Cumartesi, Ekim 19, 2024

Şekillenmeler

İnanç, uzun dönemler boyunca insanoğlunu hem bireysel hem de toplumsal alanda etkileyebilmiş sosyolojik ve tarihi en kapsamlı hadisedir.

Böyle olmasının ardında insanlık tarihi sürecinde dini kronolojinin temelde birbirine eklemlenerek ilerlemesi, ancak kitlelere mal olurken sosyal ve siyasi münasebetler ile alabildiğine çeşitlenen kurumsallığıdır.

Miladi takvim öncesinden gelen sonrasında devam eden semavi dinlerin toplumları etkileyen varlığı günümüzde süregelen etkin ve önemli bir fenomendir.

Eski çağların inanç esasları; tabiatın bağrındaki insan tecrübelerinden şekillenen dolaysız ülküler iken, tek tanrılı dinler; beşeri ilişkiler ve duygu, düşünce kalıplarının şekillendirdiği dolaylı idealler biçiminde tezahür etmiştir.

İlaveten Hristiyanlık insan’a; ahlaki umde ve akideleri, Yahudilik ve İslam’ın ilaveten dünyadaki yaşam biçimi ve nizamına kılavuzluğu önemlidir. Bir başka deyiş ile Hristiyanlıkta ruhani ahlak ve Roma Hukuku ile Yahudilik ve İslamdaki tahkiki iman- amel ve şeriat karması çaprazlığıdır.

İnsanlık tarihindeki kültürel, siyasi, sosyal, münasebetlerde Yahudilik, Hristiyanlık, Müslümanlığın farklı zamanlarda da olsa ortaya çıkış mahalleri çok yakın ve iktisadi nitelikleri de haizdir.

Bilahare Haçlı Seferleri, Viyana Kuşatması, Amerika’nın Keşfi, Fransız İhtilali, Rönesans, 1.ve 2. Dünya Savaşları, Soğuk Savaş, Terörizm vb. coğrafi düzenlemelere bağlı bir nevi taktik gelişmelerdir.

İkinci Dünya Savaşı’nın evveliyatındaki sahnede iki, üç eski kıtadaki bütün geri çekilişlerin veya ileri çıkışların sonrasında ve ötesinde Pasifik, Güneydoğu Asya, Uzakdoğu’yu “havuz”un içine alacak şekilde biçimlendirilmesi stratejisini işaret eder.

Günümüzde Dünya’daki gelişmelere bakıldığında görünen; pek çok alandaki ihtilaflar ve bunlara bağlı krizler, harpler vb neticelerinin ekserisinin semavi dinlerin coğrafi bölgelerinde neşvünema bulduğunun da gerçeğidir.

Toplumsal kültürün korunmasında vazgeçilmez özellik olan kimlik faktörü; bayrak, sınıf, ideoloji, kapital vb. unsurları ihmal etmeksizin, mümkün olduğunca gerilere giden tarihi bilgiye malik olmanın etiketidir.

Tarihte; kimlik ile din münasebetlerinin toplumsal kültür açısından çakıştığını ileri sürmek güçtür. Statüko bunu görerek kendisinin herhangi biçimde sürdürülebilirliğinin hatta tahkiminin gereğini yapar. Nirengi noktası ise, o çakışmazlığa, çevresel ve jeopolitik güç faktörlerini teğellemekten ibarettir.

Demir Uzun

Diğer Yazarlar