Perşembe, Ocak 9, 2025

Toprağın altındaki 600 milyar $’lık ‘Altın’

Altın ithalatına harcanan para ile 6 Boğaz Köprüsü, 30 Şehir Hastanesi ve 150 üniversite binası yatırımı yapılabilirdi

SEDA GÖK

Türkiye’nin altın rezervlerinin, toplamda 6 bin 500-10 bin ton arasında tahmin edildiğini ve bu rezervlerin değerinin yaklaşık 397 milyar dolar ile 611 milyar dolar arasında değiştiğine dikkat çeken Altın Madencileri Derneği Başkanı Hasan Yücel, “Ancak bu devasa potansiyel, yeterince değerlendirilemiyor. Rezervimiz büyük, ama üretimimiz küçük! İyi bir planlamayla 100 ton altın üretmek mümkün” dedi.

Bir grup gazeteciye açıklama yapan Yücel, 2024 yılında Türkiye’nin altın üretiminin 32,2 tona gerilediğini söyledi. Yücel, “Bu, son beş yılda 10 tonluk bir kaybı işaret ediyor. 2020 yılında 42 tonla Cumhuriyet tarihinin rekorunu kıran üretim, sürdürülebilir bir seviyeye taşınamadı. Üretimdeki bu düşüş kabul edilemez. Dünya altın fiyatları zirvedeyken bizim üretimde gerilememiz, potansiyelimizi değerlendiremediğimizi gösteriyor. Türkiye’de bazı madenlerin faaliyetlerinin geçici durması üretimin düşmesinde büyük etken ama bu sadece ekonomik değil, stratejik bir kayıp” diye konuştu.


Altın ithalatı stratejik risk barındırıyor

Türkiye’nin yıllık altın ihtiyacının 160 ton seviyesindeyken, 2024 yılında yerli üretimle yalnızca 32,2 ton kısmının karşılanabildiğini ifade eden Yücel, “Aradaki 127,8 tonluk açık, ithalat yoluyla kapatılmak zorunda. Bu durum, Türkiye’ye her yıl milyar dolarlık fatura çıkarıyor. Altın ithalatına dayalı bir ekonomi sürdürülemez. Cari açığın büyümesine neden olan bu tabloyu değiştirmek için yerli üretimi artırmamız şart” dedi.


“Altın ithalatıyla harcanan 30 milyar dolarla neler yapılabilirdi?”

Merkez Bankası’na göre 2023’te parasal olmayan altın ithalatı önceki yıla göre yüzde 46,9 artarak 30 milyar dolarla bugüne kadar ulaşılan en yüksek yıllık düzey olduğuna dikkat çeken Yücel, “Bu rakam, altyapı yatırımları açısından devasa bir fırsat maliyetine işaret ediyor. Altın ithalatına harcanan bir yıllık 30 milyar dolarla, isterseniz İstanbul’daki üçüncü köprü gibi 6 boğaz köprüsü, isterseniz 2,7 İstanbul Havalimanı, 1,5 Akkuyu Nükleer Santrali, 1.500 km hızlı tren hattı, 30 büyük baraj ve hidroelektrik santrali inşa edilebilirdi. Ortalama bir devlet üniversitesinin maliyeti 200 milyon dolar. 30 milyar dolar ile bir yılda 150 üniversite inşa edilebilirdi. Büyük bir şehir hastanesinin maliyeti 1 milyar dolar. 30 milyar dolar ile 30 şehir hastanesi yapılabilirdi. Listeyi daha uzatmaya gerek yok, kısaca bu parayı yerli üretimle ülkemizde tutabilir, stratejik yatırımlara dönüştürebiliriz” ifadesini kullandı.


“Rezervimizi kullanmazsak bedelini ödemeye devam ederiz”

Altın ithalatına dayalı ekonomik modelin sürdürülemez olduğunu belirten Yücel, “Eğer üretimimizi artırmazsak, dışa bağımlı bir ekonomi içinde kaybolmaya devam ederiz. Oysa bu potansiyeli değerlendirirsek, cari açığı azaltabilir, bu milyarlarca doları eğitim, sağlık ve altyapı gibi alanlara aktarabiliriz” çağrısında bulundu.

“Yatırımcının cesareti kırılıyor”

Altın üretiminde karşılaşılan bürokratik engellerin sektörü yavaşlattığını belirten Yücel, “Bugün bir girişimci, altın madenciliğine yatırım yapmak istese, uzun ve karmaşık izin süreçleri ile boğuşuyor. Bu süreçler, yatırımcıların cesaretini kırıyor. Eğer bu engeller kaldırılmazsa, mevcut yatırımlar bile sürdürülebilir olmaktan çıkacak ve yerli altın üretimindeki düşüş devam edecektir. Onun için bir an önce yatırım ortamını iyileştirecek somut adımlar atılmalıdır” uyarısında bulundu.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM