ENG-KAD, ve UN Women, engelli kadınların hak ve ihtiyaçlarına dair yeni araştırma yayımladı
Engelli Kadın Derneği (ENG-KAD), Türkiye’deki engelli kadınların yaşam koşullarını, ihtiyaçlarını ve önceliklerini ele alan ‘Türkiye’de Engelli Kadınların Durumu, İhtiyaçları ve Öncelikleri: Hak Temelli Bir Araştırma’ başlıklı raporunu yayımladı. UN Women ile birlikte Avrupa Birliği’nin finansal desteğiyle hayata geçirilen rapor, engelli kadınların toplumsal hayata ve temel haklara erişimlerinde toplumsal cinsiyet ve engellilik gibi kesişen eşitsizlikleri ve bunun yarattığı zorlukları görünür kılmayı amaçlıyor. Araştırma bu alandaki veri eksikliğini gidermeyi amaçlıyor.
Engelli kadınların deneyimlerini ve bilgisini temel alan araştırma katılımcı bir yöntemle tasarlandı. Eylül-Kasım 2023 arasında yürütülen saha çalışması ile 991 engelli kadına ulaşıldı. Sonuçlar, eğitim, istihdam, sağlık, toplumsal katılım ve şiddet gibi alanlarda engelli kadınların karşılaştığı zorlukları ortaya koyuyor. Rapor, bu zorluklara dair kanıt temelli politika önerileri sunarak bu hususta alınacak tedbirlerle engelli kadınların haklara ve hizmetlere erişimini artırmayı hedefliyor. Açıklanan raporda, her 10 engelli kadından 4’ü şiddete maruz kaldığı belirtildi.
Engelli kadınlarının %23’ü sosyoekonomik şiddete maruz kalıyor
Raporda öne çıkan engelli kadınların karşılaştığı eşitsizlikler şu şekilde yer verildi: Şiddete maruz kalmış engelli kadınların yüzde 89,5’i duygusal/psikolojik şiddete, yüzde 23’ü sosyoekonomik şiddete, yüzde13,5’i cinsel şiddete/zararlı uygulamalara ve yüzde 4,7’si fiziksel şiddete maruz kaldıklarını beyan ediyor. Engelli kadınların işgücüne katılımları ve istihdamda yer almalarının önündeki engeller çok. Örneğin, her iki engelli kadından biri, engeline uygun bir işe yönlendirilmediğini belirtiyor; kadınların yüzde 34,4’ü ise eğitimlerine uygun işe yönlendirilmediklerini belirtiyor. Engelli kadınlar, ailelerinin maddi olanaklarının yetersizliği, fiziksel olarak okula erişimdeki engeller ve ailelerinin eğitime devam etmelerine izin vermemeleri gibi nedenlerle eğitim hayatlarına devam etmekte zorlandıklarını ifade ediyor. Araştırmaya katılan kadınların yarıya yakını sağlık hizmetlerine fiziksel erişimde zorluk yaşadığını ifade ediyor. Engelli kadınların yüzde69’u halkın kullanımına açık bina ve alanlara erişimde güçlük yaşıyor. Her 10 engelli kadından 4’ü, toplumun beklentileri ve önyargıları nedeniyle çocuk doğurmak ve yetiştirmekle ilgili endişe duyarken, yine her 10 kadından 4’ü başkalarının düşünceleri nedeniyle yeni şeyler öğrenmekten çekiniyor.
“Engelli kadınlar hizmet ve politikaların dışına itiliyor”
Engelli Kadın Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Elif Emir Öksüz, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Engelli Kadın Derneği olarak en temel amacımız engelli kadınların engellilik ve toplumsal cinsiyet kesişiminde yaşadıkları ayrımcılık ve kötü muameleleri görünür kılmak ve çözümler aramaktır. Engelli kadınların yaşadıkları sorunları ortaya koyan verilerin olmaması sorunların tespiti ve uygun politikaların geliştirilmesi yönünde ciddi bir engeldir. Bu nedenle araştırmamız alandaki çok büyük bir boşluğu doldurmaktadır. Ancak elbette bu sadece bir ilk adım olarak değerlendirilmeli. Daha kapsamlı ve temsil niteliği daha yüksek araştırmalarla engelli kadınların sorunlarına ışık tutulmalı ve problemlerin çözümü için ciddi adımlar atılmalı. Engelli kadınlar hayatın her alanında yer almaktadır. Bu nedenle kadın ile ilgili her türlü araştırmada kişilerin engel durumları da dikkate alınmalıdır. Aksi halde örneğin engelli kadınların şiddete uğramayacağını düşünen uzmanlar, engelli kadınları şiddet araştırmalarından ve şiddetle mücadele politikalarından dışlamakta veya benzer biçimde engelli kadınların anne olamayacağını öngören uzmanlar annelik ile ilgili araştırmalara ve politikalara engelli kadınları dahil etmemektedir. Sonuç olarak engelli kadınlar dolaylı bir biçimde günlük yaşamın, toplumsal alanların, hizmet ve politikaların dışına itilmektedir.”
“Çalışma, alandaki veri eksikliğini gidermeye yönelik önemli bir adım”
UN Women Proje Yöneticisi Ebru Ağduk, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu’nun 30’uncu yıldönümü yaklaşırken, bu dönüm noktasını, engelli kadınların haklarının savunulması ve güçlenmelerinin önündeki engellerin kaldırılması için bir fırsat olarak değerlendiriyoruz. UN Women olarak, engelli kapsayıcı ve toplumsal cinsiyet eşitliği perspektiflerinin yaygınlaştırılması, bu yaklaşımların benimsenmesi ve engelli kadınların seslerinin duyulması için ilgili paydaşlarla iş birliğini güçlendirerek çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Engelli Kadın Derneği ile gerçekleştirdiğimiz bu çalışma, alandaki veri eksikliğini gidermeye yönelik önemli bir adım. Bu öncü araştırma, engelli kadınların haklara ve kamu hizmetlerine erişimiyle ilgili kapsamlı veriler sağlayarak hem gelecekte kamu politikalarının bu veriler üzerine inşa edilmesine olanak tanıyor hem de sivil toplumun savunuculuk faaliyetleri için sağlam bir temel sunuyor. Daha eşit ve kapsayıcı bir dünya inşa etmek için engelli kadınların deneyimlerini ve taleplerini görünür kılmaya kararlıyız.”
“Hayati bir adım”
Depremlerin ardından engelli kadınların karşı karşıya kaldığı zorluklara da dikkat çeken Ağduk, şunları söyledi: “Deprem sonrasında engelli kadınların ihtiyaçlarının tespit edilmesine ve bu alanda veri toplanmasına ihtiyaç var. Deprem sonrası yapılacak tüm müdahale ve politikalarda, bu verilerin rehberliğinde hareket edilmesi gerekiyor. Bu, hem engelli bireylerin hem de bakım emeği artan kadınların haklarını ve ihtiyaçlarını gözetmek için hayati bir adım olacak” dedi.