibi olduğunu dile getiren Kınay, “Karabağlar küçük bir Türkiye. Türkiye’deki problemleri ekonomideki işgücündeki tarımdaki yaşadığımız sorunların hepsinin İzmir’deki en çok payını alan yer Karabağlar. Yine güç kavgaları içinde kaybedilen bir savaşla iktidar olabilmek için Konak’tan daha büyük bir ilçe olarak bölünmüş, sosyal demokrat bir belediyecilik anlayışıyla çalışıyoruz. Yaşlı yoksulluğu, genç işsizliği çok fazla, okuma yazma bilmeyen oranı Türkiye’nin üstünde olan, engelli nüfusu Türkiye ortalamasının üstünde olan bir ilçeyiz. Toplumsal yaraların eşitsizliğin en çok yaşandığı kadınların en çok darbe aldığı işsizliğin en fazla olduğu kayıt dışı mülteci sayısının çok fazla olduğu bir ilçedeyiz. Belediyecilik hizmetlerini vermek noktasında, biz tüm karanlık tablosunun içinde kendi kurtuluş mücadelesini yürüteceğiz” diye konuştu.
Ünsal: Finansal zorluk var
Mecliste yaptığı konuşmada Ünsal, “Bizler Türkiye gibiyiz. İçerisinde bulunduğumuz sorunlardan yerel yönetimlerde çok etkileniyor. Ama her şeye rağmen kadının sorumluluk duygusuyla yolumuza devam ediyoruz. Türkiye’deki tüm belediyelerde korkunç bir finansal zorluk var. Ama biz kadınlar bunlara çare bulacağız” dedi. Yamanlar Domates Şenliği yaptıklarını hatırlayan Ünsal, Yamanlar Domatesine coğrafi işaret alacaklarının müjdesini de verdi. Karşıyaka ve Bayraklı’yı etkileyen yangın felaketini hatırlatan Ünsal, “Bu kış bizi tehlike bekliyor. Kışın bizi sel tehlikesi bekliyor. Herkes ne yapacağını biliyor gibi duruyor ama tedbir alıyorlar mı bilmiyorum. Sel için yardım istiyoruz. Bu olmadan buna tedbir istiyoruz” ifadelerine yer verdi.
Fıçı: Susuz tarıma yönelmemiz gerekiyor
Fıçı yaptığı konuşmada, 151 yıllık belediye geçmişi olan Foça’da ilk kadın başkan olmanın gururunu yaşadığını dile getirdi. Foça’nın tarım, hayvancılık ve minimal düzeyde turizm ile geçindiğini belirten Fıçı, “Turizm gelişmekte olan ve yatırım gereken potansiyele sahip. Balıkçılık orta düzeyde ama en önemlisi hayvancılık sektörü” diye konuştu. Foça ve Menemen Ovası’nın çok verimli topraklara sahip olduğunu ve yakın geçmişte yıl içerisinde üç mahsul alındığını söyleyen Fıçı, “Bugün ise 1’inci sınıf tarım arazileri inşaat alanına çevriliyor ve hobi bahçeleri boyut değiştirerek kooperatifleşme ortaklık payı vermek suretiyle yapılıyor. Kooperatifleşmenin, birinci sınıf tarım arazinin bölünmesinin önüne geçilecek uygulamaların başlaması çok önemli bir şey çünkü böyle giderse yakın süreçte tarım yapılabilecek alan kalmayacak. Biz kuraklığı ülke olarak çok ciddi boyutlarda yaşıyoruz. Vahşi sulamanın önüne geçerek, susuz tarıma da yönelmemiz gerekiyor” sözlerine yer verdi.
Sengel: Kompozisyon yaratmak zorundayız
İzmir’de bir kompozisyon yaratılması gerektiğinin altını çizen Sengel, “Efes Efes’i, Aydın’da zannediyorlar sahip çıkmıyoruz. Değerlerimiz var. Bir kompozisyon yaratmamız gerektiğini düşünüyorum. İzmir için, ilçe belediyelerimiz için. Biz belediye başkanlarımızla beraber bunu yapmaya çalışıyoruz. Geçen dönemde bunun için çabaladık. Ama bence bir lobi oluşturup, kompozisyon yaratmak zorundayız” diye konuştu. Sengel, hobi bahçelerini engellemeyi, kentin değişmesi, dönüşmesi ve planlanması için ayrıca temiz çevre ve tanıtım için birlikte hareket edilmesi gerektiğini vurguladı.