Emperyalizme karşı tedbir almayıp, tarikatlardan kurtulmayan toplumlar, içten yozlaşarak parçalanmaya mahkûmdurlar
Bir önceki yazıdan devam…
Bu sıkıntıyı öncelikle, halkımızın göz bebeği olan, Türk Silahlı Kuvvetleri ile entelektüel birikimli kesimin derinden yaşadığını, burada tarihe not düşmek isterim. Bu krizi, yaratılan kargaşa içindeki ayaklanmayı, bütün ülkenin yaşadığı hemen herkesin malumudur. Ancak, sadece 8 yıl önce gerçekleşen olaylarda, iktidarda bulunan AKP ve onun bebe ortağı MHP tarafından, hazırlık döneminde, sonsuz desteklendiğinin, açıklanan ifadelerden anlaşıldığı üzere, payı olduğunu unutmamak, tekrar hatırlamak gereklidir. İktidar partisi, günümüzde olduğu gibi, devamlı surette, kamuoyu tarafından konuşulan gündemi değiştirerek, ülkede, ekonomi, hayat pahalılığı, alım gücü yetersizliği, sağlık politikaları, yüksek enflasyon, asgari ücret, ortalama ücret, emekli maaşları benzeri, ana sorunların tartışılmasını, ustalıkla önlemektedir. İşte bu nedenle, Diyanet İşleri Başkanlığına ayrılan büyük montanlı bütçeyi, “Türkiye varlık fonu“ gibi hiçbir kontrole tabi olmayan benzer kuruluşların, niteliksiz ve hesapsız harcamalarını, tarikatların eylemleri ile faaliyetlerini, bu sayede, halkın gözünden kaçırabilmektedir. Burada belirttiğim “Türkiye varlık fonu“ tek örnek değildir; Sayıştay denetiminden özellikle bu iktidar tarafından çıkarılmış, sayısız kuruluşun denetimleri ise TBMM tarafından bile maalesef yapılamamaktadır.
Devlet Bürokrasisinde tarikatın ayak izleri
Türkiye Cumhuriyetinde, bürokrasideki, tarikatın ilk ayak sesleri Sakarya valiliğine atanan İlhan Balkanlıoğlu ile başlamıştır. İlhan Balkanlıoğlu’nun valilik makamına oturma seremonisi kamuoyunda ve medyada çok yankı uyandırıp ses getirmiştir. Anayasaya, tüm yasalara ve laiklik ilkesine tamamen aykırı bir biçimde, tekbirler eşliğinde makam odasına çıkan Balkanlıoğlu’nun, Nakşibendi tarikatının “İsmail Ağa Cemaati“ mensubu olduğu ve bu cemaat mensupları eşliğinde koltuğuna oturduğu bilinmektedir. İsmail Ağa cemaatiyle yakın ilişkide olan bürokratların yükselmesinin son örneği olan Balkanlıoğlu’nun sanki “cihada gider gibi“ tekbirlerle karşılanması hangi devlet protokolüne sığmaktadır. Bu tekbirlerle valilik binasının inlediği ve cemaatçilerin bina etrafında toplandığı, bana orada bulunmuş olan bir restoran sahibi Şeref bey tarafından anlatılmıştır.
Valinin makamına oturduktan sonra, “iyi püskürttünüz, aranızda gazi olan var mı“ diye sormasının ise, 15 Temmuz FETÖ ayaklanması ile olduğunu bilmem söylemeye gerek var mı? Ülkede gelinen nokta odur ki, artık tarikatlar vali atayabiliyordu. AKP iktidarının bu başarısı tarikatlar tarafından kutlandığını da yakından biliyorum. Unutmamak gerekir ki, uzun zamandır medya organlarında, Türkiye’de faaliyetlerine devam eden, farklı ideoloji, düşünce ve görüşlerdeki, tarikatların hükümeti meydana getiren, bakanlıklarda etkin oldukları iddia edilmekte ve bununla ilgili birçok değerlendirmeler ise, şahıslar bazında bile, gündeme getirilmektedir.
