Pazartesi, Ocak 6, 2025

Görsel algı bozukluğu estetik cerrahisini besliyor

Estetik cerrahi talepleri, geçmişte, yaş, sosyal statü ve cinsiyet ayrımları ile daha dar bir popülâsyonda görülürken günümüzde ihtiyaç ve gereklilik durumu gözetmeksizin birçok kimse tarafından tercih ediliyor

Sosyal medya kullanımının artmasına paralel olarak artış gösteren estetik cerrahi talepleri önemli bir araştırmaya konu oldu. Geçmişte, yaş, sosyal statü ve cinsiyet ayrımları ile daha dar bir popülâsyonda görülen bu talepler, günümüzde ihtiyaç ve gereklilik durumu gözetmeksizin birçok kimse tarafından tercih ediliyor. Ameliyat süreçleri ise çoğu zaman tek bir alanla kalmayarak kombine şeklinde ilerleyebiliyor. Bu noktada yapılan araştırma sonuçlarına göre estetik cerrahi hastaları için kritik bir sonuç ortaya çıkıyor. Araştırma sonuçları, ‘Bu Bir Zihin Oyunu mu? Görsel ve Psikolojik Algılar, Estetik cerrahi hastaları ve sağlıklı bireyler arasında farklılık gösteriyor mu?’ başlığı ile dünyaca ünlü Aesthetic Plastic Surgery Dergisi’nde yayınlanan çalışma, estetik ameliyatlar öncesinde psikolojik bir taramadan geçmenin önemine vurgu yapıyor.

Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Merve Setenay Gürbüz ve Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Dr. Öğr. Üyesi Aslı Datlı’nın yaptığı araştırmaya, psikiyatrik hastalık öyküsü olmayan estetik cerrahi hastaları ile daha önce hiç estetik olmamış kişilerde kontrol grubuna dahil edildi. Katılımcılara motor beceriden bağımsız görsel algı testi 3(MVPTC-3), bedeni beğenme ölçeği (BAS), beden kalitesinin yaşam kalitesine etkisi ölçeği (BIQLI) ve yaşam doyumu (SWLS) ölçeği uygulandı. Araştırmaya katılan estetik cerrahi hastalarında ise görsel algı bozukluğu olduğu ortaya çıktı.

Dr. Öğr. Üyesi Datlı ve Psikiyatri Uzmanı Dr. Gürbüz’ün birlikte yürüttüğü çalışmada, “Kişinin aynadaki yansımasını algılama şekli yani görsel algı tanımı, estetik cerrahiyi tercih etme kararlarını etkiliyor ancak görsel algıda bozukluk olması durumunda doğru kararı verip, tatmin edici sonuçlara ulaşmayı zorlaştırıyor” sonucuna ulaşıldı. Bu çalışma ile estetik cerrahinin kişilerin daha iyi hissetmesi için ne kadar güçlü bir etkiye sahip olduğunu göstererek toplumsal standartlar, aile dinamikleri ve sosyal medya tarafından da güzellik algısının şekillendirildiğini gösterdi.


Hasta popülasyonu içinde, doğru hasta seçimi vurgusu

Ameliyat öncesi değerlendirme ölçeklerinin önemine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Datlı, “Ameliyat öncesi görsel algı değerlendirmesi yaparak hastaların beklentilerini daha iyi anlamak ve gereksiz müdahaleleri önlemek açısından bu çalışma büyük bir önem taşıyor.  Araştırmanın ortaya koyduğu tüm faktörler, estetik cerrahinin sadece fiziksel bir müdahale olmadığını, aynı zamanda psikolojik ve algısal bir süreç olduğunu gösteriyor. Ayrıca belirtmek isterim ki, estetik cerrahiye yönelik artan talebi eleştiriyor değiliz. Aksine, bu hasta popülasyonu içinde doğru hasta seçiminin önemini vurgulamak istiyoruz. Plastik cerrahi işlemlerinin, başkalarına benzemek ya da başkalarını tatmin etmek için değil; yaşla, doğumla veya emzirme gibi süreçlerle dinamiğini kaybetmiş yüz ve vücut alanlarını düzeltmek ya da doğuştan gelen bozuklukları düzeltmek amacıyla kullanıldığında hem fiziksel hem de psikolojik olarak son derece olumlu etkiler yaratabileceğini görüyoruz” dedi.


“Hastanın memnuniyetinin sağlanması önemli”

Estetik operasyon sayıları arttıkça farkında olmadan psikolojik durumun etkilendiğini dile getiren Psikiyatri Uzm. Dr. Gürbüz, araştırma sonuçlarına dair psikolojik etkenler konusunda bilgi verdi.  Psikiyatri Uzm. Dr. Gürbüz, “Bu çalışmaya başlarken sorduğumuz soru, ‘Herkesin görsel algısı aynı mı? Psikolojik etkenlerle algılarımız değiştiği için gereksiz müdahaleler talep ediyor olabilir miyiz?’ oldu. Bu uygulamaların ne kadarı ihtiyaç? Ne kadarı talep? Kişi, çoğu zaman hayatındaki memnuniyetsizliğin ve değiştirmek isteyip de değiştiremediklerinin bir yansıması olarak bu tarz operasyonları doktorundan talep edebiliyor ve sonuç bazen hayal kırıklıkları getirebiliyor. Bu nedenle hem hastayı korumak hem gereksiz operasyonların yaratacağı riskleri minimalize etmek adına bir tarama yapılabileceğini düşünebiliriz. Sonuçta bunlar masum operasyonlar değil ve hasta memnuniyetinin sağlanması ve kişinin objektife yakın bir perspektiften değerlendirilmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Çalışmada görsel algı ölçümü için birçok farklı literatür tarandı ve uygulaması pratik olan MVPT 3 isimli testi bulduk. Hiç psikiyatrik tanı almayan hastalarla çalıştık ve gerçekten bir kişi beden dismorfik bozukluk (bedenini patolojik düzeyde olduğundan farklı görenler) tanısı almasa da görsel algılarında bir sorundan ötürü mü birden fazla operasyon talep ediyor bunu bulmaya odaklandık. Sonuç olarak, hiç psikiyatrik tanı almamış, estetik cerrahi operasyon geçiren bireylerin gerçekten de görsel algılarında hiç estetik operasyon geçirmeyenlere göre sorunlar olduğunu tespit ettik. Belki de bu bizim için yineleyen operasyon talepleri olan hastalarda daha derin araştırılması gereken bir duruma işaret edebileceği konusunu ortaya koydu” diye konuştu.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM