İTB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bülent Uçak: Tarım ve gıdayı stratejik bir sektör olarak tanımlıyorsak, üreticiyi tatmin edecek gelir seviyesinin oluşmasını sağlamalıyız
İzmir Ticaret Borsası (İTB) ekim ayı olağan meclis toplantısı İTB Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer idaresinde İzmir Ticaret Odası (İZTO) Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan İTB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bülent Uçak, üreticilerin birçoğunun fiyatlardan, dolayısıyla kazançlarından memnun olmadığını söyledi. Pamuk fiyatlarının da üreticiyi memnun etmediğini belirten Uçak, “Geçtiğimiz sezona ortalama 18,7 TL’den başlayan çiğitli pamuk fiyatları bu sezona ortalama 23,5 TL’den başladı. Artış oranı yüzde 25 olmakla birlikte son iki yıldır fiyatların üretim maliyetinin altında kalması ve enflasyon oranları göz önüne alındığında, üreticimizin pamuk üretiminde vazgeçebileceği endişesini beraberinde getiriyor” diye konuştu. Uçak, “Tarım ve gıdayı stratejik bir sektör olarak tanımlıyorsak, üreticiyi tatmin edecek gelir seviyesinin oluşmasını da sağlamalıyız” dedi.
“İklim değişikliğinin etkilerini tarımda çok net hissettik”
Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2024 yılı bitkisel üretim ikinci tahminlerini geçtiğimiz günlerde yayınladığını söyleyen Uçak, “Buna göre, yem bitkileri hariç tarla ürünleri olan tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerin üretiminin 2023 yılına göre yüzde 5,2 azalacağı; sebzelerde yüzde 6, meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde yüzde 3,5 oranında artış olacağı tahmin edildi. Son 5-10 yılda olduğu gibi, bu yılda iklim değişikliğinin etkilerini tarımda çok net hissettik. Birçok bölgemizdeki yetersiz yağışlar veya don ve dolu gibi hava olayları verim ve kaliteyi olumsuz etkiledi. Örnek vermek gerekirse tahıl üretimi kuraklıktan çok etkilendi. Zeytin üretiminde rekor bir yıl yaşasak da yetersiz yağışların sofralığa ayrılacak zeytin miktarını düşürdüğünü söyleyebiliriz. Bölgemizin önemli ürünlerinden çekirdeksiz üzümde son iki yıldır uzun yıllar ortalamasının çok altında bir üretimle karşı karşıyayız. Bu durumda iklim şartlarının önemli etkisi olduğunu biliyoruz” dedi.
“Teknolojiyi etkin bir şekilde kullanmalıyız”
Kuraklığın etkisinin pamukta da hissedildiğine değinen Uçak, “Borsamız koordinasyonunda gerçekleştirilen Ege Bölgesi 2024 yılı pamuk rekolte tahmin çalışmasının sonuçlarını geçtiğimiz günlerde açıkladık. Buna göre, pamuk ekim alanlarının yüzde 10 artarak 115 bin hektar, ortalama kütlü verimin yüzde 5 düşüşle dekara 420 kilogram, kütlü üretimin ise yüzde 5 artışla 484 bin ton olmasını tahmin ediyoruz. Çırçır randımanının yüzde 39 olacağı öngörüsü ile de mahlıç pamuk üretiminin geçen yılın biraz üzerinde gerçekleşerek 188 bin ton olmasını öngörüyoruz. Özellikle üretimin yoğun yapıldığı Söke ilçesinde sulama imkanlarının yetersizliği nedeniyle, Aydın genelindeki verim düşüklüğü diğer illere göre daha yüksek oldu. İklim değişikliği küresel bir sorun ve ülke olarak sadece bizim üstesinden gelebileceğimiz bir durum değil. Bu nedenle, iklim değişikliği ile mücadele yanında olumsuz etkilerini azaltmaya yönelik çalışmalar yaparak uyum sağlamaya çalışmak da bir o kadar önemli. Kıt su kaynaklarının daha verimli kullanılması, toprak kalitesini artırıcı onarıcı tarım faaliyetleri, susuzluğa ve sıcaklığa dayanıklı çeşitlerin geliştirilmesi ve belki de en önemlisi israfının önlenmesi, iklim değişikliğine uyumda öne çıkan tarımsal önlemler. Bunları yaparken de teknolojiyi etkin bir şekilde kullanmamız gerekiyor” ifadelerinde bulundu.
“Üreticilerimizin birçoğu kazançlarından memnun değil”
Tarımsal üretimde olduğu kadar, ürün piyasalarında da önemli sorunlarla karşı karşıya olduklarını belirten Uçak, “Üreticilerimizin birçoğu fiyatlardan, dolayısıyla kazançlarından memnun değil. Bölgemizin önemli ürünlerinden olan sanayi tipi domatesin geçen sezonki ortalama kilogram fiyatı 2,9 TL iken, bu sezon çok küçük bir artışla 3 TL olarak gerçekleşti. Geçtiğimiz yıl ekim ayında ortalama 12,1 TL olan sütün kilosu bu yıl sadece yüzde 16 artış ile ortalama 14,3 olarak işlem görüyor. 2023 yılı temmuz ayında borsamızda ortalama 8,2 TL olan TMO’nun müstahsilden buğday alım fiyatı bu yıl aynı ayda sadece yüzde 8 artış ile ortalama 8,8 TL olarak gerçekleşti. Fiyatlardaki memnuniyetsizliğinin temel sebebi üretim maliyetlerinin yüksek olması, hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısı. Eylül ayı itibariyle Tüketici Fiyat Endeksinin yıllık yüzde 50, tarımsal girdi fiyat endeksinin ise temmuz ayında yıllık yüzde 42 olduğunu düşündüğümüzde üreticimize hak vermemek elde değil” diye konuştu.
“Desteklemeler büyük önem taşıyor”
Ekilmeyen tarım arazilerimizin artması, köylerin boşalması, ortalama çiftçi yaşının yükselmesi, gençlerin bu sektörde gelecek görmemesinin tarımdaki kazançların istikrarsız olmasından kaynaklandığını vurgulayan Uçak, “Tarım ve gıdayı stratejik bir sektör olarak tanımlıyorsak, üreticiyi tatmin edecek gelir seviyesinin oluşmasını da sağlamalıyız. Ekonomide sıkıntılı bir dönemden geçtiğimizin, kaynaklarımızın yetersiz olduğunun farkındayız ama gıda güvencesini temin etmek için çiftçimize pozitif ayırımcılık yapmak durumundayız. Bu anlamda desteklemeler büyük öneme sahip. 2024 yılı için Merkezi Yönetim Bütçesinden tarımsal desteklemeler için yaklaşık 91 milyar TL pay ayrılmıştı. Mecliste görüşmelerine başlanan 2025 yılı bütçesinde ise desteklemeler için yüzde 48’lik artışla 135 milyar TL ayrıldığını görüyoruz. 2025 yılı sonu itibariyle hedeflenen enflasyon oranının Orta Vadeli Programa göre, yüzde 17,5, piyasa beklenti anketlerine göre yüzde 25-30 aralığında olduğunu düşünürsek destekleme bütçesinde önemli bir artış öngörüldüğünü söyleyebiliriz. Ancak toplam bütçe kadar ürünler bazında verilecek destek, hatta bu desteğin ödeme zamanı da çok önemli” dedi.