Bu kapsamdaki iddialara bakılacak olursa, ülkede hemen herkesin, hayat haklarının teminatı olması gereken, Sağlık Bakanlığında “Menzil Tarikatı “ ile iltisaklı, bağlantılı, hatta orada yetişmiş kişiler vasıtasıyla, etkin olduğu, öncelikle dillendirilmektedir. Bunun yanı sıra, ülkenin geleceği olan çocuklarımız ile gençlerimizin teminatı, Milli Eğitim Bakanlığında “Işıkçılar “ cemaatinin, yalnız başına tüm atamalarda, yer değiştirmelerde, becayiş yapımlarında, söz sahibi oldukları ileri sürülmektedir. Diğer taraftan, halkımızın emniyet ve can güvenliğini emanet ettiğimiz, Emniyet Genel Müdürlüğü polis teşkilatında ise, “Hak Yol“ cemaatinin ve onun hiyerarşik bağlı olduğu İçişleri Bakanlığında ise “Nakşibendi Tarikatının“ tamamen yerleşip egemen olduğu, iddiaların başını çekmektedir.
Günümüzde yapılan birçok ankette, sorulan soruların başında yer alan, “ülkede adaletin olduğuna inanıyor musunuz“, mealindeki konulara, cevap verenlerin % 78.3 oranında toplum kesimin “hayır“ demesinin ne kadar anlamlı olduğu unutulmamalıdır ki, işte adaletin en büyük paydaşı olan “yargı sisteminde” ise, “Menzil, Hak yol ve Süleymancılar“ cemaatlerinin, beraberce bulunması ortaya atılmaktadır. Hükümet içinde bütün bu bakanlıkların yanı sıra, önemli bir ihale ve dolayısıyla gelir kaynaklarını teşkil eden, kalkınmanın temeline harç koyan Bayındırlık Bakanlığında ise, “İskender Paşa tarikatının“ etkili olarak yer almakta olduğu, bütün bu hastalıklı, yasa dışı yapılara, finansman teminine imkân tanıdığı iddiaları ağırlık taşımaktadır. Tüm bunların yanı sıra, halkımızın göz bebeği olan Türk silahlı kuvvetlerine “Süleymancılar tarikatının“ özellikle, FETÖ örgütü modeli benzeri bir şekilde, sızdırıldığı bir başka iddianın temelini gündeme getirmektedir. Son dönemde ordu hiyerarşisi içinden çıkarılarak, Genelkurmay Başkanlığına değil İçişleri Bakanlığına bağlanan jandarma teşkilatında ise, “Menzil tarikatı“ yetkililerinin ciddi bir oranda en üst komutanına kadar ulaşabildikleri medya organlarında sıklıkla gündeme getirilmektedir.
Tüm bunların yanı sıra, İskender Paşa cemaati içinden yetişen, “Necmettin Erbakan, Turgut Özal, Yıldırım Akbulut, Recep Tayyip Erdoğan, Recai Kutan, Korkut Özal, Cevat Ayhan, Ahmet Tekdal, Akif Gülle, Hasan Hüseyin Ceylan, Temel Karamollaoğlu, Nevzat Yalçıntaş, Numan Kurtulmuş, Celal Adan, Hasan Celal Güzel, Fahrettin Koca, Ahmet Özal, Muhsin Yazıcıoğlu“ gibi kişilerin Türk siyasetinde aktif yer aldıkları unutulmamalıdır. 7 ekim 2024 tarihinde vefat eden, inşaat mühendisi, Recai Kutan 16, 20 ve 21 dönemlerinde, TBMM içinde yer almıştır. Makine mühendisi Cevat Ayhan ise refah partisinden, 19, 20 ve 21. Dönem TBMM üyesi seçilmiştir. Hukukçu olan, Ahmet Tekdal refah partisinin ilk genel başkanı olup 20. Dönem TBMM üyeliğine seçilmiş olup 2 Haziran 2020 tarihinde vefat etmiştir. Turgut Özal’ın kardeşi olan inşaat mühendisi Korkut Özal, 15, 16 ve 20. Dönem TBMM üyeliği yapmış olup 2 Kasım 2016 tarihinde vefat etmiştir. 21. Ve 22. Dönem milletvekilliği yapan iktisatçı Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, ne tesadüftür ki 15 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ silahlı terör örgütünün silahlı isyan başlattığı gün vefat etmiştir.